24 Haziran’da yapılacak erken seçim konusunda en çok tartışılacak konulardan biri, sandık güvenliği.

Aralarında "Oy ve Ötesi Derneği"nin de olduğu sivil toplum örgütleri, seçim güvenliği konusunda çalışmalarına başladı.

"Oy ve Ötesi Derneği", seçim kanununda yapılan değişikliklere karşı #GüvenVer kampanyası başlattı.

DW Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre, 16 Nisan referandumu öncesi kurulan bağımsız yurttaş hareketi “Hayır ve Ötesi”, seçim güvenliği için kolları sıvayan platformlardan. Önceki gün bir toplantı gerçekleştirdiklerini söyleyen Doğan Ergün, referandum dönemi ülke genelinde sandık güvenliği için binlerce kişiyle çalışma yürüttüklerini, 24 Haziran’da da benzer şekilde çalışacaklarını söylüyor. “Türkiye’nin her yerine ulaşamıyoruz ama koordineli olarak çalıştığımız siyasi partiler ve kitle örgütleri var” diyor.

30 NİSAN’DA KAYITLAR BAŞLIYOR

16 Nisan referandumunda ölülere oy kullandırıldığını ortaya çıkardıklarını hatırlatan Ergün, “Bu sefer de benzer olaylar yaşanabilir. Üstelik şu an daha fazla baskı var” diye ekliyor.

“Hayır ve Ötesi” tarafından 16 Nisan referandumu sonrası hazırlanan raporda, Şanlıurfa’da 31 Mart 2017 tarihinde hayatını kaybeden bir vatandaşa oy kullandırıldığı tespit edilmişti.

Doğan Ergün, 30 Nisan itibariyle sandık gönüllüleri için kayıt almaya başlayacaklarını söylüyor. Ergün, akıllı telefonlara indirilebilen bir uygulama ile sandık görevlilerinden seçim günü an be an bilgi alabildiklerini, söz konusu uygulamayı 24 Haziran’da da kullanacaklarını dile getiriyor.

Dört komisyon kurulacak “Seçim Süreci Meclisleri” ise yeni kurulan bir sivil inisiyatif. Haziran’da erken seçim kararı verilmesini beklemediklerini söyleyen İbrahim Duymaz, “Seçim kararı tamamen iki kişi tarafından senaryo halinde ülke gündemine düşmüş vaziyette. Herkesin ortak kaygısı sandık ve seçim güvenliği” diyor. Erken seçim kararının antidemokratik bir şekilde alındığını ifade ederek, kararın ardından çalışmalarının hızlanacağını söylüyor.

Seçim sandıklarında görev alacaklarını ve oyların YSK’ye gidene kadar takibini yapacaklarını dile getiren Duymaz, “Halkın bu seçimde oy meselesinde nelere dikkat etmesi ve kimlerle irtibat kurması gerektiği üzerine çalışmalar yapmayı planlıyoruz” diyor.

Duymaz ayrıca, sandıkların YSK’ye teslim edimesinden sonra siyasi partilere ve milletvekillerine düşecek görevin önemine de dikkati çekiyor. Geçen hafta platform tarafından yapılan toplantıda, “Sandığa git” çağrısıyla materyaller hazırlanmasına, seçmen listelerinin kontrol edilmesi üzerine bir çalışmanın başlatılmasına, ayrıca “Seçim Güvenliği Komisyonu”, “Örgütlenme Komisyonu”, “İletişim ve Basın Komisyonu” ve “Mali Komisyon” olmak üzere dört komisyon kurulmasına karar verildi.

‘VİCDANEN RAHAT OLMAK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM’

Özel şirket çalışanı 34 yaşındaki Duygu, son dört seçimdir sandık görevlisi olarak çalışıyor. Son olarak İstanbul Bahçelievler’de 16 Nisan referandumunda yaşlı ve engellilerin oy kullandığı giriş katta sandık sorumlusu olan Duygu, “İnanılmaz kural ihlali oluyor. Referandumda fiziksel engeli olmayan yaşlılara da refakat edilince müdahale ettiğim için kavga çıktı” diyor. Duygu, 24 Haziran’da da sandık görevlisi olmayı düşünüyor. Seçim güvenliği söz konusu olduğunda CHP’nin organize olamamasını eleştiriyor. “En son seçimde görev vermedikleri halde arkadaşlarımı boş sandıklara ben yerleştirdim” diye konuşuyor. 24 Haziran’daki seçim sonuçlarının sağlıklı olmayacağı endişesi taşıyor, ama “Yine de vicdanen rahat olmak için elimden geleni yapacağım” diyor.

