Savcı Sarıkaya görevden alındı ama savcılar pozisyonlarını koruyor ve MİT’i suçlamaya devam ediyor.

 

İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen, KCK soruşturması kapsamında MİT’çilerin ifadeye çağırılması ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Seçen sabah saatlerinde ilk olarak soruşturma savcısı Bilal Bayraktar ve Adem Özcan ile bir süre görüştü. Görüşmenin ardından 6 maddelik şu açıklama yapıldı.

 

“KAMUOYUNU DOĞRU BİLGİLENDİRMEK AMACIYLA AÇIKLAMA YAPILDI”

Seçen, bir soruşturma sırasında bazı kamu görevlilerinin ifadeye çağırılmaları sonrasında bir kısım yazılı ve görsel basında gerçek dışı haber ve yorumlara yer verilmesi nedeniyle kamuoyunu doğru bilgilendirmek için açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Seçen açıklamasında, “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesi uyarınca terör suçlarını da soruşturmakla görevlendirilen Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğimiz, uzun yıllardan beri sürmekte olan terörün devletimize ve milletimize vermekte olduğu zararları çok yakından bilmekte ve izlemektedir" ifadelerini kullandı.

 

Bu nedenle terörle mücadelenin hukuksal boyutunu diğer kurumlarla birlikte Başsavcı Vekilliğinin de aktif bir şekilde yürüttüğüne dikkat çeken Seçen, “Bu çerçevede, Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğimiz yasal zeminle ve yasaların verdiği yetki çerçevesinde adli görevini yürütürken elinde dosya ve soruşturmadan elde edilen delillerle bağlı olup, yapılan her işleme karşı yasal yollara başvurulabileceğini ve ayrıca bunların yasalar çerçevesinde denetime tabi olduğu bilincinde olarak görevini yapmaktadır" dedi.

 

“YANLIŞ ANLAMLAR YÜKLETİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

“Cumhuriyet Başsavcılığı Vekilliğimizce yürütülmekte olan bir soruşturmaya son günlerde yanlış anlamlar yükletilmeye çalışıldığı görülmekte ve bu tutum üzüntü ile karşılanmaktadır" ifadeleri yer alan açıklama şöyle devam etti:

 

“Sözü edilen soruşturma kapsamında, yasama ve yargı ile birlikte devletin 3 temel erkinden biri olan yürütme organı tarafından terörün önlenmesi, bitirilmesi, ülkemizin her yerinde huzur ve güvenin temin edilmesi amacıyla yürütülen iyi niyetli girişimlerin Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğimizce soruşturma konusu yapıldığı iddiası gerçeği yansımamaktadır. Yürütme organı tarafından terörün sona erdirilmesi amacıyla belirlenen ve icra edilen tercih ve politikaların soruşturma konusu yapılması hiçbir şekilde söz konusu değildir"

 

MİT’E SUÇLAMA

Seçen açıklamasını şöyle tamamladı: “Bu soruşturma, Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğimizce KCK terör örgütüne yönelik olarak yapılan bir soruşturma sırasında, bazı devlet görevlilerinin kendilerine yürütme organı tarafından verilen görevinin dışına çıkarak hareket ettikleri, bu suretle örgütün eylemlerinin gerçekleştirilmesine yardım ettikleri şüphesini doğuracak deliller elde edilmesi nedeniyle başlatılmış olup, sadece bu görevlerin eylemlerine yöneliktir."

 

BAKAN BOZDAĞ SAVCILARA TEPKİLİ

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, MİT'çilere yönelik KCK'lı suçlamasını eleştirdi: "Güven kazanmak için bazı şeyler yapmak gerekir."

 

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, savcıların yanlış yorumu nedeniyle bazı örgüt içindeki bazı MİT’çilerin deşifre olduğunu söyledi.

 

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasını eleştiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, MİT’in görevlerinden birinin de ‘terör örgütünün içine sızmak’ olduğunu söyledi. Bozdağ, “Sızmanın suç işlemeden yapılma imkânı yok. Oraya girdiğiniz zaman, o faaliyetlerin içinde olduğunuz zaman karşıdakilerin güvenini kazanmak için de bazı şeyler yapması gerekir” dedi.

 

Dün Kanal 7’ye konuşan Bozdağ, MİT’çileri ifadeye çağıran ve tutuklama kararı veren savcıları eleştirdi. “250. maddeyi siz eğer çok geniş yorumlarsanız ve onu mutlak bir yorum ilkesi olarak kabul ederseniz o zaman bu ince ayrımları yapma imkânı ortadan kalkar. Bence kanunla değil, yorumla bir suç iddiası var gibi geliyor” diye konuştu.

 

MİT’in terör örgütlerinin faaliyetlerini takibe almasının ve bilgi toplamasının görev gereği olduğunu söyleyen Bozdağ, ‘Ben sizin içinize girdim’ demeden, örgüt üyeliği suçunu işlemeden örgütün içine girilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Bozdağ, şöyle konuştu: “Milli İstihbarat’ın terör örgütü içine sızmalarına baktığınızda, sızmanın suç işlemeden yapılma imkanı yok. Oraya girdiğiniz zaman, o faaliyetlerin içinde olduğunuz zaman karşıdakilerin güvenini kazanmak için de bazı şeyler yapması gerekir ama burada önemli olan şu, bu yaptığı şeylerin ülkenin aleyhine sonuçlar doğurmaması. Askerimize, polisimize kurşun sıkılmaması, canlı bomba eylemlerinin yapılmaması... Bunlar zaten yok, olması da mümkün değil, düşünülemez de zaten.“ 

 

GÖREVİ İSTİHBARAT
Bozdağ, “silahlı eylemlerin görmezden gelindiği, KCK yapılanmasının MİT gözetiminde tamamlandığı” iddialarının basına yansıdığı hatırlatılarak, görev ve suç arasındaki ince sınırın ne olduğunun sorulması üzerine de “MİT’in istihbarat toplamakla görevlendirildiğini, eyleme müdahale etmenin görevi olmadığını” anımsattı. Toplanan bilgiler ışığında pek çok başarılı operasyon yapıldığını dile getiren Bozdağ, “Bakıyorsunuz bir canlı bomba yakalanıyor, evlerde silah depoları bulunuyor. Sokakta gezen polis ‘Şurada bir şey vardı, ben bir bakayım’ deyince mi oluyor bunlar?” dedi. 

 

DEŞİFRE OLDULAR
Bozdağ, soruşturma kapsamında yapılan usul hatalarının, KCK kapsamında, belki de PKK’nın da içerisinde pek çok istihbarat görevlisinin deşifre olması sonucunu doğurduğunu da sözlerine ekledi. Bozdağ, “Oraya yıllarca emek verilerek girilmiş, nüfuz edilmiş yapılar, çünkü şüphelenilen kişiler belli, onlarla irtibatlı olan kişiler... Bir bakıyorsunuz bu fayda mı, zarar mı doğuruyor? Bu maalesef usul hataları, yanlış bir değerlendirme, yorum nedeniyle” diye konuştu.