Paris'te 9 Ocak'ta suikast sonucu öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in dosyasını takip eden anti terör yargıcı Jeanne Duye'nin evine giren kimliği belirsiz kişi ya da kişiler, “hassas” dosyaların bulunduğu dizüstü bilgisayarını çaldı.

Olayı 23 Eylül günü yaşandı. İlk olarak Le Parisien gazetesinde yer alan haberde Asliye Mahkemesi Antiterör Şubesi’nde göre yapan bir sorgu yargıcının evinde hırsızlık yapıldığı belirtildi. Gazete, hırsız veya hırsızların kilidi zorlamadan içeri girdiği ve yargıcın takip ettiği dosyaların yer aldığı dizüstü bilgisayarı çaldığını duyurdu. Ancak haberde hakimin adı belirtilmedi.  Le Monde gazetesinde de aynı bilgi yer alırken, Le Figaro 25 Eylül’de yayınladığı haberinde evinde hırsızlık yapılan hakimin adını deşifre etti. Sözkonusu hakim Jeanne Duye. Bundan yaklaşık bir yıl kadar önce anti-terör şubesine atandı.

LE FİGARO: TÜM DAVA DOSYALARININ KAYITLI OLDUĞU BİLGİSAYAR ÇALINDI

Le Figaro haberi, "Bir yıldır Saint Eloi Galeresi'nde hakim görevi gören Duye'nin evine hırsız girdi tüm dava dosyalarının kayıtlı olduğu bilgisayar çalındı. Tarnac SNCF 'sabotaj' dosyası üzerine özellikle çalışıyordu” şeklinde duyurdu.

Yeni Özgür Politika gazetesi ise bu hakimin Paris'te 9 Ocak'ta katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in dosyasını takip eden hakim olduğuna dikkat çekti.

HAKİM, KÜRT KADINLARINA YÖNELİK CİNAYET DAVASINA DA BAKIYORDU

Le Figaro, Le Monde ve Le Parisien  gazetelerinde, Kürtlerden bahsedilmiyor. SNCF dosyası ise çoktan bitmiş bir dosya olarak biliniyor. Alternatif haber sitesi Rue89, hakimin Tarnac davası, Kürt kadınlara yönelik cinayet ile Korsika ve İslamcı "terörizm" davalarına baktığına işaret etti.

'GİZLİ DETAYLAR SORHU HAKİMİNİN BİLGİSAYARINDA'

Yeni Özgür Politika’ya göre katledilen üç Kürt kadının aile avukatlarının "Ömer Güney hakkında Fransız idari makamları tarafından olaydan önce bir dinleme ve izlemenin olup olmadığı konusunda incelemenin yapılması" konusundaki başvurusu dosya hakimleri tarafından reddedildiği 20 Eylül'den üç gün sonra yaşanan 'hırsızlık' vakasında evde sadece Duye'nin kişisel bilgisayarının alınması ise Fransa açısından yanıtlanması gereken bir dizi soruyu barındırıyor.

Duye’nin Paris Yüksek Mahkemesi'ne geçmeden önce 2008'e kadar Nanterre Yüksek Mahkemesi'nde başkan yardımcısı olarak görev yaptığını hatırlatan Le Figaro şunları yazdı: "Hırsız ya da hırsızlar Duye'nin evine hiçbir zarar vermeden, iz bırakmadan girmişler ve tüm dosyaların kayıtlı olduğu dizüstü bilgisayarı çalmışlar. Duye, ekipte yeni olmasından kaynaklı her türlü dosyayı takip etmekle yükümlüydü. Bunların arasında İslamist davalardan tutalım Korsika davalarına kadar ve aynı zamanda 2008'de yaşanan Tarnac sabotaj davası da bulunuyor. Savunma gizliliği gerekçesi ile bir dava Paris tarafından açılmıştı. Dosyalarda avukatların elinde olmayan gizli detayların sorgu hakiminin bilgisayarında olduğu belirtiliyor."

