HDP Milletvekili İdris Baluken, hakkında Diyarbakır’da açılan davaya devam edildi.

Baluken’in tahliye talebi reddedilirken, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı Baluken’e 47 yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi.

Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken’in tutuklu yargılandığı davaya devam edildi.

Sincan Cezaevi’nde bulunan Baluken, duruşmaya SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile katıldı. Duruşmayı, HDP milletvekilleri Ziya Pir, Nimetullah Erdoğmuş ile HDP’li yöneticiler ve Baluken’in ailesi de izledi.

Davaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, Baluken’in katıldığı basın açıklaması ve yürüyüşler, yaptığı açıklamalar nedeniyle “örgüt üyeliği”, 5 kez ayrı ayrı “örgüt propagandası yapmak” ve 4 kez ayrı ayrı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etme” suçlarını işlendiğini ileri sürerek, toplam 11 yıldan 47 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istedi.

Ayrıca savcı, Baluken hakkında “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla açılan davanın, “suçun yasal unsurları gerçekleşmedi”ği gerekçesiyle düşürülmesini, diğer davalar hakkında ise erteleme ve beraat kararı verilmesini talep etti.

BALUKEN: KONUŞMALARIM SİYASİ PARTİ FAALİYETİDİR

HDP Milletvekili İdris Baluken, davanın hukuki olmaktan çok siyasi bir dava olduğunu söyledi. Yasama dokunulmazlığı olmasına rağmen mevcut yasalar, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir şekilde bir yıla yakın süredir tutuklu yargılandığını belirten Baluken, yasama faaliyetinin engellendiğini dile getirdi.

Mahkemenin daha önce hakkında verdiği tahliye gerekçesinde bir değişiklik olmamasına rağmen halen tutuklu yargılandığını kaydeden Baluken, şunları söyledi: “Dava suçlamaya konu olan konuşmaların tamamı siyasi parti faaliyetidir. Yaptığım bu konuşmalar yasama sorumsuzluğu kapsamındadır.”

‘TAHLİYE YA DA BERAAT DEĞİL DOSYANIN DÜŞÜRÜLMESİNİ İSTİYORUM’

Baluken, 2011 yılında Demokratik Toplum Kongresi’nde (DTK) yaptığı bir konuşma nedeniyle yargılandığını, ancak 2012 yılında dönemin Meclis başkanının yeni anayasa çalışmaları için DTK’yi Meclis’e davet ettiğini hatırlattı. Baluken, “Böyle bir çifte standart olur mu? Ortada torba haline getirilmiş bir iddianame var. Bu dosyanın içerisinde suç teşkil edecek bir kanıt yoktur. Yargılanmam Anayasa’nın ihlalidir. Bu davada suçlamaya konu olacak somut bir delil yok. Beraat demiyorum, tahliye de demiyorum, bu dosyanın düşürülmesini talep ediyorum.”

Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, iddianamede Baluken’in 15 Kasım 2011’de bir cenaze törenine katıldığının belirtildiğini, ancak müvekkilinin o tarih ve saatte Meclis kürsüsünde konuşma yaptığını söyledi. Yalçındağ, dava dosyasına konulan 2 numaralı CD’yi adliye personeli dahil hiç kimsenin açamadığını belirtti. Baluken’in, Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmaları dışarıda tekrar ettiği için yargılandığını belirten Yalçındağ, tahliye edilmesini istedi.

Avukat Mehmet Emin Aktar da, savcılık görüşünün dava dosyasında toplanacak delil olmadığının bir göstergesi olduğuna işaret ederek, Baluken’in delil karatma şüphesi kalmadığını ve tahliye edilmesi gerektiğini savundu.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin olması”, “adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı” ve “tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu” gerekçeleriyle Baluken’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.