Ankara JİTEM davasında, Eski Başbakan Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller mazeret bildirerek ifadeye gelmedi. Mazeret dilekçelerini aktaran mahkeme başkanı “Biri dizinden biri şeyinden rahatsızmış” dedi. Tansu Çiller'in AKP'nin cumhurbaşkanı yardımcısı olarak isminin geçmesinin ardından mahkemeye gelmemesi dikkat çekti. Tanık olarak dinlenen Veli Küçük ise çelişkili ifade vererek, “Fail meçhul cinayetlerde cesetler benim sorumluluk bölgeme atılıyordu ama benim bölgemde işlenmiyordu. Benim bölgemde de faili meçhul bulunamadı” diyerek faili meçhulleri araştırmadığını ifade etti.

Ankara JİTEM davasının 19. duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu izleyici olarak katıldı. SEGBİS sistemiyle dinlenmesi beklenen eski Başbakan Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller sağlık durumlarını gerekçe göstererek ifade vermedi. Mahkeme başkanı Çillerlerin mazeretini “biri dizinden biri şeyinden rahatsızmış” diye açıkladı.

TANRIKULU'NUN TEPKİSİ

Önce salon yetersizliğinden 4 kez yer değiştiren duruşma daha sonra heyet eksikliği, ardından savcının cübbesinin olmamasından dolayı gecikmeli başladı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Duruşma var, heyet yok, duruşma salonu yok, tanık yok, sadece mağdurlar ve avukatları var", "Mahkemeye duruşma salonu bulundu şimdi heyete hakim savcıya cübbe aranıyor" diye tepkisini gösterdi. Mağdur avukatlarının sanık sandalyelerinde oturarak başladığı duruşmada, JİTEM sorumlularından Veli Küçük ifade verdi.

'İKİSİ BİRDEN Mİ HASTA OLDU?'

Bir önceki duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar verilen Tansu Çiller ve eşi Özer Uçar Çiller'in rapor aldığı ve SEGBİS yolu ile mahkemeye katılmayacakları bildirildi. Avukatlar ise, "İkisi beraber mi hasta olmuş hakim bey?" sorusuna karşılık mahkeme başkanı "Birisi dizinden birisi 'şeyinden' rahatsızlanmış" diye cevap verdi.

VELİ KÜÇÜK JİTEM'İ BASINDAN ÖĞRENMİŞ

İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ne SEGBİS yolu ile bağlanan Veli Küçük, dosyada adı geçen sanıkları tanımadığını ileri sürerek, JİTEM'i basından duyduğunu söyledi. Küçük, böyle bir yapılanmayı bilmediğini ve faili meçhul cinayetlerle bir ilgisinin bulunmadığını savundu.

Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Teoman Koman'a “Başka yerlerde öldürüyorlar, benim bölgeme atıyorlar” dediğini kabul eden Küçük, duruşma sırasında çark etti ve “Benim bölgeme atılmış bir ceset yok. Bölge olarak kast edilen yer. İstanbul'dan Bolu'ya kadar olan yer. Benim sorumluluk alanım olan Kocaeli ilinde faili meçhul ceset yoktur” diye konuştu. Küçük, Teoman Koman'a neden böyle bir söz söylediğini “O dönem bölge faili meçhul cesetlerle biliniyordu. 'Neden böyle' diye sorulduğunda 'Başka yerlerde öldürüp, buralara atıyorlar' dedim. Bir yerde cinayet olursa polisi, zabıtası çözmeli, çözülemeyenler atılıyorsa ne olur? Bu nasıl değerlendirilir? Getirip bırakmışlar demektir” diye konuştu.

Küçük, 1992-1996 yılları arasında Kocaeli Jandarma Alay Komutanı olduğunu belirterek, kendi sorumluluk alanında bulunan cenazelere ilişkin, "Benim bölgemde işlenmiş cinayetler değildir. Cinayetler işlendikten sonra getirip bizim bölgemize atmışlar" diye konuştu. Avukat Sertaç Kamil Ekinci, "sorumluluk alanınızda bulunan cenazelerle ilgili bir soruşturma yürüttünüz mü?" sorusuna ise, "Hayır hiçbir soruşturma yürütmedim çünkü onlar bizim sorumluluk alanımızda öldürülmemişti" diye karşılık verdi. Ekinci bu cevabın üzerine "o cenazelerin sizin alanınızda öldürülüp öldürülmediğini nereden biliyorsunuz" diye sordu. Küçük, "Bir kişi bir yerde öldürülmüşse devlet güçleri kimin öldürdüğünü bulur ancak eğer kimin yaptığı bulunamıyorsa demek ki başka yerde öldürülmüştür" diye kendisini savundu.

