Şırnak’ta 34 kişinin yaşamının yitirdiği Uludere Katilamı için “Roboski’ye Adalet Platformu” kuruldu. Platform başlatacağı kampanya çerçevesinde, her gün katliamda yaşamını yitirenlerden birinin öyküsünün yer aldığı mektup, Köşk, Başbakanlık, Adalet ve İçişleri Bakanlığı’na gönderilecek.

 

İnsanlığın paramparça edildiği ilk öykü olan Serhat’ın mektubu bugün Malatya merkez postanesinden yola çıktı.

 

İHD ve Mazlum-Der öncülüğünde kurulan platform, başlatacağı kampanyanın startını 20 şubatta verdi. Kürtçe-Türkçe “Sınırlara inat adalet- Ji Rika Sinora Re Edalet” sloganıyla hazırlanan kampanyanın afişinde katliamda ölen 34 kişinin isimleri yer alıyor.

 

Afişte “Eğer bizi öldüren bombalar, Adalet’i de öldürmediyse, adalet talep ediyoruz. Herkesin hakkı değil mi Adalet?! Yoksa o kocaman, pahalı bombalarınızı, bizi öldürtmekte sarf ettiğiniz için devletten özür dilemeli; hedefi şaşırmayan Genelkurmay’a Teşekkür mü etmeliyiz? Rakam değil, insanım! Benim de bir hikayem var!” ifadeleri dikkat çekiyor.

 

İşte yıllar geçse de hep 15 yaşında kalacak olan Serhat’ın yürek burkan mektubu:

 

Ben Serhat Encü'yüm;
 
Annesinin güvercini, Merva’nın Keko'suyum.
Çocukların erken büyüdüğü bir coğrafyada dokuz çocuklu bir ailenin üçüncü erkeğiyim...
 
Lise 1'e kadar güç bela getirebildiğim okulu, üniversitede okuyan ağabeylerime harçlık gönderebilmek için bıraktım.
 
Ben "kaçak"tan dönünceye kadar uyku girmezdi gözlerine annemin; dua ederdi "güvercinime bir şey olmasın" diye... Onu uyumamış görünce teselli ederdim, "Bir şey olmaz anne, korkma! Hem bir şey olsa bile en sevdiğim arkadaşlarımlayım." derdim.
 
Hem en iyi arkadaşım Celal de benimleydi, ertesi gün halı saha maçımız vardı. Yaşamı, uğrunda ölecek kadar çok seviyorduk, ölmeseydik ne iyiydi!
 
Sevmeyi yeni öğrenmiştim, "annemin tandır ekmeğinin buğusu gibi..." şiirler biriktiriyordum. Onu görünce "Roboskî'nin buz gibi suyunu içmişçesine serinliyordu ateş yüreğim!"
 
Sevinçlerim, öfkelerim vardı benim; Cimbom'un Fener'i yendiği akşamın sabahında Fenerli arkadaşlara caka satmıştım misal, Van depreminde açığa çıkan ırkçı zihniyeti kendimce protesto etmiştim...
 

Şekerden hayallerim vardı benim, bombaladılar!
 
Kaç parçaya savrulduğunu kimse bilemeyecek! Benim kaç parça olduğumu bilmedikleri gibi...
 
Annem güvercininin acısını dindirecek merhem bulamaz, sorarsa siz ona şöyle deyin: O güzel insanlar, o güzel katırlarla gittiler, dönmediler...
...
Belki kızacaksınız ama bir çift sözüm var;
 
Eğer beni öldüren bombalar ADALETİ de öldürmediyse,
ADALET talep ediyorum…
Herkesin hakkı değil mi Adalet?
 
YOKSA
O kocaman, pahalı bombalarınızı beni öldürmekte harcadığınız için
Devletten ÖZÜR mü dilemeliyim?
Hedefi şaşırmayıp beni öldürdüğü için Genelkurmay’a TEŞEKKÜR mü etmeliyim?”

 

www.roboskiicinadalet.wordpress.com adresinden de gelişmeler takip edilebilir.

Sultan KILIÇ / Malatya