CHP Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Bursa Milletvekili Sena Kaleli, İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu ve Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova, 28 Ekim’de Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kadın mahkûmlarla görüşerek bir rapor oluşturdu. Görüşülenler arasında bulunan ve ‘sapanlı teyze’ olarak bilinen Gezi olaylarının simge isimlerinden Emine Cansever, CHP’lilere şunları söyledi:

YANIMDAKİ GENÇLER YARALANMIŞTI

“Liseyi bitirince, Hukuk Fakültesi’ne gitmek ve bu haksızlıklara dur demek için avukat olmak istiyorum. 8 Ekim’de evime düzenlenen operasyonla gözaltına alınarak, tutuklandım. Ben dahil bizim mahalleden 33 kişi tutuklandı. 1979’dan bu yana Gülsuyu’nda oturuyorum. 1989’da Kartal Belediyesi’nde çalışırken, emekliliğime 6 ay kala işten atıldım. Kartal Emekli-Sen’de 2 yıl şube başkanlığı yaptım. Şimdi emekliyim. 1989’da babamın, 2001’de annemin ölümüyle, 1968 doğumlu şizofren ve şeker hastası kardeşimin bakımını üstlendim. Kendisi ilaçlarını alamıyor. Bu gerekçeyle tutuksuz yargılanmak istedim ancak bana ‘Kardeşin sokakta yaşar ise çıkabilirsin’ denildi. Başladığı andan beri Gezi protestolarının içinde değildim. Son günlerinde katıldım. Protestolar esnasında, çevremde birçok genç, gözünden, bacağından, plastik mermi ve gaz fişekleriyle yaralandı. Ben de dayanamadım, ortamın gerginliğiyle, oradaki çocuklardan birinin elinden sapanı aldım. Beni, Devrimci İşçi Hareketi Sivas sorumluluğu ile suçladılar. Ben Sivas’ta değil Tokat’ta yaşadım. Diğer suçlamalar ise DHKP-C sempatizanı olmak, Grup Yorum’un konserine gitmek, Hey Tekstil işçilerine destek vermek, ‘İntibak hakkını istiyorum’ pankartı açmak. Polis evime düzenlediği baskında sadece Yürüyüş Dergisi’ni aldı. Bir tek sorum var. Tayyip Erdoğan’a kurşun sıkan dışarıda, biz neden içerdeyiz? Bu ayrımcılık değil mi? Ben sadece muhalif olduğum için içerdeyim.”

DUYARLIYDIM, ŞİMDİ ÖFKELİYİM

CHP’lilerin görüştüğü isimler arasında 2010’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın programında ‘Parasız eğitim istiyoruz’ pankartı açtığı için 8 yıl hapis cezası alan Berna Yılmaz da yer aldı. 24 yaşındaki Yılmaz, komisyon üyelerine kendisi ve yaşadıkları ile ilgili şunları anlattı: “Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü 4’üncü sınıfta okurken, 14 Mart 2010’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katıldığı Roman buluşmasında ‘Parasız eğitim istiyoruz, alacağız’ pankartı açtığım için tutuklandım. Davamın sonucu bile belli olmadan okuldan atıldım. ‘Örgüt üyeliği’ gerekçesiyle 19 ay tutuklu yargılandıktan sonra tahliye edildim. Daha sonra, 8 yıl 5 ay hapis cezası aldım. Dava dosyamda hiçbir şey yok, sadece açtığımız pankart var. 2.5 senedir yargılanıyorum. Yargı süreci sürüyor. Tayyip Erdoğan bizi ne kadar içeride tutunca rahatlayacak, intikamını almış olacak? 21 Ocak’ta otobüste yerlerde sürüklenerek gözaltına alındım. ‘DHKP-C de parasız eğitim diyor, sen de öyle pankart açtın, sen de ABD’ye karşısın DHKP-C de ABD’ye karşı. Sen DHKP-C’lisin’ dediler. Aslında sadece çevreme duyarlı bir gençtim. Ama şimdi öfkeliyim. Sokakta yürümeyi özlüyorum.”

MERAK ETTİK NEDEN SAPAN

Komisyon üyesi Yüceer ise “Sapanlı teyzenin neden sapanıyla tutuklandığını anlamaya çalıştık. Eli palalılar gördük, çocukların dövülmesini izledik. Bu gözaltı için kriter değilse neden sapan kriter oldu? Merak ettik neden sapan? Anlayabilmiş değiliz” dedi. (Umut Erdem / Hürriyet)