Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi ve Dünya Miras Alan eski Yönetimi, Diyarbakır Sur ilçesinin 2015 yıllından bu yana yasaklı olan bölgesinde yaptığı inceleme sonucu hazırladığı raporu Mimarlar Odası’nda açıkladı.

Mimarlar Odası Şube Başkanı Şerefhan Aydın, yaşanan yıkımın ardından ilçenin bazı mahallelerine girilmesine ısrarla izin verilmediğini belirtti. Aydın, yasağın hala sürdüğü ilgili alanda meydana gelen yıkımı ve yeni yapılan yapıları incelediklerini söyledi.

‘KİMLİKSİZ BİR KENT İNŞA EDİLİYOR’

Hazırlanan raporu açıklayan Aydın, 2 Aralık 2015 tarihinde 6 mahallede ilan edilen sokağa çıkma yasağının 28 Ocak 2020 tarihi itibariyle de devam ettiğini, bu süre içerisinde Sur’un 6 mahallesinin büyük bir kırımla karşı karşıya kalındığını ifade etti. Kentsel sit alanı olan Sur’un, bu bölgesinde yıkımla başlayan ve yeni yapılaşmayla devam eden süreci değerlendiren Aydın, Diyarbakır’ın, özellikle de Sur’un özgün kent mimarisine yabancı, kimliksiz, “modern”, “soylulaşmış” bir kent inşa edilmek istendiğinin görüldüğünü söyledi.

‘TESCİLİ YAPILAR YERİNDE YOK’

Aydın, hazırladıkları raporda tespitlerini şöyle sıraladı:

* Sur içi bölgesinde kentsel dokunun iyi korunduğu, Savaş, Hasırlı, Fatih paşa, Dabanoğlu mahallelerinde yer alan 49 (Kırk dokuz) adet tescilli yapının kalıntılarının dahi yerinde olmadığı teyit edilmiştir. Ayrıca yüze yakın tescilli sivil mimari örneği yapı büyük tahribata uğramış ağır hasarlı halde yerinde durmaktadır.

* Onlarca Sivil mimari örneği yapı (korunacak çevresel değerli yapılar ve müdahale edilerek korunacak çevresel değerli yapılar) yıkılmıştır. Yıkılan yapılara ait tekrar kullanılabilecek orijinal yapı malzemeleri alanda bulunamamıştır.

ASIL YIKIM İŞ MAKİNELERİYLE YAPILDI

* Uydu görüntüleri üzerinde yaptığımız çalışmalarda görüldüğü üzere her ne kadar alandaki yapılar tank ve topla dövülmüş olsa da, asıl yıkımın çatışmalardan sonra alanda ki iş makineleri ile yaratıldığı tespit edilmiştir.

* Alandaki yapıların mevcut durumu, yıkımların Kültür Bakanlığı uzmanları gözetiminde yapılmadığı, yıkımı gerçekleştiren kurumların kontrolsüz, özensiz, koordinasyon ve iletişim eksikliğiyle bu çalışmaları yürüttüğü ve şu anki tablonun oluşmasına sebep olduğu gözlemlenmiştir.

* Bazı tescilli Sivil Mimari Örneği ve Korunması Gerekli Çevresel Değerli Yapıların bir bölümünün yıkılarak fiili araç yolu olarak kullanıldığı, ayrıca başta Yenikapı sokak olmak üzere birçok sokağın Sur’un geleneksel kent planına aykırı bir şekilde genişletildiği, bunun sonucunda da birçok tescilli ve çevresel değerde korunması gerekli yapının yıkıldığı tespit edilmiştir.(673 ada 98-99 parsel)

TİCARİ AMAÇLI YAPILAR İNŞA EDİLİYOR 

* Yaşanan yıkım ve 2016 yılında revize edilen Koruma Amaçlı İmar Planı (KAİP) ile yüzlerce yıldır korunan ada, parsel ve sokak sınırlarının değiştirildiği, parsellerin birleştirilerek kütlevi ticari amaçlı yapıların inşasına olanak tanındığı, dolayısıyla kentsel sit alanı olan Sur’un özgün sokak dokusunun ve bütünlüğünün, otantikliğinin tamamen yok edildiği görülmüştür.

* Hiç kimsenin alana girişine izin verilmemesine rağmen bazı yapılarda define amaçlı kazıların yapıldığı ve yapıların tahrip edildiği gözlemlenmiştir.

* Alanda yeni yapıların alt yapısı için iş makineleri ile ciddi derinlikte kazıların yapıldığı, Sur’un arkeolojik katmanlarının tahrip edildiği görülmüştür.

* Sur açıklıklarına bırakılan ve Dünya Mirası listesindeki surlara zarar verildiği düşünülen ağır tonajlı beton blokların henüz yerinde durduğu, ayrıca Keçi Burcu’ndan başlayıp İçkale Surlarına dek surun dibinden uzanan asfalt, çift şeritli yolun yapılması yoğun trafik akışının planlandığını göstermektedir. Surların en zayıf noktasını oluşturan doğu surlarının hemen dibinden akacak trafiğin yaratacağı titretişimin büyük tehlike yaratacağı, surun yıkımına dahi neden olacağı muhakkaktır.

YENİ YAPILAR DİYARBAKIR DOKUSUNA AYKIRI 

* Alanda yapılan yeni yapıların özgün geleneksel Diyarbakır mimari dokusuna aykırı, tamamen bazalt kaplı betonarme yapılar olduğu, cumba, bazalt taş, geniş avlu, sokağa cephe veren kapı pencere açıklıkları, avlu duvar detayları, süs havuzu gibi geleneksel Sur mimari evlerinin belirgin özelliklerini taşımadığı görülmüştür. Aynı zamanda yeni yapıların cephesinde yapıştırma yöntemiyle kullanılan bazalt taşın Diyarbakır’ın özgün bazalt taşı olmadığı, yapıların cephelerinde sokak dokusunu bozan geniş boyalı sıvalı bölümler yapıldığı gözlemlenmiştir.

* Protestan kilisesinin de yer aldığı Muallak Sokak dokusu büyük oranda tahrip edilerek sokak kodu yaklaşık 1.5 mt yükseltilmiştir.

TARİHİ YERLERİN BÜTÜNLÜĞÜ BOZULDU

* Günümüze kadar üzerindeki çok sayıda anıtsal ve sivil mimari örnekleriyle özgün sokak yapısını korumuş olan Yenikapı Sokak, yapılan dönüşüm projesiyle birlikte sağlı sollu yıkılarak 7 metrelik bir sokaktan 15 metrelik bir caddeye dönüştürülmüştür. Bu yıkımla birlikte Surp Giragos ve Keldani kiliselerinin dükkanları, avlu duvarları yok edilmiş, Paşa Hamamı’nın avlu duvarı kaldırılmış, birçok evin tamamı veya yarısı yıkılıp bütünlüğü bozulmuş, yolun güney yakasının ise tamamen yıkılıp yok edildiği görülmüştür. Sokak üzerinde inşa edilen yeni yapıların ise geleneksel sokak cephe dokusuna tamamen aykırı olduğu, ticari amaçlı kullanım için tasarlanan kütlenin ortalama kat yüksekliğinden daha yüksek bir şekilde yapıldığı gözlemlenmiştir.

* Koruma Amaçlı İmar Planı’nın özgün kent dokusunu korumaya yönelik aldığı parsellerde birleştirme (tevhid) yapmama kararının ihlal edilerek, devasa yapıların inşa edildiği görülmüştür.”

‘ÖZENSİZ YAKLAŞIM’

Tüm bu gözlemler sonucunda kentsel sit alanı Sur’un büyük bir yıkıma maruz kaldığını ifade eden Aydın şöyle konuştu: “Tahribatın bu kadar büyük ölçekte olmasında yetkili kurumların kentsel sit alanı olması itibariyle Sur’a daha bir ciddiyetle yaklaşmaları gerekirken tam tersine özensiz yaklaşımı bu tablonun oluşmasında etkili olmuştur. Yeni planlama ve yapımlara dair de katılımcılığı esas almayan, Ankara’dan tek merkezli kararlarla çalışmaların yürütülmesi bu mevcut sonucu doğurmuştur. Bugüne kadar gelinen noktada kentin bileşenleri ile hiçbir iletişim kanalı kurulmamış olsa da, bundan sonraki süreç için çalışmayı yürütenler, biz ilgili meslek örgütleri ve kentin sivil dinamiklerinin de katılacağı bir platform oluşturulmalıdır. Oluşacak platformun mevcut tabloyu dönüştürme gücüne ve tecrübesine sahip olacağını belirtmek isteriz. İlgi ve yetkili kurumlara çağrımızdır; Sur’da gelişen tahribat daha fazla büyümeden bu yanlıştan dönülmeli ve Sur’un özgün kimliğine yaraşır çalışmaların yürütülmesi için çaba sarf edilmelidir.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı