Başbakanlık’tan geldiğini ve el konulan Sanasaryan Han’ın Ermeni Patrikliği’ne iadesinin kararlaştırıldığını söyleyerek Ermeni Patrik Vekili Aram Ateşyan’ı altı bin TL dolandırdığı iddiasıyla yargılanan sanık Kemal Tayfun Nargin, suçlamaları reddetti. Sanık Nargin, olay günü MİT görevlileriyle birlikte Aram Ateşyan’ın yanına gittiğini, ancak sadece Ermenice tercüme yaptığını öne sürdü.

SUÇLAMALARI REDDETTİ

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmaya, başka suçtan tutuklu sanık Kemal Tayfun Nargin getirilirken, şikâyetçi Aram Ateşyan katılmadı.

“Nitelikli dolandırıcılık” suçundan yedi yıla kadar hapsi istenen sanık Nargin, 15 Eylül’de yakalandı. Nöbetçi mahkemede ifadesi alınan ve suçlamaları kabul etmediğini söyleyen sanık Nargin, MİT’te görevli kişilerin yanında Ermenice bilmesi nedeniyle belgeleri tercüme etmesi için Aram Ateşyan’ın yanına gittiklerini belirtti.

EL KONULAN HANIN “EGEMEN BAĞIŞ’A KİRALANACAĞI” İDDİA EDİLDİ

Agos’un haberine göre, MİT’ten 2012 yılında ihraç edildiğini belirten Nargin, olayı şöyle anlattı: “Sansaryan Han ile ilgili Aram Ateşyan iftar yemeğinde dönemin Başbakanı ile görüşmüş. Bu görüşmede Sansaryan Han’ın iadesini istemiş. Ateşyan’da ilgili hanın iadesiyle ilgili bilgi ve belgeler varmış. Ben Ermenice, Farsça olmak üzere 5 dil bilirim. Ankara MİT’te görevli arkadaşlar Sansaryan Han’ın devrini istiyorlardı. Han vakfa devredildiğinde Ermeni Patrikhanesi tarafından işletilecekti, devredilmediği takdirde Egemen Bağış tarafından kiralanıp otel yapılacağını bir şekilde öğrendim.

KAMERA KAYITLARINI MİT SİLDİ İDDİASI

Bizde bütün kayıtları (kamera) silebilecek bir minibüs vardır. Vakfın olduğu yere karavan ile gittik. Ayrıca benimle Asım Bey’in ve şoförün olduğu Passat marka bir araçla gittik. Hatta Fatih’te görevli ekiplerde bize yolda iştirak ettiler. Girişte polis bizi bekliyordu. Bariyerleri açtı. İçeriye girdik. Minibüste Erol ve Esma Hanım vardı. Biz içeriye dört kişi girdik.

“KENDİMİ MÜFETTİŞ OLARAK TANITMADIM VE PARA ALMADIM”

Erol Bey’i, Aram Ateşyan tanıyordu. Aram Bey bizi yukarıya çıkardı. Aram Bey’in makamında kendisinden han ile ilgili belgeleri istedik. Ben sadece belgeyi aldım, okudum, ‘Doğrudur’ dedim. Erol Bey de, ‘Tamam biz belgeleri alalım, konuyla ilgileneceğiz’ dedi. Aram Ateşyan belgeleri teslim etti. Para alma durumu sözkonusu değildir. Gidenler Ermenice bilmedikleri için bu nedenle ben de onlarla birlikte gittim.”

MİT’e girmeden önce sabıkalı olduğunu ve bunun kurumca da bilindiğini ifade eden sanık Nargin, “Binaya tek başına girmedim. Minibüste çevredeki mobese ve kamera görüntülerini geriye dönük silebilecek bir cihaz vardı. Bunu tek başıma yapamam” dedi. Kendisini Başbakanlık müfettişi olarak tanıtıp para almadığını da ifade eden sanık Nargin, Başbakanlık antetli belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını da söyledi.

Mahkeme heyeti, şikâyetçi Aram Ateşyan ve tanıklar Janet Danel ile Serena Dinçkayıkçı’nın sanık ile canlı teşhis yaptırılacağından bir dahaki duruşmada hazır bulunmasını talep etti. Heyet ayrıca sanığın MİT’te çalışıp çalışmadığının sorulması için yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDE KAMERA KAYITLARININ SİLİNDİĞİ BELİRTİLİYOR

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianameye göre, Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2013 yılının Temmuz ayında düzenlediği iftar yemeğine katıldı. Burada Sanasaryan Han’ın Türkiye Ermenileri Patrikliği’ne iadesi için Başbakan Erdoğan ile özel görüşen Ateşyan, her türlü kolaylığın sağlanacağı sözünü aldı.

Bu olaydan 3-4 gün sonra Patrikhane’yi arayıp kendisini “Başbakanlık Milli Emlak Müfettişi” olarak tanıtan şüpheli Kemal Tayfun Nargin, Aram Ateşyan ile görüşeceğini belirterek, Patrikane’nin adresini aldı. Aram Ateşyan ile görüşen şüpheli Nargin, Başbakanlık’tan geldiğini söyleyerek, Sanasaryan Han’ın Patrikliğe iadesinin kararlaştırıldığını söyledi.

Bu konuda mülkün iadesi için belge imzalanması gerektiğini söyleyen şüpheli Nargin, Başbakanlık antetli “Acil, gizli, kontrol edildi” ibaresi bulunan belgeyi şikâyetçi Ateşyan’a imzalatarak, belgenin aslını kendisi aldı.

Şüpheli Nargin, şikâyetçi Ateşyan’dan tapu devir masrafları olarak altı bin TL aldı. İddianamede şikâyetçi Ateşyan’ın yaptığı araştırma neticesinde dolandırıldığını anladığı ifade edildi. Başbakanlık makamınca şüphelinin kimliği tespit edildi ve şüphelinin 9 ayrı cezaevi kaydı olduğu belirlendi.

Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin telefon ve kamera kayıtlarının araştırılmasına rağmen bu olay sırasında bilinmeyen bir nedenle kayıtların silindiği anlatılan iddianamede, şüpheli Nargin’in kamu kurum ve kuruluşları vasıta kılarak Patrikliği dolandırdığının anlaşıldığı ifade edildi. İddianamede, şüpheli Kemal Tayfun Nargin’in “nitelikli dolandırıcılık” suçundan yedi yıla kadar hapsi isteniyor.