Muş'un Bulanık ilçesinde, DTP'nin kapatılmasını protesto gösterisi sırasında çıkan ve 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylara ilişkin davada cumhuriyet savcısı, 2 sanığa da "meşru savunma haklarını kullandıkları gerekçesiyle ceza verilmemesini" istedi.

 

Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya müşteki ve sanık avukatları katıldı. Cumhuriyet Savcısı Halis Özmen, duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıkladı.

 

Esas hakkındaki görüşte, “15 Aralık 2009'da, DTP'nin kapatılmasını ve Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarını protesto etmek için örgüte müzahir kitlenin, Bulanık'ta toplandığı” kaydedildi. Grubun, Öcalan lehine sloganlar attığı, posterini taşıdığı ve “Öcalan'a özgürlük” pankartı açtığına yer verilen görüşte, grubun kamu kurum ve kuruluşlarına ait binaları taşlamaya başladığı iddia edildi.

 

Sanıklar Turan ve Metin Bilen kardeşlere ait olan ve içinde sanıklar ile bir yeğenleri ve bir başka kişinin bulunduğu manifatura dükkanını taşlayan grubun, iş yerine yanıcı madde attığı kaydedilen görüşte, iş yerinde yangın başladığı, sanık Turan Bilen'in yanan eşyaları kepengin altından dışarı attığı, güvenlik birimlerini aradığı, saldırıların yoğunlaşması üzerine saldırıyı defetmek ve kurtulmak amacıyla dışarı çıkarak, ruhsatlı kalaşnikof marka silahıyla havaya 3-4 el ateş ettiği iddia edildi.

 

Turan Bilen'in, daha sonra iş yerine girdiği, saldırıların devam etmesi üzerine kepenk altından ateş etmeye başladığı, ateş sonucu Necmi Oral'ın başından, Kemal Ağca'nın da göğsünden aldığı yara sonucu hayatını kaybettiği ve 4 kişinin de yaralandığına dikkati çekilerek, şunlar kaydedildi:

 

“Sanıkların, atılı eylemi PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne müzahir kitlenin canlarına, mallarına yönelik ve devam eden haksız bir saldırısını bertaraf etmek için gerçekleştirerek, meşru savunma haklarını kullandıkları anlaşıldığından, ceza tertibine yer olmadığına, suçta kullanılan ruhsatlı silahların, ruhsat sahibi Turan Bilen'e iadesine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.”

 

Davacıların avukatı Vecihi Demir, görüşü kesinlikle kabul etmediğini belirterek, beyanda bulunmak için süre istedi. Sanıkların avukatları Veysel Esen, Mustafa Remzi Toprak ve Şeyhmus Karagöz ise görüşe katıldıklarını bildirdi.

 

Mahkeme heyeti, katılan ve sanık avukatlarına beyanda bulunmaları için süre vererek, duruşmayı erteledi.

 

15 Aralık’a köy korucusu Turan Bilgen Bulanık’ta DTP'nin kapatılmasını protesto eden halkın üzerine kalaşnikof marka silahla ateş açması sonucu 2 kişi ölmüş, 7 kişi de yaralandı.

 

Saldırıdan sonra Bulanık Kaymakamlığı İHD’lilere verdiği bilgide göstericilerin dağıldığı sırada olayın meydana geldiğini belirtmişti: "Grup toplanma aşamasındayken polis göstericilere müdahale etti. Emniyet güçleri, göstericilerin üzerine tazyikli su ve biber gazı sıktıktan sonra grup dağılmaya başladı. Ancak tam bu sırada uzaktan bir el tabanca sesi olduğu sanılan ateş etme sesi geldi. Grup, silah sesini duyduktan sonra yeniden bir araya geldi ve polisin diğer bölgelerde önlem alması nedeniyle olayların yoğunlaştığı bölgeye doğru yöneldi."

 

İki kişinin öldüğü olaylardan sonra 'olayın bir provokasyon olabileceği ve ateş eden kişinin korucu' olduğu ortaya çıkmasına rağmen hükümet ve medya iki kişiyi öldüren korucuyu “esnaf” ve “mağdur” olarak gösterdi.

 

İki kişinin ölümünden 2 saat sonra Erzurum Emniyet Müdürlüğü'nden gelen 75 kişilik Robocop'lar da `Her şey vatan için', 'Vatan sana canım feda', `Ne mutlu Türk'üm diyene', `Polis huzur, güven verir' sloganlarıyla yürüyüş yapmışlardı.

 

Başbakan Tayyip Erdoğan 2 kişiyi öldürüp, 7 kişiyi yaralayan Bilgen’i 'mağdur esnaf' olarak değerlendirmişti. Ancak Turan Bilen daha önce DTP'nin gerçekleştirdiği eylemlerde provokatif girişimlerde bulunmuştu. İlçe halkının büyük tepki gösterdiği Bilenler aslen Mardinli Arap kökenli bir aile. Bilen ailesi 1978'de ilçede Ala Rizgaricilere silahlı saldırıda bulunduğu iddia ediliyor. Bilen'in babası Şerif Bilen’in de 1992'de 2 PKK’linin yaşamını yitirmesinden sorumlu olduğu ve ilçede MHP teşkilatının kurucuları arasında yer aldığı belirtiliyor.