HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, Şırnak’ta 65 gündür devam eden sokağa çıkma yasağının kaldırılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu.

16 Ağustos 2015 tarihinden 29 Ocak 2016 tarihine kadar bölgedeki 7 ilde 1 milyon 299 bin 61 kişinin yaşadığı 20 ilçede toplam 65 kez süresiz ve gün boyu "sokağa çıkma yasakları" ilan edildiğinin  hatırlatıldığı başvuru dilekçesinde, söz konusu yerlerde yaşanan ölümler ve hak ihlalleri sıralandı.

AYM'YE AYKIRILIK TEŞKİL EDİYOR

"Sokağa çıkma yasakları"nın 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'na göre Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından alınabileceği belirtilerek, söz konusu yasakların Anayasa'ya aykırılığı şu şekilde sıralandı:

"Dolayısıyla alınacak sokağa çıkma tedbirleri sebebe bağlı işlemlerdir. Somut durumda ise herhangi bir olağanüstü hal ya da sıkıyönetim ilanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu iki yönteme başvurmaksızın Anayasaya ve yasalara aykırı olarak idari işlemler yoluyla ilan edilen sokağa çıkma yasakları, ne olağan dönem ne de olağanüstü hal dönemi temel hak ve hürriyetlerin korunması ve sınırlandırılması rejimine uygundur. Bu uygulamalar aynı zamanda Anayasa tarafından kabul edilen 'kanuni idare' ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir.

Şırnak Merkez, Cizre ve diğer yerlerde sokağa çıkma yasakları, idari kararlar yoluyla ilan edilmiştir. Bu nedenle temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında yasallık ilkesi göz ardı edilmiş ve edilmeye devam edilmektedir. Bu yasakların dayanağı olarak gösterilen 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesinde idari makamların kamu düzeninin sağlanması amacıyla gerekli önlemleri alabileceğinden bahsedilmekle birlikte açıkça sokağa çıkma yasağı bir tedbir olarak belirlenmemiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin 2002 tarihli kararında(Karar Sayısı: 2002/193), genel nüfus sayımında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile sokağa çıkma yasağı uygulaması getirilmesinin Anayasa'nın 19. Maddesi’ndeki kişi özgürlüğü ve güvenliği maddesi ile 23. Maddesi’ndeki seyahat özgürlüğü maddesinin ihlal edildiğine ve haliyle KHK’nın anayasaya aykırı olduğuna hükmedilmiştir. Normlar hiyerarşisinde kanunlarla eş değerde kabul edilen ve fonksiyonel anlamda bir yasama işlemi olan KHK’lar ile dahi sınırlandırılamayan bu özgürlüklerin, valilerin aldığı idari işlemlerle orantısız bir şekilde sınırlandırılması evleviyetle Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırıdır."

Dilekçe'de 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. Maddesi'nin yerel mülki amirlere; keyfi bir biçimde kişi hak ve özgürlüklerini sınırlandırma yetkisi vermediği ifade edilerek, Şırnak’ta 14 Mart tarihinde ilan edilen "sokağa çıkma yasağı"nın daha önceki benzerleri gibi yerel mülki amirlerce alınmasının Anayasa'ya aykırı olduğu belirtildi.

Sokağa çıkma yasaklarının yaşam hakkı, seyahat hakkı, barınma hakkı, kamu düzeni dahil temel insan hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırdığı kaydedilen dilekçede, ulusal ve Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiği belirtildi.

AYM'DEN YASAĞIN ‘TEDBİREN’ KALDIRILMASI TALEP EDİLDİ

Dilekçe'de şu talepler yer aldı: "Başvurucunun yukarıda ayrıntılı şekilde sunulduğu haliyle yaşam hakkının ciddi tehdit altında olması, 65 gündür uygulana gelen sokağa çıkma yasağı nedeni ile ağır silahların (tank, obüs topu ve diğer ağır makineli tüfek taşıyan zırhlı araçlar) kullanıldığı ateş halinin devamının yarattığı yakın can güvenliği tehdidi ve savaşın neden olduğu stresin yarattığı korku nedeni ile yaşatılan manevi işkencenin önlenmesi, başta devlet makamlarının anayasa ve sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi, anayasa ve sözleşmeden kaynaklanan hakların kötüye kullanılması yasağına bütün devlet görevlileri tarafından riayet edilmesi, hak ve özgürlüklerin orantısız bir şekilde sınırlandırılması uygulamalarına son verilmesi için acilen gerekli tedbirleri alması konusunda mahkemeniz tarafından uyarılmasını, İçtüzük 73. Maddesi uyarınca bu aşamada tedbir amaçlı olarak, Şırnak Valiliği tarafından verilmiş olan Şırnak ili Merkez ilçesinde 14.03.2016 tarihli sokağa çıkma yasağına ilişkin karar alınması ve uygulanmasının engellenmesi/icrasının durdurulması konusunda Tedbiren bir karar verilmesini, başvurucunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlamında Anayasanın 17., 19., maddelerinin koruması altındaki yaşam hakkı ihlali, işkence ve kötü muamele yasağı ve kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarının ihlal edildiğinin tespitini, başvurucu adına talep etmekteyiz."

(Kaynak: DİHA)