Paradise Belgeleri diye sızdırılan 13.4 milyon belge, vergiden kaçarak zenginleşen isimleri ifşa ediyor.

Belgelerde Trump, Trueau gibi 120 siyasetçi ve büyük şirketler var.

Evrensel’in haberine göre, Süddeutsche Zeitung tarafından elde edilen belgeleri 1 yıl boyunca inceleyerek derleyen  Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) internet sitesinde yayınladığı, 13.4 milyon belgenin özeti niteliğindeki yazı şöyle:

Sızdırılan 13.4 milyon belge Rusya ile Birleşik Devletler Başkanı Donald Trump’ın milyarder ticaret bakanı ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau arasındaki gizli ilişkileri, İngiltere kraliçesinin ve dünya genelinde tanınan 120 politikacının offshore sırlarını ifşa etti.

Paradise Belgeleri diye adlandırılan sızıntı, küresel düzeyde tanınan politikacıların kişisel servetlerinin vergiden kaçırmak için giderek artan derecede hayali muhasebe manevralarına başvuran Apple, Nike, Uber gibi birçok tanınmış küresel şirketin offshore finansal sistemiyle ne derece iç içe geçtiğini gösteriyor.

PUTİN’İN DAMADI VE TRUMP’IN BAKANI

Göze çarpan belgelerden birinde Rusya Başkanı Vladimir Putin’in damadının sahip olduğu bir Rus enerji şirketinden 2014 yılından beri Trump’ın Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un hisse sahibi olduğu bir deniz nakliyat şirketine 68 milyon dolar sermaye aktarımı yapıldığı görülüyor.

Trump’ın danışmanlarının, kabine üyelerinin ve büyük bağışçılarının offshore bağlantıları da sızan veriler arasında.

Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi iki offshore hizmet firması ile 19 kurumsal şirketin kayıtlardan elde ettiği, küresel gölge ekonomisinin boyutlarını gösteren sızıntıyı Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Birliği (ICIJ) ve 67 ülkedeki 380’den fazla gazeteciyle paylaştı.

OFFSHORE: YOKSULU DAHA YOKSUL YAPAN SİSTEM

Offshore yani “deniz aşırı bankacılık” adı altında oluşturulan vergi cennetlerinin sırrı sahiplerinin izinin sürülemez olmasından yani gizliliğinden kaynaklanıyor.

Offshore bir firmaya sahip olmak çoğunlukla yasal olmakla birlikte bu kuruluşların özünün gizliliğe dayanması kara para aklayanlar, uyuşturucu kaçakçıları, yolsuzluğa bulaşmış devlet adamları gibi kayıt altına alınmak istemeyen kişilerin bu alana yönelmesine sebep oluyor.

Devlet hazinelerini milyarlarca dolar zarara uğratan vergi kaçırma araçları olarak da kullanılan offshore yapılar, çoğunlukla çalışanı ve adresi dahi olmayan paravan şirketler olarak karşımıza çıkıyor.

Kopenhag İşletme Okulu’nda profesör olarak görev yapan “Sınır Tanımayan Sermaye: Varlık Yöneticileri ve Yüzde Bir” adlı kitabıyla tanınan Brooke Harrington, offshore endüstrisinin yoksulu daha yoksul yapmakla refah adaletsizliğini derinleştirdiğini söylüyor.

KEŞFEDİLMEMİŞ VERGİ CENNETLERİNDEKİ KARANLIK İLİŞKİLER

Harrington offshore sahiplerini “toplumun geri kalanının uymak zorunda olduğu kanunlardan muaf olup refah içinde yaşayan küçük bir grup insan” olarak tanımlıyor.

Paradise Belgeleri, 2016’da sızdırılan Panama Belgeleri’nden daha derin noktalara temas ediyor. Yeni dosyalar günümüze değin daha yüksek fiyat etiketlerine sahip olmasıyla daha temiz itibara sahip görülen Cayman Adaları ve Bermuda gibi keşfedilmemiş vergi cennetlerindeki karanlık ilişkilere ışık tutuyor.

