Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), sivil itaatsizlik eylemleri kapsamında Taksim Gezi Parkı'nda oturma eylemi yaptı. Öcalan posterlerinin açıldığı eylemde konuşan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, "Eğer demokratik zeminde bu sorunun çözümünü istiyorsanız yüzde 10'luk barajı indirirsiniz" dedi.
BDP, EDP, ESP, SDP, SP gibi parti ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu İstanbul Demokratik Kent Konseyi tarafından Taksim Gezi Parkı'nda düzenlenen eylem saat 13.00'de başladı. Eyleme BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Zeynep Tanbay, Gençay Gürsoy, yazar Nuray Mert ve çok sayıda kişi katıldı.

Eylemde konuşan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bu ülkeyi yönetenlerin sürekli Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da olup bitenlere, oradaki diktatörlere seslenerek halkın taleplerine kulak verilmesini istediklerini söyledi. "Şimdi biz de burada, Kürt Coğrafyasında, Kürdistan'da ve Türkiye coğrafyasında alanlardayız ve oturuyoruz ve demokratik haklarımızı seslendiriyoruz" diyen Sakık, bu ülkede sağır olan ve yıllardan beri bu halkın diline, kültürüne, kimliğine, diline gem vuranların bu sesi duymaları
gerektiğini söyledi.
Bu halkın taleplerinin görülmesi gerektiğini anlatan Sakık, şöyle konuştu: "Eğer bu talep hayata geçmezse bizim de görevimiz bu alanlarda sürekli bu sesi seslendirmektedir. Kürt halkı uzun süredir Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar demokratik hakkını elde etmek için çok ağır bedel ödedi. Dört talebimiz var. Açın demokratik kanalları diyoruz. Kürtler kendilerini özgürce ifade etsin. Siyasi partiler yasasını değiştirin. Yüzde 10'luk barajı değiştirin. Dünyada olmayan yüzde 10'luk barajı neden halkın önüne büyük set olarak koyuyorsunuz."

Sakık, Kürt halkının anadilde eğitim istediğini vurgulayarak, "Bu bir lütuf değil bu bir haktır. Ama ne yazık ki bu da görmezlikten geliniyor. Bazı arkadaşlarımız iki yıla yakın bir süredir cezaevinde. Kendi anadilleriyle savunma yapmak istiyor. Ama savunma hakları gasp ediliyor. İşte bunların hepsinin bir an önce özgürlüklerine kavuşmaları için, onun için alanlardayız, her yerde seslendiriyoruz. Yarın partimizin, Demokratik Toplum Kongresi eş başkanları ve halkımız, örgütümüz ve Kürt dostları bunlar
bir bütün olarak Siirt'te kasaplar deresinde olacaklar. Orada Kürt çocuklarını kemik parçalarını arıyorlar. Biz bu yakın tarihte Türk Tabipler Birliği ve Sivil Toplum örgütlerinin çabalarıyla yola çıkarak çocuklarımızın kemiklerini arıyoruz. Cumhuriyet oluşurken bu güne kadar Kürtlerin ataları olan Şeyh Said'ten, Seyiyd Rıza'ya kadar Bitlisli Said Nursi'ye kadar hiçbirinin mezar taşı bilinmiyor. İşte bugün adı Heval, adı Agit, adı Baran bunların hiçbirinin mezar taşları bilinmiyor. Atalarımızın çocuklarımızın mezar taşlarını arıyoruz. Şimdi bu devlet bunları bize niye reva görüyor."

Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözümü için çok acele geçici bir maddeyle anayasada bir değişiklik yapılıp yüzde 10'luk barajın indirilmesi gerektiğini anlatan Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye demokrasi güçleri ve Kürtler ortak bir blok oluşturarak demokrasi güçleriyle kendileriyle ifade eder. Ama siz bütün alanları tıkıyorsunuz ve dönüp utanmadan acele gece bir yasa geçiyorsunuz” dedi.

AKP’nin seçim barajını düşürmediği gibi bağımsız olarak meclise girmek isteyenlerden de 8 bin lira para almak için yasal düzenleme çıkardığını hatırlatan Sakık, “İşte siz busunuz. Siz kan ve ranttan yanasınız” şeklinde konuşmasını sürdürdü.

“ARTIK SOKAKTAN HAYKIRACAĞIZ”

BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da Meclis'te ifade ettikleri talepleri bu kez sokakta ifade ettiklerini belirterek şöyle konuştu: “Taleplerimizi meclisten dile getirdik, duymadılar, artık sokaktan haykıracağız. Dediği gibi şairin, ‘kör olasın demiyorum kör olma da gör beni’. Bunlar ertelenemez taleplerdir. Çünkü Kürt sorununu, cezaevinde, mahkemede, barajlarla, operasyonlarla çözemezsiniz. Kürt sorununun çözümü demokratik siyasi çözümdür. Demokratik bir anayasadır. Demokratik bir Cumhuriyettir. Bir şey yapmanın en büyük düşmanı bir şeyi yapıyormuş gibi gözükmektir. Hiçbir şey yapmayıp bir şey yapıyormuş gibi gözükmek toplumu çürütmektedir."

81 ilde kurulacak demokratik kent konseyleri ile doğrudan demokrasiyi, demokratik özerkliği inşa edeceklerini kaydeden Uras, herkesin çözümü Meclis'te aradığını söyledi. O yüzden Demokratik özerklik projesi ile sorunların yerelden çözümünün doğrudan demokrasinin yegane anahtarı olduğunu anlatan Uras, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onun için buradayız. Sivil itaatsizlik ne demek, pasif vukuat ne demek? Neye itaatsizlik edeceğiz. 12 Eylül rejimine,12 Eylül Anayasasına ve onun temsilcisi olan AKP iktidarına karşı herkesi pasif mukavemete, herkesi bu dayanışmaya herkesi sivil itaatsizliğe çağırıyoruz. Sivil itaatsizlik pasif mukavemettir. AKP’ye ve 12 Eylül darbesine karşı olan herkesi bu mukavemete davet ediyoruz. Halkımızın mücadelesi ve onuru için buradayız. Nasıl Mısır halkı, Tunus halkı, Libya halkı kendi onuru için mücadele ediyorsa. Bizim halkımız da kendi onuru, kendi haysiyeti için mücadele ediyor. Yaşasın özgürlük, bijî azadî” şeklinde konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından grup oturma eylemine devam etti.