37 kişinin yaşamını yitirdiği Sivas Katliamı'nın altı firari sanığının zamanaşımından faydalanıp faydalanamayacağının kararlaştırılacağı 13 Mart’ta görülecek duruşmada mahkeme, “İnsanlık suçu” demezse yıllardır süren dava düşecek. Şimdi gözler zamanaşımı riskine karşı 13 Mart’ta görülecek davada.

 

13 Mart’ta Ankara’da 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan; Sivas Katliamı'nın altı firari sanığının zamanaşımından faydalanıp faydalanamayacağının kararlaştırılacağı duruşma öncesi Alevi Örgütlerinden ve davanın müdahil avukatı Şenal Sarıhan’dan da açıklamalar geldi.

 

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri yapmış oldukları ortak açıklamayla tüm kamuoyunu, emek ve demokrasi güçlerini 13 Mart’ta görülecek olan duruşmaya davet ettiler.

 

Zamanaşımı gerekçesiyle Sivas Katliamının utancını tarihten silmeye ve katliamın sanıklarını aklamaya çalışıyorlar denilen ortak açıklamada, davanın bugüne geliş süreci özetlenirken dosyaları ana davadan ayrılan 7 firari sanığın dosyalarının 13 Mart’ta büyük olasılıkla zamanaşımından kapatılacağının altı çizildi.

 

AABK, HBVAKV ve PSAKD’DAN ORTAK AÇIKLAMA

19 yıldır süregelen sözde hukuk sürecinde gerçek sorumluların yargılanmadığı ve eğer Sivas Katliamı Dosyası zamanaşımı bahanesiyle kapatılırsa diğer katliamların dosyalarının da zamanaşımından kapatılacağını ifade eden Alevi Örgütleri ortak açıklamalarında, 1993‘ten bugüne tüm siyasilerin, hukuk ve adaletin gereklerini yerine getirmeyen tüm görevlilerin de  bu katliamın ve hukuk sürecinin sorumluları olduklarını belirttiler.

 

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri tarafından yapılan açıklama şu ifadelere yer verildi;

 

“2 Temmuz 1993 te onbinlerce saldırgan Madımak Otelinde devletin kolluk güçlerinin gözleri ve canlı yayın kameralarının önünde yüzlerini gizleme ihtiyacı bile duymadan savunmasız insanlarımızı 8 saat kuşatıp diri diri yaktılar.

 

19 yıldır süregelen sözde hukuk sürecinde gerçek sorumlular sorgulanmamış ve yargılanmamıştır.

 

Kırmızı bültenle aranan katliam sanıkları Sivas Emniyet Müdürlüğüne 400 metre mesafedeki evinde bulunup tutuklanmadı.

 

Aranan sanıklar nikah kıyabildi, ehliyet alabildi, askerlik yapabildi ama yakalanamadı.

 

İnterpol tarafından kırmızı bültenle arananlar Avrupaya yerleşebildiler ve refah içinde yaşıyorlar. Kimlik belgelerini bile yanlarında bulundurmadan sınırları geçebiliyorlar.

 

19 yıldır yakalanmamış, sorgulanmamış ve hiçbir ceza almamış Madımak Katliamı sanıklarının dosyaları zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmaya çalışılıyor.

 

1993 ten bugüne tüm siyasiler hukuk ve adaletin gereklerini yerine getirmeyen tüm görevliler bu katliamın ve bu hukuk sürecinin sorumlularıdır.

 

Sivas Katliamı Dosyası kapatılarak diğer bütün adalet arayışları engellenmek ve yargısız infazcılar cesaretlendirilmek istenmektedir. ”

 

“13 MART SALI GÜNÜ SAAT:9.00’DA ANKARA ADLİYESİNDEYİZ”

Açıklamalarının ardından Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri 19 yılıdır süregelen bu hukuksuzluğa karşı tüm duyarlı kamuoyunu, emek ve demokrasi güçlerini 13 Mart Salı günü saat: 9.00’da Ankara Adliyesinde görülecek olan duruşmaya davet ettiler.

 

ŞENAL SARIHAN: İNSANLIK SUÇUNDA ZAMANAŞIMI OLAMAZ

Sivas Katliamı davası müdahil avukatlarından Şenal Sarıhan ise Evrensel hukuk normları gereği insanlık suçlarında zamanaşımının kesinlikle olmaması gerektiğini belirterek, aksi taktirde sadece Sivas katliamı değil, başta 12 Eylül olmak üzere geçmişteki tüm insanlık suçlarının aynı şekilde zamanaşımı kapsamına alınacağını ve hepsinin karanlıkta kalmaya devam edeceğini ifade etti.

 

Şenal Sarıhan şöyle devam etti “Sivas’ta yaşananlar insanlık suçudur. Mahkeme 13 Mart’ta, bu olayın, insanlığa karşı suç teşkil ettiği gerekçesiyle, zamanaşımı kurallarının uygulanamayacağını karara bağlamalıdır. Mahkemenin, halkın vicdanının verdiği kararla ve toplu katliamlar yaşanmaması için zaman aşımını kabul etmemesini istiyoruz.”