Dokunulmazlık ve fezleke tartışmalarının siyasi boyutu ile ülkede yaşanan atmosferi RS FM'de değerlendiren Tarhan Erdem, hem hükümeti hem Cumhurbaşkanı'nı eleştirdi. Türkiye'nin demokrasiden tek adamlığa geçiş dönemi yaşadığını söyleyen Erdem, "Türkiye en tehlikeli zamanlarında bile böyle değildi. Böyle bir Türkiye'de yaşamak istemiyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fezlekeler için verdiği talimat sonrası, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin düğmeye basıldı, partiler arası görüşmeler başladı. Kulislerde "Milletvekilleri geçmişte olduğu gibi Meclis'ten alınıp götürülür mü?" endişesi hakim.

RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'bidebunudinle' programında konuşan Konda Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem, sürecin bir benzerinin olmayacağı görüşünde. Dokunulmazlık zırhı için 84. maddeyi işaret eden CHP'nin sadece 'kürsü dokunulmazlığı' şartını eleştiren Erdem, şunları söyledi:

"1994'teki durumun bir benzeri olmaz. Cumhurbaşkanı'nın söyledikleri, Başbakan'ın söyledikleriyle çelişiyor. Başbakan'ın dediklerini dikkate alırsak hepsini kaldıralım diyor. Bunun için 84. maddeyi değiştirmek gerek. Milletvekillerinin dokunulmazlıkları vardır. Tutuklanma olmadan mahkemeleri devam eder, karara göre işlem yapılır. Görev bitiminde tutuklanma kararı verebilir. Yapılması gereken buydu. Bence Sayın Davutoğlu'nun söylediği doğrudur. CHP'nin yalnız kürsü dokunulmazlığı eksik bir uygulamadır. ‘Tüm hareketlerinden dokunulmazlık devam eder; ama tutuksuz yargılanır' ifadesi olmalı. İkisinin arasında fark var."

'ÜLKENİN BU HALİNDEN AK PARTİLİ VEKİLLER SORUMLU'

Dokunulmazlık ‘tüm vekiller için' denildi ama asıl hedefin HDP olduğu herkesin dilinde. Tarhan Erdem bu noktada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Siyasetçi olarak görevini yap. Siyasetçi bu kararı alır gerisini yargıya bırakır" sözleri ile AYM'yi eleştirdiği sözlerini hatırlattı.
Erdoğan'ın bu kriz ortamında Meclis'e ve yargıya talimat vermesinin yanlış olduğunu söyleyen Erdem, "Kendisini meclisin üzerinde mi tahayyül ediyor? Onu anlamakta güçlük çekiyorum. Bu dünyada bir ilk. Cumhurbaşkanı'nın bunu söylemeye hakkı olsa bile Türkiye kriz ortamındayken bunları söylememesi lazım. Yanlış şeyler bunlar" dedi.

'YÜZDE 52 OY ALDI DİYE YÜZDE 48 HİÇ Mİ KONUŞMAYACAK?'

AK Parti milletvekillerini de Erdoğan'ı uyarmadığı için sitem eden Erdem şöyle konuştu:

"Bir Cumhurbaşkanı hükümetle nasıl ilişki kurar onu bilemiyorum. Ama herhalde aynı kanaatte değiller. Milletvekilleri yazarlara, akademisyenlere, kim önüne gelirse hakaret ediyor. ‘Alçak, hain, ihanet içinde' lafları her konuşmasında var. Kim bunlar? Türk milletinin yurttaşlarına karşı Cumhurbaşkanı böyle bir vaziyet alırsa toparlamak lazım. Yüzde 52 oy aldı diye yüzde 48 hiç mi konuşmayacak? Böyle bir devlet tasavvur edilebilir mi? Türkiye'nin bu hale gelmesinden AK Partili milletvekilleri sorumludur. ‘Cumhurbaşkanı milletvekillerinin yetkisini tanımıyor' deniyor. Peki,  sen kendi yetkini bilmiyor musun? Bunlar davul çalsan yine duymazlıktan geliyorlar."

'BÖYLE BİR TÜRKİYE'DE YAŞAMAK İSTEMİYORUM'

Tarhan Erdem geleceğe yönelik endişelerini, "Türkiye'nin durumu herhangi bir zaman gibi değil. En büyük tehlikeler olduğu zamanlarda bile böyle durumlar yoktu. Siz ne görürsünüz bilemem ama kimse kusura bakmasın, ben böyle bir Türkiye'de yaşamak istemiyorum" şeklinde dile getirdi.
Çözüm de iki yol öneren Erdem, "Bugün iktidarda olan AK Parti milletvekillerinin ve hükümetin Cumhurbaşkanı'na 'otur  yerine' demesi lazım. Devam ederse Türkiye'nin başına ne gelecek görüyorlardır. O olmazsa güçlü şekilde yeni bir parti kurmak lazım. O partinin bazı şeyleri söylemesi gerekir. Mevcut koşullarda ne CHP'nin, ne MHP'nin demokrasi dışı girişimlere karşı çıkacak gücü var. Çünkü halka güven vermiyor" diye konuştu.