HDP’nin önceki dönem Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in kızı Ceren Önder, babası için bir mektup kaleme aldı.

Ceren Önder, "Ben babama yazlık gömlek, ince çorap götüreceğim. Kara kış günü girdiği Kandıra’da yazı karşılayan, dün yaşadığımız hisleri daha önce yaşayalım diye denemediği çözüm, gitmediği yol, çalmadığı kapı, duymadığı küfür kalmayan babam..." diye başladığı mektubunda, "Babam neden orada biliyorsunuz" ifadesini kullandı.

Hayatı boyunca babasından en çok duyduğu cümlenin, "Mutlunun mutsuza borcu var” olduğunu belirten Önder, "Biz yüzyıllardır bu mutsuz, sevmek nedir, hiç tanımadığı birinin hakkı için mücadele etmek nedir bilmeyen, hiç çıkar yokken verilen emeği anlamayan zalim, sağır, kör karanlığa umudumuzla, mutluluğumuzla, beraberliğimizle borcumuzu ödüyoruz" ifadelerini kullandı.

Ceren Önder'in sosyal medya hesabından paylaştığı metin şöyle:

Yarın salı, kapalı görüş salısı.

Ben babama yazlık gömlek, ince çorap götüreceğim. Kara kış günü girdiği Kandıra’da yazı karşılayan, dün yaşadığımız hisleri daha önce yaşayalım diye denemediği çözüm, gitmediği yol, çalmadığı kapı, duymadığı küfür, almadığı tehdit kalmayan, haftada bir saatten fazla göremediğim, kendimi bildim bileli bir tatile çıkmamış, bir mülk almamış, kendinden başka her yere koşan, 7 aydır Kandıra’da tek başına hapis yatan babama. Neden orada biliyorsunuz. 12 Eylül’de tüm gençliğini neden yıllarca hapiste tükettiyse ondan.

Kendi deyimiyle "O tozların getirdiği çamurdan." Bir de mutsuzluğa karşı hissettiği borcundan.

Niyetim keyif kaçırmak değil. Hepimiz umutla doluyuz ne güzel. Gülistanı kabristana çeviren, okunan mektupları istediği zaman suç, istediği zaman oy unsuru yapan ve hepimizin çok alıştığı o zifiri karanlıkla savaşını da aynı umutla verdi babam. 
Ömrü yettikçe de verecektir, gururluyuz. 
Dediğim gibi bizim hep borcumuz var.

Çünkü babamdan en çok duyduğum cümle, “Mutlunun mutsuza borcu var” oldu hayatım boyunca. Biz yüzyıllardır bu mutsuz, sevmek nedir, hiç tanımadığı birinin hakkı için mücadele etmek nedir bilmeyen, hiç çıkar yokken verilen emeği anlamayan zalim, sağır, kör karanlığa umudumuzla, mutluluğumuzla, beraberliğimizle borcumuzu ödüyoruz.

Şu özlem olmasa.

Hep dediği gibi;
“Sevene de, sövene de selam olsun”

Ceren