İstanbul'da 5 Ekim 2011 ve 28 Ekim 2011 tarihleri arasında "KCK" adı altında düzenlenen kapsamlı operasyonlarla gözaltına alınan 147'si tutuklu 193 kişinin yargılandığı davada mahkeme, aralarında  Ragıp Zarakolu'nun da bulunduğu 15 kişinin tahliyesine karar verdi.

 

Tahliye kararına gerekçe olarak "sanıkların tutuklu kaldıkları süre", "suç vasfının değişme ihtimali" ve "delil durumu" gösterildi.

 

Sanıkların tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Davanın ilk duruşması 2 Temmuz'da yapılacak.

 

Tahliye olan tüm isimler şöyle:

Alaattin Güneş, Ali Geritli, Burhanettin Toprak, Cemalettin Gördegir, Evrim Öztürk, İrfan Hülakü, İsmail Zeybek, Lütfü Balbal, Muhsin Yenisöz, Nahit Onat, Neci Elmas, Ragıp Zarakolu, Songül Karatagna, Yasin Yalçın, Zeynel Çelik.

 

Belge Yayınları sahibi, Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Yayımlama Özgürlüğü Komitesi başkanı Ragıp Zarakolu, 31 Ekim 2011'den beri Kandıra Cezaevi'nde tutuluyordu.

 

Zarakolu'nun avukatı Sennur Baybuğa, 5 Nisan'da Özel Yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede Zarakolu'nun tutukluluğunun hukuka aykırı olduğunu savundu; tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesini istedi.

 

Geçtiğimiz günlerde KCK iddianamesi hazırlanmış ve yayınlanmıştı. Avukat Sennur Baybuğa bunun üzerine, iddianameye karşı beyanda bulunup tutukluluğa itiraz dilekçesi yazdı.

 

Özel yetkili mahkemenin dün hem tutukluluğa itirazı değerlendirmesi hem de gazetecilerin de yargılandığı Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) ile ilgili yeni davanın duruşma tarihini belirlemesi bekleniyordu. Daha önce mahkeme, yargılamaya Temmuz başında başlanacağını bildirmiş ancak tam bir tarih vermemişti. Karar bugün geldi.

 

“DÜNYA ÜLKELERİNE VERİLEN MESAJLARA UYMAMAKTA”

Avukat Sennur Baybuğa İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na sunduğu dilekçesinde şunları dile getirdi:

 

“İddianame çerçevesinde söylemek isterim ki; konuşma yaptığı mahallin, onu üye olmamakla beraber üye imiş gibi hareket eden biri olmasını ortaya koymayacağı açıktır. Bu iddianamenin müvekkilimle ilgili bölümleri şu anda tüm dünya medyasında ve düşünce çevrelerinde konuşulmaktadır. Böyle bir iddia ve mesnetle 63 yaşında bir aydının aylarca tutuklu olarak içerde tutulması Siyasi iktidarın tüm dünya ülkelerine vermeye çalıştığı demokratik ülke mesajlarına uymamaktadır. Bir yandan darbecilerini yargılama basireti gösteren bir ülke hukukunun diğer yandan günlük hayatı yasasızlığa mahkum etmeye çalışması anlaşılacak gibi değildir. Evrensel hukuk ilkelerinden bahsetmeye bile gerek duymuyorum, zira iç hukukumuzun da böylesi bir keyfi tutuklamayı kaldırmaya yeter olduğu herkesçe malumdur.

 

Bir hukukçu olarak iddianame ile ilgili yasal bir savunma yapmayı elbette isterdim, ve fakat iddia ve sunulan deliller karşısında ben söyleyecek bir söz bulamıyorum. İddia makamının delil ve suçlamalar diye ifade ettiği bu metni tüm dünyaya, ve ileride tarihimizi oluşturacak tüm belge takipçilerine açıklamasını benden daha akıllı olduğunu varsayarak kendisinden ayrıca da talep ediyorum. Bu iddialar için herhangi bir yasal savunma yapmaya gönüllü bir avukatın da bulunacağını sanmıyorum.

