Kocaeli Demokrasi Girişimi, KHK ile ihraç edilen Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu’nun katılımıyla anayasa paneli düzenledi.

Panelde konuşan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “Artık bireysel değil, birlikte mücadele etme zamanı. Sadece bu son yaşananlar dahi referandumda nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağımızı bizlere gösteriyor” dedi.

Kocaeli Demokrasi Girişimi tarafından düzenlenen ‘Kocaeli Yeni Anayasayı Tartışıyor’ başlıklı panel Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneğinde (KYÖD) gerçekleşti.

Yurttaşların Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nu dinlemek için yer bulamayıp ayakta kaldığı gözlemlenirken, siyasi parti, sendika, çeşitli dernek yöneticisi ve Kocaelili yurttaşlar etkinliğe katıldı.

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Kocaeli Demokrasi Girişimi Sözcüsü ve Eski Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül, yaptığı konuşmada Türkiye’nin çok zor bir dönemden geçtiğinin altını çizerek özellikle OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lerle hükümetin kendisine karşı olan muhalif tüm kesimlere karşı bir savaş açtığını söyledi.

Yurdagül, konuşmasının sonunda Kocaeli’de KHK’lerle ihraç edilen öğretim görevlileri ve kamu kurumlarında çalışan KESK üyelerinin ismini tek tek sıraladı.

Yurdagül isimleri okurken, salonu dolduran kalabalık aralıksız olarak alkış tuttu. Bu sırada“Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek” sloganı atılırken, üniversite öğrencileri ellerindeki kağıtlarla “Hocama Dokunma” yazısını oluşturdu.

Panelde moderatörlük yapan Yard. Doç. Hülya Kendir’in konuşmasının ardından söze başlayan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, 1876 yılında yazılan Kanuni Esasi’nin kimler tarafından hazırlandığını isim isim bildiğini fakat 2016’nın sonunda hazırlanan Anayasa taslağının kimler tarafından hazırlandığını bilmediğini, belli olmadığını söyledi. Anayasanın değiştirilecek maddeleri ile ilgili de konuşan Kaboğlu, meclisin tasfiye edileceğine dikkat çekerek, bütün gücün tek kişide toplanacağını vurguladı.

‘OHAL ANAYASA YAPMAK İÇİN Mİ İLAN EDİLDİ?’

OHAL sürecinde yapılacak anayasa değişikliğinin olumsuzluklarından söz eden Kaboğlu, “Olağanüstü hal, olağanüstü hale neden olan nedenleri ortadan kaldırmak için kullanılmakta. Ancak bu durum anayasal ve uluslararası sözleşmelere bağlı kalmak zorunda. OHAL yeni Anayasa yapılmak için ilan edilmedi. OHAL 15 Temmuz gecesini bize yaşatanlara karşı ilan edildi” dedi.

Kazanımların gerisine düşülmemesi gerektiğine değinen Kaboğlu, “Türkiye İslam coğrafyasına bir istisna yarattı. Çoğunluk ve demokrasi rejimini inşa etti. Bu başarının temeli laikliktir. Laikliği çarpıtmayalım. Anayasa hak ve özgürlükleri güvence altına alan bir metindir. Toplumun barış içerisinde yaşaması sağlamak için yazılan bir metindir. Cumhuriyet Ortadoğu’ya örnek oldu. Şimdi bunu kaybetmemeliyiz. Bu ilerleme tarihsel bir ilerlemedir. Kazanımlarımız çok önemlidir. Evet diyen arkadaşlara sesleniyorum. İyi de, lütfen bana bu anayasaya göre ileri bir nokta sayın. Bana göre ileri değil geridir. Çağdaş demokrasilerde kazanımların gerisine düşülmez. Bu düzenleme kazanımlarımızın gerisine düşmemize neden olacak” ifadelerini kullandı.

‘BİRLİKTE MÜCADELE ETME ZAMANI

Konuşmasının sonunda, “Artık bireysel değil, birlikte mücadele dönemi başlamıştır” sözlerini kullanan Kaboğlu sürecin bir rejim değişikliği sürecine kadar dayanacağını belirterek, “15 Temmuz’da darbe girişimi olduğundan hemen sonra ülkede 20 Temmuz itibari ile OHAL ilan edildi. OHAL’in ilan edilmesinin ardından KHK’lar çıktı. Darbecilerle mücadele etmek için çıkarılan KHK’ler daha sonrasında nasıl olduysa bu ülkede muhalif olan tüm kesimleri kapsamaya başladı. Sadece bu yaşananlar dahi referandumda nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağımızı bizlere gösteriyor” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: Evrensel)