İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, Türkiye ekonomisi ve 24 Haziran seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de ekonominin iyiye gitmediğinin itirafının MHP Genel Başkanı Bahçeli’den geldiğini ifade eden AKP’nin ekonomi anlamında erken seçim için önceden hazırlandığının görüldüğünü söyledi.

Konukman, “Bunu en güzel Bahçeli özetledi, “2019 Kasım’ına kadar Türkiye dayanamaz.” Müthiş bir şeydi, küçük ortağın acayip bir itirafıydı. Hemen Tayyip Erdoğan toparladı, “siyasi olarak dayanamayız” dedi ve ekledi, “Henüz 2018 bütçesi gelmeden önce AKP zaten öyle borçlanma yetkileriyle öyle vergilerle donatmış ki kendini, herhangi bir erken seçim olunca istediği borçlanmayı yapabilsin”

İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Deniz Nazlim ve Selman Güzelyüz’e açıklamalarda bulundu.

Hükümetin kur üzerindeki etkisini yitirdiğini ve hükümetin ekonomik aktörler için önünü görebileceği bir yol haritası sunamadığını savunan Konukman, “Bunu en güzel Bahçeli özetledi, ‘2019 Kasım’ına kadar Türkiye dayanamaz.’ Müthiş bir şeydi, küçük ortağın acayip bir itirafıydı. Hemen Tayyip Erdoğan toparladı, ‘siyasi olarak dayanamayız’ dedi” ifadelerini kullandı.

Konukman, kamu harcamalarına dair veriler incelendiğinde, AKP’nin erken seçime ekonomi anlamında önceden hazırlandığının görüldüğünü de söyledi:

“Biliyorsunuz kamu harcamaları iki şekilde finanse ediliyor. Biri vergi yolu diğeri borçlanma yolu. E sen borçlanmayı almışsın! Bir yandan 37 milyarı ek borçlanma aldın, zaten 3 buçuk milyarı yasa dışı harcama yaptın, bir de vergiler arttı. Bu bir felaket!

Henüz 2018 bütçesi gelmeden önce AKP zaten öyle borçlanma yetkileriyle öyle vergilerle donatmış ki kendini, herhangi bir erken seçim olunca istediği borçlanmayı yapabilsin.”

Erdoğan’ın OHAL’de ‘grevleri yasakladık’ açıklamasına değinen Konukman, yerli iş insanlarının da tedirgin olduğunu ve yatırımlarını yurt dışına yaptıklarını söyledi,

Konukman, şöyle devam etti:

Grevler yasaklanmadan önce zaten doğru dürüst grev yoktu ki! Adamı grev rahatsız etmiyordu. Doğrudan yatırımların yönündeki değişikler burada belirleyici. Sıcak para değil bakın, onlar tokatlamaya bakar, yüksek faizden voleyi vurur, çekip gider. Sermayenin en aç gözlü kesimidir, hukuk falan derdi yoktur. Ama öbür kesim, yani yatırım yapmaya gelecek sermaye kesimleri için hukuk güvenliği önemli. Orası aksamaya başladı. Şimdi Koç diyor ki, “ben dışarıya gitmek istiyorum, burada kapasitem belli bir yere geldi, rekabet kurulu tekelci konuma geldim diye soruşturma açabilir.” Bence bu daha çok resmi gerekçe. Gayri resmi gerekçe şu; yarın ne olur belli olmaz, Aydın Doğan’a neler yaptıkları belli! Demek ki her an bürokratik engel olabilir, hatta Alman ortaklığı varsa FETÖ’cü sızma deyip kayyum atarlar. Bunun kapitalistler tarafından ciddiye alınmaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Grevlerin yasaklanmasından ziyade bu gelişmeler daha baskın çıkıyor.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı