Anayasa hukukçusu ve insan hakları savunucusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, 24 Haziran seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP-MHP’nin yer aldığı ‘cumhur ittifakı’ ve muhalefetin oluşturduğu ‘millet ittifakı’nın seçim vaadlerini değerlendiren Kaboğlu, 16 Nisan referandumu ve OHAL koşullarına değindi.

Cumhur İttifakı söylemlerini anımsatan Kaboğlu,  “OHAL’i kaldırabiliriz; TBMM’yi feshederiz, uyum yasalarını çıkarmamız lazım, 16 Nisan metnini test etmemiz gerek, tutuklu aday serbest bırakılmamalı ve aday yapılmamalı; adil seçime hayır” dedi.

Millet İttifakı vaadine değinen Kaboğlu, “ Anayasa uygulamaya konulacak; Cumhurbaşkanı, tarafsız davranacak ve düzenleyici yetkilerini zorunlu olmadıkça kullanmayacak; TBMM, yasama yetkisi bütününü kullanmaya çalışacak; Anayasa değişikliği için hemen çalışmalar başlatılacak” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun, BirGün’de yayınlanan “Halk neyi oylayacak? 5: Seçim öncesi ve seçim sonrası” başlıklı yazının bir bölümü şöyle:

CUMHUR İTTİFAKI: SEÇİM ARAÇLARI

-OHAL: Seçim kampanyasının iyice kızıştığı bir ortamda “Seçimden sonra OHAL kaldırılabilir” söylemi.

-Fesih: TBMM çoğunluğunu kaybedersek, Cumhurbaşkanlığını kazanmamız durumunda TBMM’yi feshederiz.

-Uyum yasaları: Uyum yasalarını çıkarmak için TBMM’deki çoğunluğu elde etmeliyiz.

-Test: 16 Nisan oylaması ile kabul edilen düzenlemenin oturması için çoğunluk şart.

-Tutuklu kalsın ve adaylığı iptal edilsin: HDP’nin CB adayı, tutuklu kalsın ve adaylığı iptal edilsin.

-Parti ve Devlet: Bütün halkın ortak malı olan (respublica) devletin olanakları ve medya istismarı yoluyla seçim kampanyasını yürütmek.

Araç ve amaç ilişkisi: Bir kısmına değinilen araçların ortak amacı çifte seçimde çoğunluk.

SORU VE SAPTAMALAR:

-OHAL, neden hemen kaldırılmıyor? MGK görüşü alınarak Bakanlar Kurulu kararıyla TBMM’ye neden hemen öneride bulunulmuyor?

-Fesih: TBMM’yi feshederse, “bir kişi en fazla iki kez CB olabilir” anayasa kuralı gereğince artık yeniden aday olamaz.

-Uyum yasaları: Çıkarılmaması zaten anayasaya aykırı. Şimdi hangi yetki ile bu yapılacak?

-Tutuklu kişi aday olamaz: Diğer ‘baş’ sıfatlarının yanı sıra, kendisi için başkomutan sıfatını seçim kampanyalarında bile kullanan bir adayın bu söylemi, Anayasa dışı olup adil seçim ilkesini zedelemekte.

-Devlet desteği: Devlet destekli seçim kampanyası ve medya tahakkümü ile adil seçim ilkesini zedelemek bir yana, sürekli ‘anayasa suçu’ işlenmekte.

-16 Nisan testi: Özetle, zaten meşru olmayan anayasa değişikliği, yine meşru olmayan yol ve yöntemler ile dayatılmaya çalışılıyor. Amaç belli: Siyasal iktidarın el değiştirmesini engellemek.

MİLLET İTTİFAKI: GEÇİŞ ARAÇLARI

Baskı ve saldırı ortamında kampanya yürüten Millet İttifakı (ve HDP) için; çifte seçimi kazanma durumunda ‘geçiş döneminde’ Anayasa ve doğrudan muhatapları açısından, öncelikli görev+yetki ve sorumluluklar:

1)Anayasaya saygı için ortak irade beyanı: Başta CB ve TBMM Başkanı gelmek üzere, bütün seçilmişlerin Anayasa andı doğrultusunda ‘anayasaya saygı’ konusunda toplu irade beyanında bulunmaları önem taşımakta.

Böylece, şu anda askıya alınmış olan Anayasa’nın emredici hükümlerinin uygulanmaya konması, ivedi olarak ve doğrudan sağlanabilir. Bunun için siyasal iradenin bu yönde beyan edilmesi yeterli olur. İşte başlıcaları:

Cumhuriyetin nitelikleri (md.2), Egemenlik (md.6), Yasama yetkisi (md.7), Yürütme yetkisi ve görevi (md.8), Yargı yetkisi (md.9 ve 138), Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü (md.11), temel haklar ve ödevler (md.12-74), üniversiteler (md.130), medyaya giriş (md.133).

2) Olağanüstü halin kaldırılması: Olağanüstü hal yönetimine derhal son verilecek ve yasa sayıları verilen OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri gözden geçirilerek ayıklanacak. Çünkü;

-Olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri, ‘şekil, yetki, konu, zaman ve amaç’ bakımından, ya Anayasa’ya aykırı ya da hukuken yok hükmünde düzenlemeler.

-Anayasaya ve hukuka aykırı öğeleri ayıklanmadan ‘torba kanun’ uygulaması ile toptan yasalaştırılan KHK’ler, aslında yasa sayısı verilen metinler olup, içerik olarak bunların yasa özelliği yok; bu nedenle bunlar, TBMM’nin öncelikli ve ivedi gündemi olarak hukuk düzeninden ayıklanmalı.

3) TBMM: 6771 sayılı Anayasa değişikliği Kanunu, CB hâkimiyeti damgasını taşımakla birlikte, TBMM ve CB arasında yetki paylaşımına ilişkin birçok gri ve tartışmalı alan bırakmakta.

Geçiş döneminde hedef, görev+yetki+sorumluluk zincirinde ve anayasal denge ve denetim düzeneği eşliğinde parlamenter rejime dönüş olduğuna göre, Anayasal yetkilerin kullanılması, bu ana hedefe uygun olarak yapılmalı.

Bu bağlamda, ‘Cumhurbaşkanı tarafsız’ ve ‘yasama yetkisi TBMM’de’ genel ilkeleri belirleyici.

Cumhurbaşkanı, öncelikle, günlük siyasal tartışmaların dışında ve üstünde olan bir makam olarak anlaşılmalı. Anayasa çalışması ve Millet İttifakı öncüsü CHP’nin, parti başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı ayrımı ile Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı ayrımına dayanan parlamenter rejim hedefi arasında uyum var.

Yasama yetkilerini esas itibariyle TBMM kullanırken, Cumhurbaşkanı düzenleyici işlem yapmamalı ve atama kararnameleri ile yetinmeli.

Cumhurbaşkanı, paylaşılmış yetkileri kullanmaktan kaçınmalı; bu yetkiler TBMM tarafından kullanılmalı.

Cumhurbaşkanı yardımcıları, Millet İttifakı içinde yer alan parti başkanları ve adaylar ile sınırlı tutulmalı; bakanlar ise, ‘kolektif çalışma’ anlayışı doğrultusunda, TBMM’deki dengeler gözetilerek belirlenmeli.

TBMM, Bakanlar üzerinde yetkilerini parlamenter rejim hedefi sürekli göz önünde bulundurarak kullanmalı.

Değinilen ve başkaca uygulamalar, 6771 sayılı Kanun ile gerçekleştirilen Anayasa değişikliklerinin sürdürülemez özelliği nedeniyle ‘geçiş dönemi’ vurgusu yapılarak yürütülmeli.

Böylece, ‘anayasa sorunsalı’ sürekli gündemde tutulmalı.

Bütün bunların ötesinde, hukuk devleti ve haklar toplumu (hak/hukuk/adalet söylemi eşliğinde) seçim kampanyası sırasında ve sonrasında gündemde tutularak toplumun bütün kesimlerine ‘hukuki güvenlik’ vaadi eksik edilmemeli.

Yazının tamamı burada.