Muğla'daki öğrenci olaylarında üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Şerzan Kurt'u öldürdüğü iddiasıyla tutuklu olarak yargılanan polis memuru suçsuz olduğunu öne sürdü.

Şahin’in avukatı Kemal Ertuğrul da tahliye talebinde bulunarak "Devletin şerefli memurudur. Suçu işlememiştir. Tahliyesini talep ediyoruz" diye konuştu. Mahkeme tahliye talebini kabul etmedi.

Muğla’da 12 Mayıs 2010 tarihindeki olaylarda Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü İkinci sınıf öğrencisi Şerzan Kurt kurşunla omzundan vurularak ağır yaralanmış, kaldırıldığı İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kurtarılamayarak yaşamını yitirmişti.

Kurt’un ölümü ille ilgili olarak Muğla Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’de görevli Gültekin Şahin tutuklanmıştı. Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’Olası kasıtla nitelikli adam öldürme’ suçundan dava açıldı. Mahkeme, güvenlik nedeniyle davanın Eskişehir’de görülmesine karar verdi.

Üniversite öğrencisi Şerzan Kurt’u tabancayla ateş ederek öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan polis memuru Gültekin Şahin’in yargılanmasına 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmayı, öldürülen Şerzan Kurt’un babası Ömer Kurt, annesi Necla Kurt, BDP Grup Başkanvekili ve Batman Milletvekili Bengi Yıldız ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri de izledi. Duruşma nedeniyle adliye önünde toplanan yaklaşık 100 kişi Şerzan Kurt’un öldürülmesi olayında suçluların cezalandırılmasını istedi.

TAKSİCİDEN BAYRAKLI PROVAKASYON

Adliye Sarayı yanındaki taksi durağından şoför olarak çalışan 27 yaşındaki Abdullah Şen, Türk Bayrağı açıp Şerzan Kurt’a destek vermek için bekleyen kalabalığa doğru küfürlü konuşunca polisler tarafından ekip otosuna bindirilerek uzaklaştırıldı.

Tutuklu sanık Gültekin Şahin, olaylar sırasında havaya ateş ettiğini, Şerzan Kurt’u kendisinin vurmadığını söyledi. Tahliyesini isteyen Şahin şöyle konuştu:

"Kamera görüntülerinde benim nerede olduğum bellidir. Yolun ortasına koşuyorum. Şerzan’ın, maktulün öldüğü yer kaldırım yanıdır. Benim konumumda ateş ederek Şerzan’ı o şekilde vurup kurşunun kafasından çıkması mümkün değildir, bu fizik kurallarına da aykırıdır. Ben ateş etseydim mermi o şekilde gitmezdi. Ben olay yerinde havaya ateş ettim. İddiaları kabul etmiyorum. Eşim ve çocuklarım mağdur. Kaçma durumum yoktur. Davadan beraat edeceğime inanıyorum. Asıl suçlular dışarıda geziyor. Tahliyemi talep ediyorum."

Sanık polisin avukatı Kemal Ertuğrul da, olayın sadece kamera kayıtlarıyla değerlendirildiğini, sokağın başında ve sonunda ne olduğunun bilinmediğini söyledi. Olayla ilgili daha pek çok tanığın dinlenmesi gerektiğini belirten avukat Ertuğrul, tutuklu sanık Gültekin Şahin’in tahliyesini isteyerek şunları kaydetti:

"Bir kişiye ceza verilebilinmesi için kesin ve inandırıcı delillerin olması gerekir. Olay öncesi yaşanmış fiziki temas vardır. Ölümüne neden olan başına aldığı darbedir. Başından çıkan mermi incelemeye gitmiştir. Olay yerinde bulunan mermi çekirdeğinde ise DNA izine rastlanmamıştır. Böyle bir ağır suçlamaya maruz kalan bir devlet memurudur. Türkiye’de adalet sisteminde öncelik yasaları uygulamaktır. Müvekkilim bir yıldan beri tutukludur. Tutukluğu artık eziyete dönüşmüştür. Beraat edeceği aşikardır. Tutuklama bir tedbirdir. Türkiye Cumhuriyeti’ne yıllarca hizmet etmektedir. Olay yerine görevi gereği gelmiştir, kiralık katil olarak gitmemiştir. Devletin şerefli bir memurudur. Suçu işlememiştir, tahliyesini talep ediyoruz."

TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ

Öldürülen Şerzan Kurt’un ailesinin avukatı Mustafa Rollans, soruşturma aşamasında olayla ilgili 30, duruşmalarda da 32 tanığın dinlendiğini söyledi Rollans, suçu polis memuru Gültekin Şahin’in işlediğini öne sürerek, "Suçu polis işlemiştir. Dosya içeriği, suçun nevi ve delil durumu göz önüne alınarak sanığın tutukluluk halinin devam etmesini, tahliye taleplerinin kabul edilmemesini istiyoruz" dedi. 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tahliye talebini kabul etmeyerek sanık polis memuru Gültekin Şahin’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 6 Mayıs 2011 tarihine erteledi.

Duruşma bitiminde açıklamada bulunan BDP grup başkan vekili Bengi Yıldız, Mahkeme heyetinin yüz ifadelerinden yakındı, donuk bir yüz ifadesi ile mahkemenin yürütülmemesi gerektiğini belirtirken Avrupada katıldığı duruşmaları örnek göstererek mahkeme heyetinin bu şekilde davranmadığını söyledi. Yıldız, eğer mahkemede 1 kişi yargılanmaya devam ederse üniversitelerin gene karışabileceği, alevi-sunni çatışmasının tekrardan yaşatılacağını ve türkler ile kürdleri birbirne kırdıracakları bir zeminin oluşabileceğini açıkladı”, “Eskişehir’deki güvenlik önlemlerinin yetersizliğinden yakınan Yıldız bir sonraki duruşmada güvenliğin bir üst safhaya çıkması gerektiğini söyledi”, “Yıldız son olarak Halkının Newroz bayramını kutladı”

Yıldızın ardından konuşma yapan KESK başkanı Taka Çınar : “KESK olarak mahkemeyi yakından takipçisi olduklarını ve Adaletin tecelli olana kadarda davayı izleyeceklerini söyledi”, “Davanın Eskişehir’de görülmesinede değinen Çınar Eskişehirdeki emekçi halk ile karşı karşıya getirilmek istendiğini vurguladı “, “AKP hükümetinin ileri demokrasicilik yaptığını ve kendi hükümetleri sırasaında hiçbir failli meçhul cinayetin olmadığını söylerken Uğur Kaymaz’ın Aydın Erdem’im Şerzan Kurt’un öldürülmeleri kendi hükümetlerinde gerçekleşmiştir. İleri demokrasi bu mudur diye sordu!”

Son olarak Şerzan Kurt’un babası Ömer Kurt konuştu : “Bu davanın Şerzan Kurt’un davasının olmadı bu davanın sizin davanız olduğu, ötekileştirilmek istenenlerin davasının olduğunu söyledi”, “Statükonun değişmemesini isteyen resmi ve onun uzantılar barış rüzgarlarını kışkırtarak yeni Uğur’lara yeni Aydın’lara, yeni Şerzan’lara kapı araladıklarını söyledi”, “Fırat’ın ötesinde ölen her gençi evliyalaştırıldığına dikkat çeken baba Kurt, Statükocu-burjuva zihniyete karşı yeni bir zihinsel devrimin gerekliliğine değindi” Dava 6 Mayıs 2011 tarihinde tekrardan görülecek. Farklı illerden mahkemeyi izlemeye gelenler sloganlar atarak otobüslerine bindiler.