Avukat Ekinci, "Öldürülenlerin Kürt olması dikkatinizi çekti mi?" sorusuna Küçük "Hayır dikkatimi çekmedi" diye cevap verdi.

MAHMUT YILDIRIM'I TANIMIYORMUŞ

Kamuoyunun "Yeşil" olarak bildiği Mahmut Yıldırım'ı tanımadığını da ileri süren Küçük'e "Susurluk Davası'nda Mahmut Yıldırım'a ait telefon numarasının sizin adınıza kayıtlı olduğu anlaşıldı, tanımadığınız birinin telefonu neden sizin adınıza kayıtlı?" diye soruldu. Küçük bu iddiayı reddettiğini söyleyerek o telefonun resmi kayıtlara yanlış yazıldığını savundu.

Meclis Araştırma Komisyonunun raporuna atıfta bulanan Avukat Ruşen Ali Nergis de, "Komisyon raporuna göre Tanık Erhan Özen'in 93-96 yıllarında işlenen faili meçhul cinayetlerin İbrahim Şahin, Korkut Eken, Veli Küçük, Özel Harekat Polisleri Ayhan Çarkın, Ayhan Akça ve Oğuz Yorulmaz ile birlikte işlediklerini ifade etmiş" dedi.

Uğur Dündar'ın daha önce tanık olarak ifade verdiği dosyada "Benim de ölüm listelerinde adım olduğunu gazeteci Emin Demirel'den öğrendim" ifadeleri üzerine beyanlarına başvurulan, dönemin Hürriyet Polis Muhabiri Emin Demirel, SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Emin Demirel'e Uğur Dündar'a ölüm listesinde isminin olduğunu söyleyip söylemediği soruldu. Demirel, ölüm listesinden Uğur Dündar'a bahsedip bahsetmediğini hatırlamadığını söyledi.

AVUKATLARIN TALEPLERİ VE KARAR

Avukatlar taleplerinde Tansu Çiller ve eşi Özek Uçar Çiller'in tekrar mahkemeye davet edilmesini, sanıkların duruşmaya getirilmesini, sanıkların tutuklanmasını, tanıkların SEGBİS ile değil mahkeme huzurunda dinlenmesini talep etti.

Savcı mütalaasında Korkut Eken hakkındaki yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması talebinin reddine, tüm sanıkların tutuklanma talebinin reddine, Memduh Bayraktaroğlu'nun tanık olarak dinlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesini talep etti.

Verilen karar arasının ardından mahkeme heyeti, Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama kararının akıbetinin sorulmasına, sanıkların huzura getirilmesi talebinin reddine, Fikri Sağlar'ın tanık olarak dinlenmesi için kendisine SMS yolu ile bilgi verilmesine, dönemin Başbakanı Ahmet Mesut Yılmaz'ın SEGBİS yolu ile dinlenmesi için Beykoz Adliyesine talimat yazılmasına, daha önce karar alınmasına rağmen Tansu Çiller ve Özer Uçar Çiller'in dinlenmesine bu aşamada gerek olmadığına karar verdi.

Bir sonraki celse 22 Aralık Cuma günü saat 10:00'a ertelendi.

ÇİLLER GEÇEN DURUŞMADA TANIK OLAMAM DEMİŞTİ

5 Mayıs 2017 tarihli son duruşmada Fevzi Türkeri ve Nur İnuğur tanık olarak ifade verdi. Sanık Alper Tekdemir ve tanık olarak dinlenmesi beklenen isimlerden gazeteci Emin Demirel SEGBİS bağlantısı kurulamadığından, Veli Küçük istirahat raporu sunduğundan, Mesut Yılmaz ve Fikri Sağlar ise duruşmaya katılmadıklarından dinlenememişti. Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller ise avukatları aracılığıyla tanıklık talebinin “abesle iştigal” olduğunu, katılan avukatlarının yazılı sorularına yazılı olarak yanıt verebileceklerini belirten bir dilekçeyi mahkemeye sunmuştu. Ancak savcı huzurda dinlenmelerini istemiş, mahkeme heyeti ise SEGBİS aracılığıyla dinlenmeleri için İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılmasına karar vermişti.

NE OLMUŞTU?

1993-96 yılları arasında Ankara’da Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da bulunduğu zorla kaybedilen veya yasa dışı keyfi infaz edilen 19 kişiye ilişkin ilk soruşturma 2011 yılında başlatıldı. 20 Eylül 2013 tarihinde zamanaşımı riskinden dolayı Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame düzenlenirken, 19 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen yeni iddianameyle Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan cinayetleri de yargılamaya dahil edildi.

Sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman’ın “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından yargılandığı dava Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. (Kaynaklar: Evrensel, ANF)