Türkiye’ye iade edilmeleri sonrası Meriç Nehri’ne atılıp, bazıları kaybolan sığınmacı grup arasında olduklarını belirten iki yeni tanık, o günü anlattı. Tanıklar, 50 yaşlarındaki Afganistanlı bir sığınmacının askerlerce silahla vurulduktan sonra nehre atıldığını söyledi.

Edirne’den Yunanistan’a geçtikten sonra yakalanıp, 23 Ağustos tarihinde Türkiye’ye iade edilen 150 kişilik sığınmacı grubun içerisinde yer alan 45 erkeğin askerlerce Meriç Nehri’ne atıldığı iddialarına ilişkin yeni tanıklar ortaya çıktı. Sözkonusu olay, nehre atılan sığınmacılardan biri olduğunu söyleyerek Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’ne (ÖHD) başvuran Suriyeli sığınmacı Sad El Delli’nin (24) anlatımları ile gündeme geldi.

Diren Yurtsever'in Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre Delli, Türkiye’ye iade edilmeleri sonrasında kadınlar ve erkekler olarak ayrıştırılıp, aralarında 10 yaş üstündeki çocukların da bulunduğu 45 kişilik grupla birlikte nehre atıldıklarını anlattı. Delli, askerlere nehre atılmaları emri veren komutanın “güle güle” diyerek arkalarından el sallarken o anları video kaydına aldığını da dile getirdi. 

İKİ YENİ TANIK

Bu anlatımlar soru önergeleri ile Meclis gündemine taşınırken, o gün Meriç Nehri’ne atılanlar arasında bulunduklarını söyleyen iki sığınmacıya daha ulaştık. Yaşadıkları korkuyu hala üzerlerinden atamadıkları görülen iki sığınmacı, güvenlikleri gerekçesiyle isimlerini vermek istemedi. Fakat dile getirdikleri iddialar oldukça vahim.

SİLAHLA VURULDULAR 

Tanıklardan ilki, Yunanistan tarafından iade edildikten sonra askerlerin elinde iken, bir jandarma komutanın nehre atılmaları yönünde emir verdiğini dile getirdi. Bu emir üzerine gruplar halinde nehre atılmaya başlandıklarını söyleyen tanık, nehre atılmak istenirken kaçmaya çalışan için 50 yaşlarındaki Afganistanlı bir sığınmacının askerlerce silahla vurulduğunu ileri sürdü. Tanık, vurulan Afganistanlı sığınmacının daha sonra nehre atıldığını da söyledi.

‘KOMUTAN GELİNCE HERŞEY DEĞİŞTİ’

Suriyeli olan diğer tanık ise, 23 Ağustos günü 6 kişi Edirne’den Yunanistan’a geçtiklerini, fakat Yunan sınır polisleri tarafından gözaltına alınıp, ertesi gün saat 11.00 sıralarında Türkiye’ye iade edildiklerini anlattı. “Kız kardeşimin eşi de vardı yanımda. Biz 3 Suriyeli ve 3 Afganistanlı olmak üzere 6 kişiydik. Türkiye’ye iade edildikten sonra Edirne’den  İstanbul’a gelmek için araba bulmak üzere yürümeye başladık. Bir süre sonra Türk askerleri geldi ve araçlara bindirildik. Bize iyi davranıyorlardı. Arabada sohbet ettik, her şey yolundaydı. Ta ki komutan gelene kadar” diyen tanık, bir araçla yanlarına gelen komutanın içinde bulundukları araçları durdurduğunu dile getirdi.

NEHRE İLK ATILAN TUNUSLU SIĞINMACI 

O sırada askerlerin kendilerini komutana ‘Yunanistan’a gitmeyeceğiz’ dememeleri yönünde uyardığını söyleyen sığınmacı, devamında yaşananları şöyle ifade etti: “Bizim grupta Tunuslu bir Hristiyan sığınmacı vardı. Askerler komutana Tunuslunun Hristiyan olduğunu söyledi. Komutan da Tunuslu’ya ‘Gel gel ben seni göndereceğim Yunanistan’a. Yunanistan seni niye kabul etmedi’ diyerek, nehre attı. İlk nehre atılan Tunuslu oldu.” 

Herkes korkmaya başladı. Türkçe bilmeyen bir sığınmacı ağlamaya başladı. Komutan askerlere, ‘Hepsini nehre atın, Yunanistan’a gitsinler. Eğer gitmek istemeyen olursa kafasına sıkın’ diye emir verdi. Bazı askerler bu emri uygulamak istemedi. Hatta bize güneş battıktan sonra vardiyanın değişeceğini ve komutan gidince bizi bırakacaklarını söylediler. Ama sonra onlar da korktu. ‘Ya komutan gelirse’ diye aralarında konuşuyorlardı. Komutan gittikten sonra askerler 5’erli grup halinde bizi seçmeye başladılar. İlk götürdükleri 5 kişiyi nehre attılar. Onların bağırma sesleri bize kadar geldi. Askerler gelip bize; ‘Arkadaşlarınız nehirde boğuluyor. Aranızda yüzme bilen varsa gidip kurtarsın’ dediler. Ama bizim gruptan kimse kalkmadı. Çünkü hepimiz aramızda yüzme bilmeyenlerin olduğunu söylemiştik, ama bizi dinlemediler. Sıra bize gelince göğüs seviyesinde olduğunu ve korkmamamız gerektiğini söyleyen askerler, ‘Korkmayın, suya atlayın, Yunanistan’a gidin. Sonra gelecekseniz de bizim sizi görmeyeceğimiz yerlere gelin’ dedi. Bizi de attılar suya ve girdiğimizde suyun daha fazla olduğunu gördük.”

2 KİŞİ HALA KAYIP

Yüzme bilmemesine rağmen nehirde boğulmak üzere olan bir arkadaşını kurtardığını kaydeden sığınmacı, o güne dair “Hala yaşadığıma inanamıyorum. Bize yeni bir hayat yazıldı. O anlar çok zordu. 6 kişiydik, dördümüz kurtulduk. Diğer iki kişi hala kayıp. Öldüler mi kaldılar mı bilmiyorum. Kaybolanlardan biri kız kardeşimin eşi 28 yaşındaki Muhammed İsmail’di. Diğeri de 37 yaşında ve 4 çocuk babası Muhammet El Ali adında bir Suriyeliydi” diye belirtti.