YETKİSİZ KİŞİLER SANDIK BAŞINDA DURABİLİYOR

“Oy ve Ötesi Derneği” tarafından 1 Kasım 2015 seçimleriyle ilgili hazırlanan rapora göre, seçim günü yaşanan belli başlı problemlerin başında fiziksel engeli olmayan vatandaşlara refakat edilmesi geliyor.

“İleri yaş veya fiziksel olmayan bir engel sebebiyle kendi başına oy vermekte zorlanabilecek seçmenlere ilişkin, genelgede refakat etme izni bulunmamasına rağmen bu seçmenlere iyi niyetle refakat izni verildiği anketimizi dolduran gönüllülerin yüzde 13’ü tarafından bildirilmektedir” deniliyor.

Söz konusu raporda dikkat çekilen bir başka ihlal ise oy verme yerlerinde adayların/partilerin kampanya materyallerine rastlanması. Oy verme yerlerinde seçmeni etkileyebilecek kampanya materyallerinin bulunması yasak olmasına rağmen karşılaşılan bu duruma, sandık başında yüzde 6, bina çevrelerinde ise yüzde 18 oranında gözlemlendiği belirtiliyor.

Aynı raporda en sık rastlanan sorunlardan bir diğeri, yetkisiz kişilerin sandık çevresinde olması olarak dile getiriliyor. “Gönüllülerimizin yüzde 3,7’si bu sorunla karşılaştığını belirtmişlerdir. Bu yetkisiz kişilerin büyük oranda (yüzde 84,6) kolluk güçleri haricindeki kişiler olduğu görülmüştür” deniyor. Öte yandan, gönüllülerinin yüzde 73’ünün görevlerini yaparken herhangi bir zorlukla karşılaşmadığının ifade edildiği raporda, yüzde 8’inin ise görevlerini yaparken fiziksel ya da sözlü saldırıya uğradıklarını ya da tehdit edildiklerini belirtiliyor. #GüvenVer kampanyası başlatıldı

200 binden fazla gönüllüsü bulunan “Oy ve Ötesi Derneği”, seçim kanununda yapılan değişikliklerin ardından YSK’ye yönelik “#GüvenVer” adıyla bir kampanya başlattı.

Mart ayında yürürlüğe giren "Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, üzerinde sandık kurulu mührü bulunmamasına rağmen filigran, amblem ve ilçe seçim kurulu mührü bulunan zarfların geçerli sayılmasını öngörüyor. Dolayısıyla değişen yasa ile önceki seçimlerde zorunlu olan kullanılan oy zarfı pusulasındaki mühür zorunluluğu kalkıyor.

Öte yandan yasa ayrıca seçim güvenliğinin sağlanması amacıyla vali veya il seçim kurulu başkanının talebi üzerine sandıkların taşınmasına, seçim veya sandık bölgelerinin birleştirilmesine karar verebilmesine de olanak sağlıyor. Yani kanuna göre, il valisinin teklifi üzerine sandıklar bir yerden başka bir yere taşınabilecek. Oy ve Ötesi söz konusu bu değişikliklerin seçim sürecinde belirsizliklere yol açabileceğinden endişe ediyor.

YSK ile geçen hafta Ankara’da görüşen dernek üyeleri, yaptıkları açıklamada pusula ve zarfların mühürlenmesinin kanunen hâlâ zorunlu olduğunun altını özellikle çizdi. Dernek, valilerin sandıkların taşıma ve birleştirme taleplerinin şeffaf ve kamuoyu denetimine açık şekilde gerekçelendirilmesi, taşıma/birleştirme kararının alınması durumunda seçmenlerin ulaşım ihtiyaçlarının karşılanma usullerinin netleştirilmesi, seçim sonuçlarının olası uygulamalardan etkilenmemesi adına yalnızca aynı seçim çevresi içerisinde mümkün olabileceğinin güvence altına alınması gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe