Soma’daki katliamın yaşandığı madendeki taşeron taktiği ortaya çıktı. Şirket ‘dayıbaşı’ yöntemiyle taşeron işçi çalıştırıyor. Tüm işçiler sistemde yasal olarak ana işverene bağlı görünse de uygulamada patronu ‘dayıbaşı’ oluyor. Dayıbaşı üretim arttıkça prim alıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in Soma’daki madenin taşeron işçi konusunda ‘Çok farklı bir taktik uyguluyorlarmış’ açıklaması; maden şirketlerinin “dayıbaşı” yöntemiyle taşeron işçi çalıştırdığını da ortaya çıkardı. Bu sistemde işçi yasal olarak ana işverene bağlı gözüküyor, ama fiiliyatta patronu “dayıbaşı” oluyor. İşçinin işe devam edip etmemesinden, alacağı prime kadar herşeye “dayıbaşı” karar veriyor.

Hürriyet'te yer alan habere göre DİSK’e bağlı Dev-Maden Sen Başkanı Tayfun Görgün Soma madenindeki taşeron sistemini şöyle anlattı: Yasaya göre ana çalışma konularında taşeron işçi çalıştırılamıyor. Bu nedenle 30’ar 60’ar kişilik işçi gruplarının başında “dayıbaşı veya ekipbaşı” oluyor. İşçilerin kadroları Soma Holding’te gözüküyor ama fiiliyatta işverenleri dayıbaşları oluyor. Dayıbaşları holdingten maaşın yanı sıra üretim artışına bağlı olarak prim alıyor.

İşçi bir ihtiyacı olduğunda dayıbaşına gidiyor, işçinin ana işverenle hiçbir bağlantısı olmuyor. O işçinin çalışması, hakları dayıbaşının sorumluluğunda, iki dudağının arasında oluyor. Dayıbaşları işçiyi tokatlayabilecek kadar, işçi üzerinde hakimiyet kurabiliyor. İşten çıkarmalara da dayıbaşı karar veriyor. Böyle bir durumda dayıbaşı işten çıkarmaya karar veriyor, ana şirket de yasal taminatı ödüyor.

Bu maden Türkiye Kömür İşletmeleri’ne maden satıyor. Bell bir tarihe kadar TKİ belli ölçüde kömür alıyordu. Ancak 4 yıl önce ‘Ne çıkarırsanız alacağım’ dedi. O tarihten sonra da tüm öncelik üretimi artrmak oldu. Madende en çok üretim yapan vardiyalar ilan edilir, alkışlatılırdı. Böyle bir yapı kurulunca ve tek hedef üretimi artırmak olunca işçiler arasında da güvenlik geri plana atılmaya başladı. Bir sıkıntı gördüklerinde ‘Üretim etkilenmesin, diğer vardiyadakiler söylesin’ demeye başladılar.

İşçilerin 200 lira işe gelme primleri var, bu rakam maaşlarının dışında. Bu da rapor almalarını, izin almalarını engelleyen bir sistem. İşçi bir gün rapor alsa, primi kesiliyor. Bu nedenle mümkün olduğunca işe gitmeye çalışıyorlar. Bu para genelde kayıt dışı olarak veriliyor.

Genel Maden-İş Sendikası Başkanı Eyüp Alabaş da, taşeron uygulamasının farklı isimlerle sürdüğünü söyledi. Dayıbaşı sistemininin madenler dışında mermercilikte de geçerli olduğunu söyleyen Alabaş, “Sendikalı yerlerde bu sisteme izin verilmiyordu. Burada nasıl izin verilmiş, bilemiyorum” dedi.

Soma’daki madende örgütlü Genel Maden-İş Sendikası Başkan Danışmanı Fikret Sazak ise, madende dayıbaşı sisteminin olabileceğini söyledi. “Sendika buna niye karşı durmadı” sorusuna “ Gücü ölçüsünde karş durulmuştur” yanıtını veren Sazak, “Yasal olarak bir sıkıntı gözükmüyor” dedi.

Soma Grubu’nun cuma günü yaptıkları basın toplantısında şirketin insan kaynakları müdürü Celalettin Gökaşan da, “Bizde taşeron uygulaması kesinlikle yoktur. 2 bin 941 işçinin tamamı Soma kömürlerinin işçisidir. Bizde ekip başları vardır. Ekip başlarına taşeron diyorlarsa bilmiyorum” demişti.

Geçtiğimiz yıl Zonguldak Karadon kazasının ardından Çalışma Bakanı Faruk Çelik, “Madenlerde taşeronluk yasaklanabilir ancak inşaatta bu uygulamanın nasıl olacağını ben bile bilmiyorum” demişti. Geçtiğimiz yıldan bu yana devam eden taşeron paketi çalışmaları halen sonuçlandırılamadı.

Genel Maden İşçileri Sendikası’nın Karadon faciasının ardından hazırladığı rapor taşeron işletmelerde kaza oranının yükseldiğini ortaya koymuştu. Raporda taşeronların işlettiği madenlerde büyük kazaların yaşanma olasılığı yükseldiğini ve şirketlerin kalifiye eleman çalıştırmadığı vurgulanmıştı.