Suruç'ta patlamanın meydana geldiği yerde kimliği bulunan Adıyamanlı Ş.A.A'nın, abisi Y.E.A ile birlikte Adıyaman’da 'İslam Çay Ocağı' adında bir kafede çalıştığı iddia edildi.

Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder’in de Suriye’ye gitmeden önce bu çay ocağına sık sık gittiği ortaya çıktı.

'İslam Çay Ocağı', çocukları IŞİD’e katılan ailelerin şikayeti üzerine 2014 yılında ruhsatsız olduğu gerekçesiyle Adıyaman Belediyesi tarafından kapatılınca Ş.A.A ile ağabeyi Y.E.A IŞİD’e katılmak için Suriye’ye gitti.

Radikal, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 32 kişinin hayatını kaybettiği saldırının faili olduğu iddia edilen Ş.A.A ile ilgili detaylara ulaştı. 2013 Yılında Adıyaman’ın kenar mahallelerinde gizli yapılan örgütlemeler 2014 yılında şehir merkezinde açıkça yapılmaya başlandı. Aynı yıl Ş.A.A ile abisi Y.E.A şehir merkezinde 'İslam Çay Ocağı' adında bir kafede çalışmaya başladığı öne sürüldü.

İki katlı cafeye IŞİD sempatizanları takılınca kafenin ikinci katı mescit olarak kullanılmaya başlandı.

'EMNİYET İKİ KEZ BASTI'

İslam çay ocağına takılan gençlerin hal ve hareketleri değişince aileler durumdan şüphelendi. Çocuklarının IŞİD’e katılmasını engelleyen aileler birkaç kez çay ocağın bastı. Hiçbir sonuç alınamayınca aileler kafe ile ilgili Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’ne başvurdu. Kafeye takılan gençler Adıyaman Emniyet Müdürlüğü tarafından takip edildi. Çay ocağı iki kez Adıyaman Emniyet Müdürlüğü tarafından basıldı. Ancak IŞİD’e örgütleme adına hiçbir delil bulunamayınca kafenin geçmişi araştırıldı. Araştırmalar sonucunda kafenin ruhsatsız olduğu ortaya çıkınca Adıyaman Emniyeti çay ocağını mühürledi. Kafenin kapatılması üzerine Ş.A.A ile Y.E.A IŞİD’e katılmak için 6 ay önce Suriye’ye gitti.

KAFEDE IŞİD BAYRAKLARI VARDI

Diyarbakır saldırısı sonrasında Radikal’e konuşan Orhan Gönder’in annesi Hatice Gönder İslam Çay Ocağı ile ilgili şöyle konuşmuştu:

"Burada oğlum ve arkadaşlarının beraber takıldığı 'İslam' adında bir kafe vardı. Aileler olarak o kafeye gittik. Kafe iki katlıydı. İkinci katta namaz kılınıyordu. IŞİD bayrakları duvarlara asılmıştı. Oradakilere oğlumu tanıyıp tanımadıklarını sordum. Yemin ederek tanımadıklarını söylediler. Aileler olarak üç dört kez oraya baskın yaptık. Durumu devlete de bildirerek oranın kapatılmasını istedim.’’ (Radikal)