AB’nin mülteci politikaları ve ABD’de “Süper Salı” ile belirleyici bir dönemeçten geçen başkanlık yarışı, Alman gazetelerinin yorum sütunlarında geniş yer buluyor.

Stuttgarter Zeitung, Türkiye’nin Avrupa’ya gitmek isteyen sığınmacılara Edirne’deki sınır kapılarını açmasının ardından, Avrupa Birliği’nin (AB) mülteci politikalarını mercek altına alıyor:

"Avrupalılar rezil oldu. Yine. Erdoğan'ın eline düştüler. Avrupalılar, savaştan kaçan ve yardıma muhtaç sığınmacıların Birlik içinde paylaşılması konusunda uzlaşma sağlayamadıkları ve AB sınırlarının korunmasını düzgün bir şekilde organize edemedikleri sürece, bir anlaşmaya muhtaç durumda kalacaklar. AB’nin uluslararası politika sahnesindeki manevra kabiliyeti hakkında atıp tutulan açıklamalarla, perişanlık içindeki gerçekler arasında dağlar kadar fark olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.”

Türkiye-Yunanistan sınırında yaşanan mülteci dramıyla ilgili Straubinger Tagblatt yorum sütununda şu satırlara yer veriyor:

"AB çok zor bir durumda. Değerleriyle gurur duyan Avrupa’nın bir yandan insanları sınırda kurban etmemesi gerek. Ama diğer yandan da bu insanların kabul edilmesi, birlik içinde yeni gerilimlere yol açacak ve üye ülkelerdeki sağ popülist güçlere ivme kazandıracaktır. Bir çözüm var. Ama bu Türkiye Cumhurbaşkanı ile yeniden bir anlaşma imzalanabilir mi?”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi ise, Türkiye-Yunanistan sınırındaki tabloda Rusya'nın rolünü yorumluyor:

"İnsanların Suriye’den kaçmalarının sebeplerini Rusya oluşturuyor, bu yüzden Moskova’ya uluslararası baskı uygulanması gerek, hem de hızlı ve yoğun bir şekilde. Tabii ki buna ek olarak yürekli bir şekilde insani yardım sağlanması lazım. Ancak insanların yerlerini yurtlarını terk etmelerinin asıl sebeplerini görmezden gelen her çözüm seçeneği, uzun vadede hiçbir iyileşme sağlayamamaya mahkum. Aynı 2015’te olduğu gibi, yine mülteci krizinin bulgularına odaklanılıyor. Oysa AB'nin, kendi içinde bölünmesine izin vermemesi, sinirlerine hakim olması, birlik içinde hareket etmesi ve uzun vadeli hedefi tanımlaması gerek: Burada söz konusu olan, kaçan Suriyelilerin günün birinde tekrar geri dönebileceği bir Suriye.”

ABD’de “Süper Salı” sonuçları, Demokrat Parti’nin Başkan Donald Trump’ın karşısına kimi çıkaracağı konusunda ciddi oranda belirleyici olacak. İlk dört ön seçimde 149 delege belirlenirken, 14 eyalette ön seçimin yapıldığı “Süper Salı”da 1344 delege dağıtılıyor.

Berlin’de çıkan Tagesspiegel gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Partinin sol kanadında yarışın galibi belli gibi görünüyor. Anketlere göre Bernie Sanders, birçok eyalette kısmen ciddi farkla önde. Daha önce Sanders’a bir alternatif olarak kabul edilen Elizabeth Warren ise kendi eyaleti olan Massachusetts'de bile Sanders’a yenik düşüyor. ‘Süper Salı'dan sonra Demokrat Parti içindeki düellonun Sanders ile Biden arasında mı, yoksa Sanders ile Bloomberg arasında mı olacağı sorusu muhtemelen yanıtlanmış olacak. Ondan sonra hızla mücadeleye devam edilmesi gerek zira Demokrat Parti ve seçmenleri için asıl ve acil soru şu: Donald Trump'ı kim yenecek?”

Kaynak:Deutsche Welle Türkçe