Molotof kokteyli ve havai fişek bulunan bir poşetteki parmak izlerinden başka, aleyhlerinde hiçbir kanıt ve delil bulunmayan iki sanığa, bu delil yeterli bulunarak, 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Mersin’de, üç yıl önce içinde molotof kokteyli ve havai fişek bulunan torbaların üzerinde birer parmak izi çıkan iki gence, başka hiçbir delil olmadığı halde, “terör örgütüne silah temini” suçundan 12 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi.

İsmail Saymaz'ın Radikal'de yeralan haberine göre mahkeme , patlayıcının bulunduğu gün Adana’da olduğunu belirten sanığın savunmasını ise, “Adana-Mersin arası mesafe dikkate alındığında günübirlik gelip gidilmesi kolay bir mesafedir. Bu yakınlıktan dolayı Mersin’de oturup Adana’da çalışan ve günübirlik gidip gelen pek çok insan vardır” diyerek, reddetti.

İDDİALARI REDDERTTİLER

Gelen bir ihbar üzerine 11 Temmuz 2012’de Mersin’in Akdeniz ilçesindeki Tırmıl Sanayi Sitesi’ne giden polis ekipleri, üstü açık bir kamyonette benzin dolu 4 şişe, 16 havai fişek, 16 molotof kokteyli ve başkaca malzemelerin olduğu iki naylon poşet buldu. İhbarda; Mihdi ve İsrafil Araz ile Mustafa Haluk Işık’ın kamyonetin yanında görüldükleri belirtildiği için bu üç kişi de gözaltına alındı.

Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava sonunda Mihdi Araz beraat ederken; İsrafil Araz ve Mustafa Haluk Işık, Türk Ceza Kanunu’nun 315. maddesinde düzenlenen “terör örgütüne silah temin etmek” suçundan mahkûm edildi. Bu arada, yapılan incelemede; bir poşetin üzerinde Ömer Tunçer’in sol el baş parmak izi, diğerinde de Mücahit Kendal Araz’ın sol el orta parmak izi saptandı. Haklarında TCK 315’ten Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılan iki kişi, iddiaları reddetti.

'TESADÜFLE İZHI MÜMKÜN DEĞİL'


Davayı 19 Mart 2015’te karara bağlayan mahkeme heyeti; bir önceki davada ceza alan İsrafil Araz ile bu davadaki Mücahit Kendal Işık’ın akraba oluşlarını fakat aynı ikamette oturmuyor olmalarını delil sayarak, “Bu nedenle patlayıcı maddelerin ve diğer malzemelerin hazırlanmasına birlikte katıldıkları değerlendirilmiştir. Sanık Ömer Tunçer’in ise diğer sanıklarla akrabalığı yoktur. Ancak aynı yerde bulunan poşetler üzerinde parmak izleri tespit edilmiştir. Bunun tesadüfle izahı mümkün değildir” dedi.

Tunçer’in “O gün Adana’da çalışıyordum” şeklindeki savunmasını reddeden heyet, “Patlayıcıların yakalandığı yere ne zaman konduğu belli değildir. Önceden oraya saklanması mümkündür. Kaldı ki Adana-Mersin arası mesafe dikkate alındığında günübirlik gelip gidilmesi kolay bir mesafedir. Bu yakınlıktan dolayı Mersin’de oturup Adana’da çalışan ve günübirlik gidip gelen pek çok insan vardır” dedi. Yargılama sonunda her iki sanık da TCK 315. Maddesi kapsamında 12’şer yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı.