Gezi Parkı direnişi sırasında Ankara'da Ethem Sarısülük’ün vurulduğu sırada yanında olan ve adını “tanık” olarak yazdıran Şahin İ.’nin tutuklandığı, keşif yerinde dinlenen M.C.T.’ye arama kararı çıkarıldığı ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 10’uncu madesiyle yetkili savcılığın soruşturmasında, tanıklara “linç girişiminde bulunarak, öldürmeye teşebbüs” suçlaması yapıldığı ortaya çıktı.

Hürriyet gazetesinden Oya Armutçu'nun haberine göre, Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, şunları söyledi:

TANIKLARIMIZDAN ELİNİZİ ÇEKİN

 “Özel yetkili savcılık önce darbe sonra cinayete teşebbüs suçlaması yaptı. Hukuk dışı ironik olaylar yaşıyoruz. Tanıklar sanık, sanık polis A.Ş. mağdur yaratılmak isteniyor. Ethem’in vurulduğu sırada yakınında olan ve adını bize tanık olarak bildirenlere tehdit, tutuklama ve gözaltı kampanyası açıldı. Olayı doğrudan gören çok sayıda tanığımız var ve bu tanıklarımızı savcılığa bildireceğiz. Tanıklarımızdan elinizi çekin. Kanıtları karartma ve çarpıtma çabanızdan vazgeçin. Tanığımız M.C.T. gözaltı listesine alındı, ifade verecek Şahin İ. bir hafta önce tutuklandı. Tanığımız Burhan Ç. telefonla aranarak tehdit edildi. Anneannesinin ev telefonu arandı ve telefonu açan tanığın teyzesine, bu telefon numarasından Hakkâri Yüksekova’dan bir grup terörist ile bağlantı kurulduğu iddia edildi. Burhan Ç.’nin banka soyduğu öne sürüldü. Ailesinin hesaplarını bile sormuşlar.”

HUKUK DEVLETİNDE OLMAZ

Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Erol Aras, şüpheli polis memuru A.Ş. tahliye edilirken, tanıkların A.Ş.’yi “öldürmeye teşebbüsle” suçlanmasının hukuk devletinde kabul edilemeyeceğini belirterek, şunları söyledi:

“Yapılan demokratik ve çağdaş ülkelerdeki protestoların ayarında bir anayasal hakkın kullanılmasıdır. Konu kesinlikle terör savcılarının konusu değildir. Bu eylemleri ancak normal cumhuriyet savcıları toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu çerçevesinde değerlendirebilir. Ankara 3’üncü Sulh Ceza Mahkemesi daha önce gözaltına alınanları ‘anayasal demokratik haklarını kullanmıştır’ diye serbest bırakmıştı. Hemen ardından Sayın Başbakan’ın serbest bırakılma kararlarını azarlayan açıklaması sonrası tutuklamalar başlamıştır. Hem savcılıkta, hem mahkemede bu sözlerin etkisi görülmüştür. Olay bu boyutuyla çok vahimdir. Tutuklanan kişilerin itirazlar üzerine hemen salıverilmeleri gerekir. Hukukun gereği budur.”