Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in 9. videosunda Suriye'deki El Nusra örgütüne SADAT'ın silah gönderdiği iddiası üzerine, o dönemde yaşanan tartışmalar yeniden gündeme geldi.

Türkiye'nin Suriye'deki cihatçı örgütlere silah yardımında bulunduğu iddiası 1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesi ve 19 Ocak 2014'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde MİT TIR'larının durdurulması olayıyla alevlenmişti.

Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, Hatay ve Adana’da durdurulan MİT TIR’larının Bayırbucak Türkmenlerine silah taşıdığını söyledi.

TUĞRUL TÜRKEŞ: VALLAHİ SİLAHLAR TÜRKMENLERE GİTMİYORDU

Tuğrul Türkeş ise, AK Parti’ye geçmeden önce Haziran 2015'te Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programında TIR’larla gönderilen silahların Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun iddia ettiği gibi Bayırbucak Türkmenleri’ne gönderilmediğini söylemişti.

Türkeş, “Bizi izleyenlerin huzurunda yemin ediyorum. Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu. Bilerek söylüyorum, iddia ederek söylüyorum. Bizim o bölgeyle irtibatımız var. Bayırbucak Türkmenleriyle, Halep’tekilerle irtibatımız var” ifadelerini kullanmıştı.

DAVUTOĞLU 'TÜRK DESTEĞİ YOKSA KENDİLERİNİ NASIL SAVUNDULAR' DEMİŞTİ

Ahmet Davutoğlu, başbakanlıktan istifa etmeden üç ay önce, Şubat 2016 tarihinde El Cezire televizyonuna verdiği mülakatta ise, "Eğer Suriye halkına Türk desteği yoksa kendilerini nasıl savundular? Halep’i savunabilirler miydi? Eğer bugün gerçek Suriye ılımlı muhalefeti varsa, bu Türkiye’nin sayesindedir. Eğer bugün rejim ülkenin tüm topraklarını kontrol edemiyorsa, Türkiye’nin ve diğer bazı devletlerin sayesindedir. Eğer geçen hafta Rusya’nın IŞİD’i hedef almadan Tel Rifat, Halep ve Azez’e 500 uçuşla yaptığı ağır bombardımana rağmen Suriye halkı hala orada ve topraklarını savunuyorsa, bizim desteğimiz sayesindedir. Bu desteğe devam edeceğiz" demişti.

KILIÇDAROĞLU: HÜKÜMETİN EL NUSRA'YA DESTEK VERDİĞİNİ HEPİMİZ BİLİYORUZ

Suriye'deki terör örgütlerine Türkiye'den yardım gittiği ve SADAT adlı savunma şirketinin de bu işin içinde olduğu iddiaları muhalefet partileri tarafından gittikçe daha yüksek sesle dile getirilmeye başlanmıştı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’de bulanan yabancı basın kuruluşlarının Türkiye temsilcilileri ile İstanbul’da 30 Eylül 2016 tarihinde yaptığı toplantıda şunları söylemişti: “Mevcut hükümetin El Nusra’ya destek verdiğini hepimiz biliyoruz. Tüm dünya biliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bile, El Nusra’nın, IŞİD’le mücadelesine destek verilmesi yönünde açıklaması oldu. Türkiye’nin Suriye’ye silah gönderdiğini artık bütün dünya biliyor. Zaten El Nusra ÖSO’nun içinde. Türkiye’nin ÖSO’ya destek verdiği herkes tarafından biliniyor. Karargahı bir dönem Türkiye’deydi. Bizim bir milletvekilimiz, Hatay’da, onların kampına girmek istedi. Milletvekilimize izin vermediler çünkü orada silahlı eğitim veriliyordu. Bu bilinen bir gerçek, parlamentodaki tutanaklara da yansıyan bir gerçek.”

Kılıçdaroğlu daha sonra da bu yöndeki iddialarını sık sık dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, 6 Şubat 2018’de Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Ben PYD’nin de YPG’nin de terör örgütü olduğunu defalarca söyledim. Oysa Erdoğan, Yargıtay’ın 2015’te bu örgütlerin terör örgütü olduğu yönündeki kararından sonra, PYD liderini Ankara’ya davet edip, ayağına kırmızı halı serdi, yani terör örgütüne yardım ve yataklık etti! CHP kurulduğundan beri hiçbir terör örgütü ile bir ilişki içinde olmamıştır. Bizi karalayanlar ise, gözlerimizin önünde FETÖ’ye, PKK’ya, El Nusra’ya, IŞİD’e yardım ve yataklık yaptılar. Benim alnım ak, sizin de öyleyse bu dediklerim için beni mahkemeye verin!” ifadelerini kullanmıştı.

SORU ÖNERGESİ: SADAT'IN IŞİD MİLİTANLARINI EĞİTTİĞİ İDDİASI DOĞRU MU?

Eylül 2016'a CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevine getirilen emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu SADAT’ı TBMM gündemine taşımıştı. Tanrıverdi dönemin başbakanı Binali Yıldırım’dan El Nusra, El Kaide ve IŞİD terör örgütleri ile SADAT’ın ilişkisi olduğuna ve SADAT tarafından IŞİD militanlarının eğitildiğine dair iddiaların doğru olup olmadığının açıklanmasını istemişti.

