Aralarında HDP, HDK, Barış Bloku, Demokrasi İçin Birlik, Barış İçin Kadın Girişimi, Barış Akademisyenleri, Alevi örgütlerinin yer aldığı Savaşa Karşı Koordinasyon, Türkiye’nin Afrin operasyonuna ilişkin açıklama yaptı.

Basın açıklamasını yazar Nesteren Davutoğlu okurken, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Başkanı Naci Sönmez, HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, Antikapitalist Müslüman yazar İhsan Eliaçık konuştu.

ETHA'nın haberine göre yazar Nesteren Davutoğlu, koordinasyonunun açıklamasını okudu.

Fransız bir yazarın "Tüm savaşlar iç savaştır, çünkü tüm insanlar kardeştir" sözleriyle konuşmasına başlayan Davutoğlu, "Basın toplantımız savaşı durduramaz biliyoruz ama sözlerimiz, yoksul, imtiyazsız kesimlerin ölümüne 'hayır' diyenlerin tarihe bir not düşmesidir" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, savaşın bilgisayar oyunu olmadığını söyleyerek "Savaş gerçek, ürettiği düşmanlık da gerçek. Sessizlik yanıltmasın hiçbirimizi" dedi ve şunları söyledi:

‘ÖLÜM SESSİZLİĞİ İSTENİYOR’

"Barış isteminin, çocuklar ölmesin demenin cezalandırıldığını biliyoruz. Ölüm sessizliği istenen... Halkları birbirine düşman kılmak suçtur. İnsanlığın yarattığı değerler, barışı savunmayı görev kılıyor. Ülkemizde ve bölgemizde savaş değil sulh ve sukün istiyoruz.

"Savaş taraftarlığının gürültüsünde gerçeklerin örtülmesine rızamız yok. Ölümleri konuşamıyoruz, gazetecilik ölüyor, çocuklara yönelik cinsel istismarları tartışamıyoruz, işçilerin grevlerini duyamıyoruz. Hanefi Kürt, Sünni Arap, Şii Türkmen, Alevi Kürt, Ortodoks Süryani, Ermeni, Çerkes ve Kürt Ezidilerin yaşadığı Afrin'de kim bilir neler yaşanıyor?

‘BARIŞI İSTEMEK BİR HAKTIR’

"Kadın erkek, yaşlı, genç, çocuk, hasta yüzbinlerce insanın sesi de duyulmuyor. Tıpkı Yemen gibi, tıpkı Filistin gibi. Coğrafya kaderse bu geniş coğrafyada yaşayanların gidecek bir yeri yok, birbirimizin yüzüne bakacağımız müzakere alanını korumak zorundayız. Kapı komşumuzla, yanıbaşımızdaki komşu halklarla...

"Savaşa hayır, barış hemen şimdi" diyen Savaşa Karşı Koordinasyon, "Bizler, düşmanlıkların toplumları tükettiğini biliyoruz. Bunu tarihten biliyoruz. Yeni bir yaşamı var etmenin toplumları güçlendirdiğine inanıyoruz. Barışı istemek bir haktır. Ölümü değil yaşamı savunuyoruz" dedi.

Nesteren Davutoğlu'nun açıklamasının ardından koordinasyon içinde yer alan parti ve kurum temsilcileri ile kişiler söz aldı. Konuşmalardan bazıları şöyle:

SÖNMEZ: VİCDANIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ BİR DÖNEMDEYİZ

"İnsanlığın unutturulduğu vicdanın öldürüldüğü bir dönemdeyiz. Toplumu psikolojik algıyla yönetmeye çalışan iktidara karşı, savaşa karşı duracağız demek çok önemli. Ses vermek için topluma cesaret vermek vicdani görevdir. Toplumun bütün kesimlerini yan yana dizecek, savaşa karşı barış duygularını dile getirmeliyiz."