 

Basında da çokça yer alan ve dosyanıza sunulduğunu sandığımız, yargı paketlerinden şu anda gündemde olan çalışmada siyasi iktidar, yasada ‘örgüt üyesi olmamakla beraber, üye imiş gibi’ diye devam eden suç maddesinin tuhaflığını anlayarak düzenlemeye gitmektedir. Bu yasal çalışmanın da nazara alınarak bir an önce Yargının yaptığı hatadan rücu etmesi gerekmektedir.

 

SONUÇ VE İSTEM: Açıklanan ve daha evvel de defalarca açıklanmaya çalışılan tüm nedenlerle, delillerin toplanmadığı gerekçesi dışında bir gerekçeye sığınılmadan, duruşma günü beklenmeksizin müvekkilin derhal tahliyesine ve tutuksuz olarak yargılanmasına karar verilmesini talep ederim. “

 

VE KARAR

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi Ragıp Zarakolu’nun tutuksuz olarak yargılanmak üzere tahliyesine karar verdi.

 

‘TUTUKLADIK BARİ BİR DE GEREKÇE BULALIM İDDİANAMESİ’

Avukat Sennur Baybuğa sorularımızı yanıtladı:

KCK iddianamesi yayınlandı. Müvekkiliniz Ragıp Zarakolu hakkındaki suçlamalar ve deliller neler?

Örgüt üyesi olmamakla beraber üye imiş gibi hareket etmekten dava açıldı. Gerekçe olarak da BDP siyaset akademisinde ders vermesi ya da orada kokteyle katılmasını gösterdiler. Ve Ragıp Zarakolu'nun şöhretinin KCK tarafından da kullanıldığını iddianameye savcı bizzat yazdı. Bu yaklaşım biçimi aynı zamanda Ragıp Zarokulu’nu aylardır tutuklu halde yatıran zihniyetin de nasıl çalıştığını gösteriyor. Zira Ragıp, haksız yere içerde tutulduğu için aylardır dünyanın her yerinde konuşuluyor, Nobel Barış ödülüne aday gösterildi. Aslında Ragıp’ı şöhretlendiren biraz da kendisine yapılan bu yasaları zorlayan muameledir. Demek ki o vakit bu hukuksuz kararı verenler de aslında iddia ettikleri şeye bizzat hizmet etmekteler. Böyle saçma ve akıldışı bir iddia karşısında benim diyebileceğim sadece budur.

 

Neden tahliye talebinde bulundunuz?

Elbette tahliye talebinde bulunduk, zira daha evvelki tüm tahliye taleplerimiz deliller henüz toplanmadı gerekçesi ile reddedildi. E, şimdi iddianame hazır ve delil diye önümüze koyduğunuz şeyler de bunlar. Tahliye edin o vakit demek gerekiyordu. Ben bu iddianameyi Ragıp açısından değerlendirdiğimde, ‘tutukladık bari bir de gerekçe bulalım iddianamesi’ olarak değerlendirdim, ki bu gerekçe bile bulunabilmiş değil. Baktığınızda işi yazarlık, yayıncılık olan insan haklarının ve düşünce özgürlüğünün gelişimi için yıllarca mücadele vermiş bir insan, katıldığı toplantılarda ne demeli idi, ne konuşmalı idi merak ediyorum doğrusu. Ragıp dünyanın neresinde konuşursa konuşsun aynı cümleleri kuran bir insandır, konuştuğu mekanın özelliği onu bir örgüt suçlusu yapmaz. Düşündükçe ve okudukça sinirlerim bozuluyor artık. Bu akıl tutulması karşısında diyecek laf bulamıyorum.

 

Tahliye kararına ne diyorsunuz? Bekliyordunuz sanırım?

Evet, ümit ediyordum. Çok sevinçliyim. Şimdi Ragıp’ı almak üzere Kandıra Cezaevine gidiyoruz…

 

Mehmet Göcekli / Demokrat Haber İstanbul