Zirve Yayınevi’nde hem sanık hem de tanık olan İlker Çınar, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat’ın kendisini arayarak, “Korkutma amaçlıydı, şerefsizlere vurun dedik öldürmüşler” dediğini öne sürmüştü. Bu konuşmanın ses kaydı, sanık Binbaşı Haydar Yeşil’e ait harddiskten çıktı.

Malatya’daki Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu üç kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi davasına ilişkin ortaya çıkan yeni deliller yankı yarattı.

Vatan'ın haberine göre, dava sanıklarından Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger’in, sanık Binbaşı Haydar Yeşil’e verdiği bir harddiskte ortaya çıkan deliller, davada hem sanık hem de tanık olan uzman çavuş rütbesiyle istihbaratçı olarak çalışan İlker Çınar’ın iddialarını doğruladı. Çınar, verdiği ilk ifadelerde, cinayeti medya aracılığı ile öğrendiğini, örgütün siyasi iktidarı devirmek için kaotik bir ortam oluşturmayı, ‘misyonerlik’ üzerinden yapmaya çalıştığını kaydetmişti. İnönü Üniversitesi araştırma görevlisi Ruhi Abat’ın kendisini cinayet gecesi aradığını aktaran Çınar, bana çok sert bir üslupla, ‘Bak abiciğim, güzel kardeşim, beni iyi dinle, kafanın bir köşesine şunu yaz, bu işten artık dönüş yok, korkutma amaçlı yapmasını istediğimiz bir olayı; şerefsizlere vurun dedik öldürmüşler, bu yüzden sen de bize yardım edeceksin tamam mı?’ şeklinde tehditvari sözler söyleyerek asıl amaçlarını gizlemeye çalıştı demişti. Sanık avukatları ise Çınar’ın bu iddialarının doğru olmadığını savunmuştu.

‘EN KRİTİK DELİL’

Davada tutuklu sanık Binbaşı Haydar Yeşil’in Kırşehir’de yaşayan kayınbiraderi H.K’nın, ev taşıma esnasında bulduğu ve yargılama aşamasında eniştesine yardımcı olabileceği ifadesi ile teslim ettiği harddiskte ise Çınar’ın iddialarının doğru olduğu anlaşıldı. Davada en kritik kabul edilen telefon ses kaydında, Ruhi Abat’ın “Bak abiciğim, güzel kardeşim, beni iyi dinle, kafanın bir köşesine şunu yaz, bu işten artık dönüş yok, korkutma amaçlı yapmasını istediğimiz bir olayı; şerefsizlere vurun dedik öldürmüşler, bu yüzden sen de bize yardım edeceksin tamam mı?” sözlerini söylediği belirlendi.

3 HRİSTİYANI KESEREK KATLETMİŞLERDİ

Malatya’da 18 Nisan 2007’de, Zirve Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürüldü. Zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalandı. Üçüncü katın penceresinden kaçmak isterken düşerek yaralanan Emre Günaydın, tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Katliam, Mart 2011’de Ergenekon soruşturması kapsamına alındı. 17 Mart 2011’de dönemin Malatya Jandarma Alay Komutanı olan emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi Öğretim Elemanı Ruhi Abat da dahil 12 kişi daha tutuklandı. Toplam 17 sanığın tutuklu olduğu davada, İlker Çınar tutuksuz yargılanıyor.

ÇINAR: KAYDI BİLİYORDUM

Ses kaydı İlker Çınar’a da dinletildi. Çınar kaydı dinledikten sonra şunları söyledi:

“Bu telefon görüşmesini ben Ruhi Abat ile yaptım. Görüşmeyi 17 Mart 2007 tarihinde Malatya’ya giderken bana verilen özel hatlı telefon üzerinden yaptım. Ruhi Abat’ta Haydar Yeşil ile birlikte ortak kullandıkları özel hatlı telefon vardı. Görüşmeyi yaptığım sırada ben Tarsus’taydım. Ruhi Aabat ise Malatya’daydı. Yapmış olduğumuz bu görüşmelerin kayda alındığından da bilgim vardı. Cinayetin işlendiği gün gece yarısından sonra yaptığımız görüşmede, kendisine tepki vermem üzerine, Ruhi Abat tepkimi de çekmemek için bu sözleri söyledi. Asıl amaçlarının öldürmek değil de sadece korkutmak olduğunu özellikle vurgulayıp kendilerine yardım etmem hususunda bir nevi cebri ikazda bulundu. Ben bu sözlerden ne kadar da büyük bir tehlike içinde olduğumu daha iyi anladım.”

JANDARMANIN KATLİAM ÖNCESİ ZİRVE ŞEMASI

Malatya Jandarmada, Zirve katliamından kısa süre önce brifing verilmiş. Star'ın haberine göre katliamda öldürülen Zirve Yayınevi çalışanlarıyla ilgili şema üzerinden misyonerlik anlatılmış.

Olayın tutuklu sanığı dönemin Malatya İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Haydar Yeşil’in sakladığı harddiskten, davanın seyrini etkileyecek yeni bilgi ve belgeler ele geçirildi. Binbaşı Yeşil’in kayınbiraderi tarafından soruşturma savcısı İsmail Aksoy’a teslim edilen ve davanın ek delil doyasına eklenen harddiskten, 2007 yılındaki Zirve katliamından kısa bir süre önce Malatya İl Jandarma Komutanlığı’nda öldürülen şahıslarla ilgili görsel bir brifing verildiği ortaya çıktı.

165 SAYFALIK SUNUM YAPILDI

Malatya İl Jandarma Komutanlığında verilen ve üst düzey komutanların da katıldığı belirtilen brifingde, katliamda öldürülen Necati Aydın ve Alman uyruklu Tilmann Geske ile birlikte 4 misyonerin fotoğrafları duvara yansıtılarak onlar hakkında yapılan istihbarat çalışması geniş bir şekilde anlatılmış. Zirve hakkında komutanlara verilen birifingteki sunum 165 sayfadan oluşuyor. Sunumda öldürülen Zirve çalışanları hakkında bilgilerin yanı sıra görüntüleri de yer alıyor.

20. KLASÖRÜN 99. SAYFASINDA

Zirve iddianamesinin ek delil klasörlerinde yer alan sunumlarda bölgede misyonerlik yaptığı iddia edilen yüzlerce yerli ve yabancının tüm özel bilgileri ve yaşadıkları ortamlar detaylı bir şekilde fişlenerek fotoğraflanmış. Binbaşı Yeşil’e ait hard diskin 20. Klasörü sayfa 99’da yer alan sunumda, katliamda yaşamını yitiren Necati Aydın ve Tilmann Geske, başka bir misyoner ABD vatandaşı Ronald Grand Lolgal ile davanın tutuksuz sanığı Zirve Yayınevi çalışanı Hüseyin Yelki’nin fotoğrafı görülüyor. Fotoğrafla birlikte isim ve memleket bilgileri de sunumda yer alıyor. Misyoner olduğu sanılan kişilerin fişlendiği, bu kişilerin fotoğraflanarak numaralandırıldığı belirtiliyor.

CİNAYET ÖNCESİ VE SONRASI

Cinayetten sonra ise Zirve Yayınevi çalışanı Tilman Geske’nin defni sırasında çekilmiş fotoğrafları da aynı diskte yer almış. Türkiye’de yaşayan yabancı uyruklu misyonerlerin kimlik bilgileri, uyrukları, pasaport numaraları, adresleri ve çocuk sayılarına kadar raporlanmış.

Malatya İl Jandarma’da komutanlara verilen brifingte, katliamda öldürülen Tilman Geske ve Necati Aydın’la birlikte, davanın sanıklarından Hüseyin Yelki’nin de fotoğrafları yer alıyor.