SADAT'IN AMACI

İddiaların odağınddaki SADAT amacını ‘'Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu, stratejik danışmanlık, askeri eğitim ile donatım alanlarında hizmet, İslam ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmak, İslam dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak hak ettiği yerini almasına yardımcı olmak” biçiminde açıklamıştı. Askeri ve güvenlik alanında pek çok eğitim de veren şirketin kursları arasında, “Gayri Nizamı Harp, Keskin Nişancılık, Kara Harekatı, Koruma, Tahrip, İleri Teknik Muharebe, 'Topçu ve Havan İleri Gözetleyicilik', Tank, Zırhlı Araç Avcılığı” gibi eğitim paketleri bulunuyordu.

AFRİN TOPLANTISINDA TANRIVERİ DE YER ALMIŞTI

Afrin harekatı konusunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında 23 Ocak 2018 tarihinde yapılan "Güvenlik Zirvesi" toplantısında, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcıları, İçişleri, Dışişleri, Milli Savunma Bakanları ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Başdanışmanlar Adnan Tanrıverdi ve Mustafa Varank yer aldı.

PEKER'İN ÇELİK YELEK VE ARAZİ ARAÇLARI GÖNDERMESİ

Sedat Peker'in son videosuna öne sürdüğü SADAT iddiasına konu olan yardım organizasyonları ise 19 Mart 2018 ve 22 Mart 2018 tarihlerinde gerçekleştirilmişti. Sedat Peker 19 Mart 2018'de tarihinde Afrin'deki Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) çelik yelek gönderdiğini açıklamış, 22 Mart 2018 tarihinde de arazi araçları gönderdiğini açıklamıştı.

Peker sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Kıymetli dostlarım, Özgür Suriye Ordusu'ndaki kardeşlerimize arazi araçları desteğimizin ilk bölümünün yola çıkışının kandil gününe denk gelmesinden dolayı dünyamda ruhsal olarak ayrı bir huzur buldum. Tüm İslam aleminin Regaib kandilini kutluyorum. Bu kutsal günün zalimlere hainlere mağlubiyet, onurlu ve şerefli insanlara galibiyet getirmesini Allah'tan diliyorum."

SEDAT PEKER NE DEDİ?

Sedat Peker, o tarihlerdeki bu organizasyonlarla ilgili son videosunda ise şunları anlattı:

MİT TIR'ları yakalandıktan sonra kafamda şöyle bir şey oluşmuştu: Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de oradaki kardeşlerimize, Bayırbucak Türkmenlerine ve diğerlerine yardımcı olmak için İHA, kıyafetler, -ama sayıca çok fazla, oradaki tüm savaşçılara yetecek kadar- telsizler, çelik yelekler, onlar bunlar, tırlarca yardım… Bu projejiyi düşündük. O milletvekili arkadaşımızla da konuştuk. O da düşünceyi aldı, iletmesi gereken yerlere iletti. Sonra dediler 'Biz ek tırlar verelim, sizin tırlarla beraber (gitsinler)'. Bizim tırlar 'Sedat Peker yardım konvoyu' diye gidiyor. Basına da resimler veriyoruz. Tüm ekipmanları yolluyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz. Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz dediysem silah var, saf çocuk değiliz. Bu da normal, olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor, SADAT'ın içindeki bir ekip tarafından.

Bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum ama onlar hariç, onların benimle hiçbir ilgisi yok ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor. Sonra ben yüklü miktarda Mitsubishi araçlar yollamaya başlayınca dediler 'Bize de biraz verir misin, oradaki savaşçılar…' dedim tamam, verelim. Sonra baktım Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar, aracı aldık diye ama bir iki tanesi Arapça konuşuyor. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar 'Bunlar el Nusracı' dedi. Bizim diğer arkadaşlar da 'Bu gidenler el Nusra'ya gidiyor' dediler. Evet, benim üzerimden gidiyor. Samimi söylüyorum. Ama ben yollamadım, SADAT'çılar yolladı.

EL NUSRA 2012'DE ABD'NİN, 2014'TEN BERİ TÜRKİYE'NİN TERÖR LİSTESİNDE

El Kaide'nin eski Suriye kolu olan El Nusra Cephesi, 2012'den bu yana ABD'nin, 2014'ten beri de Türkiye ve Rusya'nın terör örgütleri listesinde bulunuyor. Suriye'de İslamcı bir yönetim kurmayı hedefleyen selefi örgüt, ABD ile Rusya'nın askeri operasyonlarını artırdığı 2016 yılında El Kaide'den ayrılarak isim değişikliğine gitmişti. Örgüt bu dönemde Fetih el Şam Cephesi ismini aldı; adı hem IŞİD'le hem de o dönem Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu'nun çatısı altında bulunan Ahrar ül Şam örgütüyle çatışmalarla anıldı. Aynı zamanda Suriye ordusuna karşı çok sayıda silahlı ve bombalı saldırıdan sorumlu tutuldu.

El Nusra bugün, İdlib vilayetinin önemli bir kısmını kontrol eden Heyet Tahrir el Şam Örgütü'nün (HTŞ) en büyük parçalarından birini oluşturuyor. Şam'ın 2019 yılında İdlib'deki operasyonlarında, Türkiye destekli grupların Suriye ordusunun ilerlemesine karşı El Nusra'ya yardım ettiği iddia edilmişti. HTŞ'nin bu dönemde Suriye ordusunun ilerlemesi karşısında 'Türkiye'yi daha müdahil bir politika' izlemeye çağırması dikkat çekmişti.

Kaynak: Duvar