HAMZAOĞLU: ORASI ASKERİ ÜS DEĞİL

"Ben aynı zamanda bir Barış Akademisyeni olarak da buradayım. Bu konuşmayı barış istemek için yapıyorum. KHK'yle atılmadan önce 'Savaş ve Halk Sağlığı' dersleri veriyordum. Derslerde savaşların toplumun geleceğini yok ettiğini, tüm sivilleri hedef aldığını söylüyorduk.

"Özellikle 20. yüzyılın ortasından itibaren süren savaşlarda ölen 1 askere karşılık 15-20 sivilin öldüğünü anlattık. Savaş tanımı, ilk olarak 1907 yılında Lahey sözleşmesinde, 1949 Cenevre sözleşmelerinde gündeme geliyor. Bunları ayrıntılı olarak incelediğimizde, Afrin'de savaş yok. Bir katliam girişimi ve bir işgal girişimidir.

"Türkiye'nin de taraf olduğu kışkırtılmış Suriye iç savaşı sonrasında nüfusu 1,5 milyonu aştı. Bölgeye yerleştiler. Bir üniversite kuruldu, iki hastanesi faal çalışıyor, 7 anadilde eğitim yapıyorlar, onlarca okul var. Bu kurulu düzene saldırıyorsunuz. Orası askeri üs değil. O bakımdan Afrin'e yönelik saldırılara, bu özellikleri dikkate alarak karşı durmamız gerekiyor."

MİLLETVEKİLİ PAYLAN: BU SUÇA ORTAK OLMAYIN

"Afrin, bütün bir yangının içinde çok kültürlü renkliliğini koruyabilen ender vahalardan biri oldu Suriye'de. Bu saldırının asıl amacı bu çokluğu boğmaktı. Ben her şeye rağmen Afrin halkının bu saldırıya karşı kendi vatanlarını koruyacaklarını düşünüyorum, bu saldırganlığı püskürteceklerdir.

"Oraya saldıran tekçilik, savunanlarsa çoğulculuktur. Sınırlarımız dışındaki insanların evlerine saldırıyoruz. Orada Araplar, Türkler, Ermeniler Türkmenler bir arada yaşamanın yollarını bulmuşlar. Bunu bulamayan Türkiye halklarıdır. Bir an evvel bu saldırıyı durdurmaya, Afrin halkından başlayarak topyekün birbirimize sarılmaya çağırıyorum.

"Savaş insanlık suçudur. Savaşa evet demek suçtur. Savaş yapanların yanında durmak suçtur. Bu suça ortak olmayın. Savaşa hep beraber hayır diyelim."

ELİAÇIK: DUA SİLAHLAR SUSTUĞUNDA OKUNUR

"İki noktaya değinmek istiyorum. Bu harekatın dini fetihçilik, ideolojisi kızılelmadır. Kuran'ı Kerim'deki Fetih suresinin 90 bin camide okunması istendi. Darbede olduğu gibi dine sarıldılar. Bu sure silahlar konuştuğunda değil, silahlar sustuğunda okunur. Tam tersine çevirerek, dini araç olarak kullanıyorlar. Kabul etmiyoruz.

"Barış olan bir dinin savaşçı ideolojilerde kullanılmasını reddediyoruz. 'Kızıl Elma' dedi Cumhurbaşkanı. Yeryüzüne hakim olmak Allah'ı şirktir. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Dinimizin savaşçı ideolojiye alet edilmesini kabul etmiyoruz. Savaşa hayır diyenler, barıştan yana olanların, hak hukuk adalet diyenlerin yanında olmaya devam edeceğiz."

Savaş Karşıtı Koordinasyon'un açıklamasına, Kaldıraç, Suruç Yaralıları, Partizan, Sosyal Araştırmaları Vakfı, İşçi Sözü Gazetesi, 78'liler Girişimi, Barış Bloku, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Sinema Oyuncuları, 'Savaşa Hayır' diyen 170 imzacı arasında yer alan Gençay Görsoy da katıldı, "Savaşa Hayır" mesajını iletti.

Kaynak: ETHA