DOSYALARIN KORUMALI OLUP OLMADIĞI BİLİNMİYOR

Dosyaların özel bir korumaya sahip olup olmadığı ise gizemini koruyor. Olaya ilişkin soruşturma başlatıldı. Eski dosyalar üzerinde kristal sistemi denilen bir korumanın olmadığı ama Duye'nin anti-terör hakimi olduğu süreçte böyle bir sistemin koruma amaçlı kullanıldığı kaydediliyor.

Fransız gazete Le Figaro’nun haberinde adı belirtilmeyen iç istihbarat merkezinden (DCRI) eski bir üst düzey yetkili, "Sadece Sayın Duye bize bilgisayarını alan kişilerin, hangi dosyalarına ulaşıp ulaşamayacağını söyleyebilir ve o zaman gizli savunmayı içerip içermediğini öğrenebiliriz, çünkü sonuçta bu sulh hakimleri polisin ve anti terör ekiplerinin özel raporların ulaşma yetkisine sahipler” diye belirtiyor.  Duye'nin bilgisayarında izlediği dosyalara dair bilgilerin korumalı ya da korumasız olup olmadığı bilinmiyor.

Yeni Özgür Politika, “Ama haberlerde üç Kürt kadınına dair bir tek cümle bile kullanılmaması şaşırtıcı. Oysa bu 'hırsızlık' vakkasının bu dosyadan bağımsız olduğu düşünülemez” yorumunda bulunuyor.

'HAKİME YÖNELEN GÜÇLER DAVANIN GİDİŞATINI DEĞİŞTİRMEK İSTİYOR'

Gazete haberinde şunlara yer veriyor:

“Anti terör hakimlerinin Fransa'da olağanüstü bir biçimde korunduğu bilinirken bu korumayı kimin aşıp Duye'nin evine girerek kişisel bilgisayarını çaldığı, sorusu basit bir hırsızlık cevabıyla verilmeyi hak etmiyor. Duye, son bir yıldır anti terör hakimi olarak çalışıyor; üzerinde çalışma yürüttüğü temel dosya üç Kürt kadının katledilmesine dair dosya. Duye ne tür verilere ulaştı ki kişisel bilgisayarı çalındı? Anti-terör hakimi ilgilendiği dosyaları evine götürme hakkına sahip mi?

Fransız basını bu sorularla ilgili olmadığı gibi bilgisayarda neler olup olmadığından öte bir anti-terör hakiminin evine nasıl girildiği sorusuyla da ilgili değil. Evine girip rahatlıkla kişisel bilgileri çalınan bir hakimin bugüne kadar tehdit alıp almadığı ise başka bir tartışma konusu. Fransa'daki Kürt siyasi çevreleri, "Üç Kürt kadınını koruyamayan Fransa, derin güçler karşısında kendi hakimini de gözden çıkarıyor mu?" diye soruyor. Kürtlerin kaygısı da var: "Dosya hakiminin evinden kişisel bilgisayarı hangi amaçla alınmış olursa olsun katliamı işleyen güçlerin hala işbaşında oldukları düşünülmeli. Hakime yönelen güçlerin bu davanın gidişatını değiştirmek istedikleri çok açık."

Aile avukatlarının "Ömer Güney hakkında Fransız idari makamları tarafından olaydan önce bir dinleme ve izlemenin olup olmadığı konusunda incelemenin yapılması" yönündeki başvurusu dosya hakimleri tarafından 20 Eylül'de reddilmişti. Dosya avukatlarından Antoin Comte'un basına verdiği bilgiye göre, dosya hakimi Cristophe Teissier ve Jeanne Duye "Bu talebin bu olayla bir ilişkisi yok" gerekçesiyle ret karar verdi. Duye bu kararı baskı altında olduğu için mi aldı, sorusu 'hırsızlık' olayı olarak basına yansıtılan olaydan sonra Kürtlerin haklı kuşkusuna neden oluyor.” (ANF)