En detaylı ifşalardan biri köklü offshore hukuk firması Appleby ile 2016’da Appleby’dan ayrılan kurumsal servis sağlayıcısı Estera’ya ait.

Birleşik Devletler kökenli 31 binden fazla gerçek ve tüzel kişinin yanı sıra Birleşik Krallık’tan, Çin’den ve Kanada’dan birçok ismi Appleby kayıtlarında görmek mümkün.

APPLEBY: 180 ÜLKE, 25 BİN KİŞİ, 7 MİLYON KAYIT

Appleby ve ona bağlı şirketlere ait 7 milyon kadar kayıt 1950’den 2016’ya kadarki e-postalar, milyar dolarlık borç anlaşmaları ve 180 ülkeden 25 bin kişinin banka hesaplarını içeriyor. Bermuda’da kurulmuş, dünya çapında tanınan offshore hukuk firması Appleby; Hong Kong, Şanghay, Britanya Virjin Adaları ve Cayman Adaları gibi offshore merkezlerinde ofislere sahip. 100 yıllık iyi korunmuş bir şöhrete sahip kuruluş bugüne kadar gizliliğinden ödün vermedi.

Appleby’ın sahip olduğu bu imaja karşın sızdırılan dosyalar şirketin İran, Rusya ve Libya’dan ‘riskli’ müşterilere hizmet sağladığını ve kara para aklama karşıtı düzenlemeleri ihlal ettiği için gizlice cezalandırıldığını gösteriyor. Appleby, ICIJ’in ayrıntılı sorularına cevap vermekten kaçınmakla beraber internet üzerinden yaptığı bir açıklamada ICIJ’in iddialarının araştırıldığını ve herhangi bir suistimale rastlanmadığını bildirdi.

Firma ayrıca “düzenli biçimde denetlemeye tabi olduğunu ve sahip olduğu yüksek standartların buna bağlı olduğunu” iddia etti.

Güney Pasifik’teki Samoa’da ve Karayipler’deki Nevis’te ofislere sahip olan Singapur merkezli offshore firması Asiaciti Trust’a ait yarım milyon dosya da Paradise Belgeleri arasında.

Sızan dosyalar Karayiplerdeki Antigua ve Barbuda, Pasifik’teki Cook Adaları ve Avrupa’daki Malta gibi dünyanın en gizli kurumsal cennetlerindeki hükümet ticaret sicillerine ilişkin belgeleri de içeriyor.

BAE’NİN CASUS UÇAKLARI, KRALİÇE’NİN HESAPLARI

Sızıntılar ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri tarafından satın alınan casus uçakları, Iraklı diktatör Saddam Hüseyin için bir “süper silah” üretmeye çalışan Kanadalı bir mühendise ait Barbados’taki patlayıcı şirketi ve adı çocuk istismarına karışmış Mesihin Lejyonerleri adlı Katolik tarikatın kurucusu Meksikalı Rahip Marcial Maciel Degollado’ya ait Bermuda’daki bir şirketin varlığı gibi çeşitli offshore sırlarını ortaya döktü.

Appleby belgeleri Kraliçe II. Elizabeth’in medikal ve tüketici kredisi şirketlerine milyonlarca dolar yatırım yaptığını gösteriyor. Kraliçe’nin Birleşik Krallık’taki özel mülkiyetine dair bazı detaylar bilinse de offshore yatırımları hakkındaki bilgiler hiçbir zaman ortaya çıkmamıştı.

Kayıtlar kraliçenin 2007 yılından itibaren bir Cayman Adaları fonuna yatırım yaptığını ve bu fonun da -nakit sıkıntısı çeken İngilizlere yüzde 99.9 gibi yüksek faiz oranlarıyla ödeme planları uyguladığı için tüketici hakları kuruluşları ve parlamento üyeleri tarafından sıkça eleştirilen ev eşyaları satıcısı- Brighthouse'u kontrol eden bir özel sermaye şirketine yatırım yaptığını gösteriyor.

BREZİLYALI BAKAN VE ÜRDÜN KRALİÇESİ DE BELGELERDE

Jersey adasındaki iki tröstün varisi Ürdün Kraliçesi Nur, kişisel refahını yönetmek amacıyla Seyşeller’de bir tröst kurmuş Uganda Dışişleri Bakanı ve eski BM Genel Kurul Başkanı Sam Kutesa, Bermuda’da sözde hayırseverlik maksatlı bir kuruluş kurmuş Brezilya Maliye Bakanı Henrique de Campos Meirelles, Man Adası’nda bir şirkete sahip Avrupa Parlamentosu’nun Litvanyalı üyesi profesyonel poker oyuncusu Antanas Guoga da offshore bağlantıları ortaya çıkan isimler arasında.

Belgeler ayrıca, bir dönem Demokrat Parti'den başkanlık seçimlerinde aday adayı olmuş, NATO başkomutanı olarak görev yapmış Birleşik Devletler Ordusu’ndan emekli orgeneral Wesley Clark’ın da online bir offshore kumar şirketinde hisse sahibi olduğunu gösteriyor.

SİYASETÇİLER İDDİALAR İÇİN NE DEDİLER?

Kraliçe II. Elizabeth’in sözcülerinden birinin ICIJ partnerlerinden The Guardian’a yaptığı açıklamaya göre (Kraliçe) Cayman Adaları’nda süregelen bir yatırıma sahip olmakla beraber BrightHouse’daki yatırımdan haberdar değil.

Kraliçe Nur ICIJ’ye “Kral Hüseyin’in kendisine bıraktığı mirasın en yüksek etik, yasal ve denetleyici standartlara göre yönetildiğini” söyledi.

Brezilyalı Meirelles oluşturduğu kurumun kendisine kişisel gelir sağlamadığını ve ölümünden sonra çocukların eğitimine fayda sağlamak amacını taşıdığını iddia etti.

Guoga, Man Adası’ndaki yatırıma ait hisselerini 2014’te devrettiğini söyledi.

Wesley Clark soruları yanıtsız bıraktı.

MADONNA VE BONO GİBİ İSİMLER DE VAR

Belgeler, politikacılar ve şirketlerin yanı sıra zengin ve ünlü kişilerin finansal yaşamlarının detaylarını da ortaya çıkardı. Microsoft’un kurucularından Paul Allen’in yat ve denizaltıları, eBay kurucusu Pierre Omidyar’ın Cayman Adası’ndaki yatırımları, Madonna’nın bir medikal gereçler üreticisi şirketindeki hisseleri bunlardan bazıları. Kayıtlar ayrıca pop şarkıcısı ve sosyal adalet aktivisti Bono’nun (Paul Hewson) Litvanya’daki bir alışveriş merkezine yatırım yapan Malta’da kayıtlı bir şirkette hisse sahibi olduğunu gösteriyor.

Madonna ve Allen soruları yanıtsız bıraktılar. Omidyar yatırımlarını vergi otoritelerine tebliğ ettiğini söyledi. Bono adına konuşan bir sözcü ise küçük yatırımlar yapan Malta’daki şirketin 2015’te kapandığını ifade etti.

JUSTIN TRUDEAU VE DONALD TRUMP

Siyasetin zenginleri de offshore sistemini kullanıyorlar.

Dosyalar, Kanada Başbakanı (Justin) Trudeau'nun danışmanı ve yakın dostu olan Stephen Bronfman'ın, Liberal Parti’nin sadık politikacısı Leo Kolber ve Kolber'in oğluyla beraber milyonlarca doları bir Cayman tröstüne sessizce geçirdiğini ortaya koyuyor. Tröst faaliyetlerinin ayrıntılarını içeren 3 binden fazla dosyanın bazılarını inceleyen uzmanlara göre, offshore hamleleri Kanada, Birleşik Devletler ve İsrail'de vergilerden kaçılmış olabilir.

Offshore zenginleri arttıkça, Bronfman, Kolbers ve diğer zengin menfaat sahiplerinin avukatları, Kanada Parlamentosu’nda, offshore tröstlerinden gelir vergisi alınmasını içeren  yasama önerilerine karşı savaşmak için lobi faaliyeti yürüttüler.

Bronfman, hükümette şeffaflığı savunan ve offshore vergi kaçakçılığına darbe vurma sözü veren Trudeau için kilit bir mali destek sağlayıcı olarak kaldı. Trudeau, Eylül ayında BM Genel Kurulu’nda şunları söylemişti: “Şu anda, zengin Kanadalıları orta sınıf Kanadalılara göre daha düşük bir vergi oranı ödemeleri için özel şirketleri kullanmaya teşvik eden bir sisteme sahibiz. Bu adil değil ve biz bunu onaracağız.”

(Kanadalı siyasetçi) Kolber’in avukatları, ICIJ’nin ortağı CBC’ye gönderdikleri bir mektupta “söz konusu işlem veya kuruluşların hiçbirinin vergilendirmeyi önlemek veya kaçmak için kurulmadığını" belirttiler.

Tröstlerin “her zaman geçerli tüm yasalar ve gereklilikler ile tam uyumlu olduğunu” ekleyerek Stephen Bronfman tarafından daha fazla yorum yapılmayacağını söylediler. Trudeau’nun ofisi ise yorum yapmaktan kaçındı.

TRUMP’LA İLİŞKİLİ DOSYALAR

Amerika Birleşik Devletleri’nde ise dosyalar “İlk Önce Amerika”ya yardım etmekle görevlendirilen Trump’ın ortaklarının kişisel ya da kurumsal olarak offshore faaliyetlerle bağlarını ortaya koyuyor.

Appleby dosyaları, Trump’ın ticaret bakanı Ross’un, Cayman Adalarındaki tüzel kişileri, en iyi müşterilerinden arasında Kremlin bağlantılı enerji şirketi Sibur’un da olduğu bir denizcilik şirketi olan Navigator Holdings’de hisse sahibi olmak için nasıl kullandığını gösteriyor.

Sibur’un kilit sahipleri arasında Putin’in damadı Kirill Shamalov ve ABD hükümetinin Putin ile olan bağlantıları nedeniyle 2014’te yaptırım uyguladığı bir milyarder olan Gennady Timchenko var. Sibur, Navigator’ın önemli bir müşterisi. Sibur, Navigator’a 2016’da 23 milyon dolardan fazla ödeme yaptı.

Trump’ın kabinesine katıldığında Ross, hisselerini 80 şirketten geri aldı. Ancak, onu Navigator’a ve Rus müşterilerine bağlayan dört şirket de dahil olmak üzere dokuz şirketteki hisselerini tuttu.

Bu ifşaalar, Birleşik Devletler iç politikalarında Rusya’nın gizli bir müdahalesi olduğu ile ilgili endişelerin olduğu bir dönemde ortaya çıktı.

Cumhuriyetçi ve Demokrat (Parti) yönetimlerinde dışişleri bakanlıklarında görev yapan Rusya Uzmanı Daniel Fried, Sibur’un “ahbap-çavuş ilişkilerine sahip bir şirket” olduğunu söyledi: “ABD hükümetinin herhangi bir yetkilisinin niçin Putin’nin bir yakınıyla ilişkisi olur?”

Ross'un bir sözcüsü ticaret bakanının Putin’in damadı veya Sibur’un diğer sahipleriyle asla görüşmediğini ve Navigator’ın Sibur ile olan ilişkisi başladığı sırada yönetim kurulunda olmadığını söyledi.

Ross’un sözcüsü, onun uluslararası nakliye ile ilgili konulardan geri çektiğini ve Rus şrketlerine karşı “yönetimin yaptırımlarını genel olarak desteklediğini” söyledi.

Sızdırılan dosyalar ABD-Rusya iş ilişkileri hakkında başka keşiflere de sebep oldu.

Yeni ortaya çıkan kayıtlardaki bir belge, ICIJ ve medya ortaklarının kamuya açık belgelerin ve Panama Belgelerinin, Kremlin’e ait bir mali firma çifti ile Twitter ve Facebook’daki büyük yatırımlar arasındaki bağlantıları aydınlatan dosyalara yönlendirilmesine yardımcı oldu.

2011 yılında, teknoloji patronu Yuri Milner tarafından işletilen yatırım fonu, Rus hükümet şirketlerinden, VTB Bank’dan 191 milyon dolar aldı ve parayı sessizce Twitter’a yatırdı. Belgeler ayrıca, Kremlin tarafından kontrol edilen enerji devi Gazprom’un finansal bir yan kuruluşunun, şirketin 2012’de halka arzından kısa bir süre önce Facebook hisselerinde yaklaşık 1 milyar dolar tutan Milner şirketine bağlı bir şirkete yatırım yapan bir paravan şirketi finanse ettiğini gösteriyor.

VE TRUMP’IN DAMADI DA İŞİN İÇİNE GİRER...

Kısa süre önce Milner, Trump'un damadı ve Beyaz Saray danışmanı Jared Kushner tarafından kurulan bir gayrimenkul şirketi Cadre'ye 850 bin dolar yatırım yapmıştı.

Milner, Silikon Vadisi’nde yaşayan bir Rus vatandaşı. Twitter, Facebook ve Kushner’ın firmasıyla olan bağları daha önce açıklanmıştı. Fakat Kremlin finans kurumlarıyla olan bağlantıları bilinmiyordu.

VTB, Twitter’da bir yatırım yapmak için Milner’ın fonunu kullandığını doğruladı. Facebook ve Twitter, Milner’ın yatırımlarını düzgün bir şekilde incelediklerini söyledi.

Bir röportajda Milner, Gazprom’un yan kuruluşunun anlaşmalardaki herhangi bir olası katılımından haberdar olmadığını ve pek çok yatırımının hiçbirinin politikayla ilişkili olmadığını söyledi. Kendi parasını Kushner’in yatırımında kullandığını belirtti.

ABD siyasi bölünmüşlüğünün diğer tarafında Ross’un ticaret bakanı olarak selefi Penny Pritzker, Demokrat (Partili) Başkan Barack Obama’nın bakanlar kurulu kararı almasının ardından çıkar çatışmalarını önlemek için yatırımları satacağına söz verdi.

Dosyalar, Haziran 2013’te Pritzker’in, Senato tarafından onaylandıktan kısa bir süre sonra iki Bermuda şirketindeki hisselerini Şikago’daki özel yatırım şirketi ile aynı posta adresini kullanan bir şirkete devrettiğini gösteriyor.

Appleby dosyalarına göre şirket, “Penny Pritzker’ın çocukları adına kurulan tröstlere aitti”. Etik uzmanı Lawrence Noble’a göre, bu transferler federal etik standartlarına karşılamamış olabilir.

ABD’DEN ÖNEMLİ İSİMLER BELGELERDE YER ALIYOR

Cumhuriyetçi ve Demokrat bağışçılar, Cumhuriyetçilere eğilimli bir bağışçı ve ABD Merkez Bankası’ndaki yeni Wall Street gözlemcisi olan Randal Quarles da, offshore kayıtlarında görülüyor.

Bir serbest yatırım fonu milyarderi olan Demokratçı mega bağışçı George Soros’un kontrolündeki özel sermaye fonları, Appleby’i, offshore şirketleri ağını yönetmesi için kullandı, bu ağa sigortacılar için sigorta ve reasürens yapan bir şirket yatırımı da dahil. Onun yardım organizasyonu, Açık Toplum Vakıfları, ICIJ’nin de bağışçısı.

Quarles’in Merkez Bankası’ndaki sözcüsü, hükümetteki görevi onaylandıktan sonra Bermuda bankasındaki dolaylı hissesini iptal ettiğini açıkladı. Soros, yorum yapmaktan kaçındı. Pritzker yorum taleplerine cevap vermedi.

TOPLANTI ODASI SIRLARI

Appleby dünyanın en zengin kişilerinin çıkarlarına hizmet etmediği zamanlarda, iş yaptıkları ülkelerde vergilerini azaltmaya çalışan şirketler için hukuki konularda yardım sağlıyor. Appleby, vergi danışmanlığı sunan bir şirket değil, fakat şirketlerin dünya çapında kullandığı vergi programlarında rol oynamakta.

Barclays, Goldman Sachs, BNP Paribas gibi üst düzey uluslararası bankalar dışında, elit Appleby müşterileri arasında Ortadoğu’nun en büyük inşaat holdinglerinden olan Saad Grubu ile Fukuşima’daki arızalı nükleer santrali işleten Japon şirketi de bulunuyor.

Dosyalar, ABD Senatosu’nun yürüttüğü soruşturma sonucunda, teknoloji merkezli bir şirket olan Apple Inc’in kârlarını İrlanda’daki yan kuruluşlarına kaydırarak on milyondan fazla vergi kaçırdığını keşfedildiktem sonra, Amerika’nın bu en kârlı şirketinin, Avrupa ve Karayipler’de yeni bir vergi paravanı arayışına girdiğini ortaya koyuyor.

Apple’ın avukatları bir e-posta görüşmesinde Appleby’dan altı offshore vergi sığınağından birine muhtemel bir geçiş yapmalarının İrlandalı bir yan kuruluşun “bu koşullar altında vergi mükellefi olmadan …. Yönetim faaliyetleri yürütmesine” olanak sağlayacağını onaylamalarını istedi.

Apple, ICIJ’e, bu kurumsal yapılanma hakkında ayrıntı vermeyi reddetse de, değişikliklerin hükümet yetkililerine açıklandığını, bu değişikliklerle ödenecek vergilerin azalmadığını bildirdi.

DEV ŞİRKETLER VERGİLERİNİ NASIL AZALTTI: GLENCORE ÖRNEĞİ

Dosyalar aynı zamanda büyük şirketlerin, örneğin bir zamanlar Appleby’ın Bermuda’daki ofisinde ayrı bir odası olan Glencore gibi gayrimaddi ürünleri offshore paravan şirketler aracılığıyla tutarak, vergilerini nasıl azalttığını ortaya koyuyor.

Şirketin yönetim kurulu toplantı tutanakları, Glencore temsilcilerinin, değerli bir bakır madenine yönelik bir anlaşmayı imzalamaya yardım etmesi amacıyla, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde üst düzey yönetici arkadaşları bulunan, İsrailli iş adamı Daniel Gertler’e sırtlarını nasıl dayadıklarını belgeliyor.

Glencore, Gertler’e ait olduğuna inanılan bir şirkete milyonlarca dolar borç vermiş, bu olay da ABD Adalet Bakanlığı soruşturmasına rüşvet fonu olarak yansımıştı. Fakat soruşturmada Gertler ile Glencore isimleri geçmiyordu.

Glencore, Gertler hakkında geçmişte yapılan incelemelerin “kapsamlı ve ayrıntılı” olduğunu ileri sürdü. Gertler’in avukatları, Adalet Bakanlığı soruşturmasının “Bay Gertler’e karşı herhangi bir kanıt oluşturmadığını” söyleyerek, “herhangi bir suçlama ya da görevi kötüye kullanma iddiasını kesinlikle reddettiklerini” belirtti. Gertler’in avukatları, uygunsuz ya da yanlış bir amaçla borç verilmediğini söylediler.

OFFSHORE OPERATÖRLERİ

Offshore endüstrisi, muhasebecilerin, bankacıların, para yöneticilerinin, avukatların, komisyoncuların zenginler ve nüfuzlu kişilere hizmet ederek para kazandığı dünya çapında bir labirent.

Örneğin, Appleby, spor yıldızlarına, Rus oligarklarına ve hükümet yetkililerine jetler, yatlar ve diğer lüks tüketim malları satın alma konusunda yardım eden ve offshore aktörler zincirinin bir halkası olan bir kuruluş.

Offshore uzmanları, iki Rus milyarder ve Başkan Putin'in çocukluk arkadaşları olan Arkady ve Boris Rotenberg’e 2013’te en az 20 milyon dolar değerinde bir jet satın almada yardımcı oldu. ABD yetkilileri, 2014’te Rotenbergleri “Putin’in pet projelerine” destek verme, “yüksek meblağda kontratları” Rus hükümeti aracılığıyla bankaya aktarma gerekçeleriyle kara listeye aldı.

Appleby, Rotenberg kardeşlerle olan bağlarını kesmiş olsa da, bir davada kardeşlerden birinin şirketinin ticari sicilde kayıtlı kalması için para cezası ödenmesine yönelik karardan iki yıl sonra Man Adası (İrlanda Denizi’inde bir ada) hükümetinin onayını aldı. Rotenbergler, Süddeutsche Zeitung’un yorum talebini ise geri çevirdi.

HER YIL 'YILIN ŞİRKETİ' ÖDÜLÜNÜ ALIYOR!

Müşteriler, Appleby’ı uzmanlığı, etkililiği ve dünya çapındaki profesyoneller ağı sebebiyle ödüllendiriyorlar. Emsalleri, her sene Appleby’ı Yılın Offshore Hukuk Şirketi ilan ederek onurlandırıyor.

Fakat onlarca yıllık gizli dosyalar, offshore endüstrisinin en parlak yıldızlarından birisi olan bu firmanın da eksik yönleri olduğunu ortaya koyuyor: kuşkulu müşterileri kabul etmeleri ve multi-milyon dolarlık para akışlarını izlemekte başarısız olmaları.

Appleby ve denetçiler tarafından 2015’te yapılan gizli bir anlaşmaya göre, Bermudalı mali denetçiler para aklamayla mücadele kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle şirketin güven ünitesini para cezasına çarptırdı. Appleby, bu yıl Kanada’da hemşirelerin, itfaiyecilerin ve polis memurlarının şirket hakkında, vergi kaçırma düzeni tezgahlayan bir müşterisinin adına sorgusuz sualsiz para çevirmek suçlamasıyla açtıkları davada, 12.7 milyon dolarlık bir anlaşmaya vardı.

Appleby ile tezgahı düzenleyen, herhangi bir suç işlemediklerini öne sürdüler.

MÜŞTERİLER ARASINDA KİMLER VAR KİMLER

Bir aile şirketi olan Asiaciti, kendisini müşterilerin “servetlerini” artırmaya ve (servetleri)  “davaların yağmasından”, politik çalkantılardan, ailevi sorunlardan korumaya yardımcı bir şirket olarak tanıtıyor.

Bu şirket, Çinli milyonerler, yolsuzluktan hükümlü bir Kazak yetkilinin aile bireyleri, hatta aralarında doktorlar, poker oyuncuları ve bir Coloradolu çiftçinin de olduğu geniş bir Amerikalı kesimi kendine çekti.

Asiaciti’den sızdırılan belgeler, şirketin tanınmış ABD’li reklam oyuncusu ve “Kilo Verme Kürü/ Bunu Bilmeni İstemiyorlar” gibi milyonlarca satılan kişisel gelişim kitaplarının yazarı olan Kevin Trudeau için Cook Adaları’nda nasıl yatırım ortaklıkları oluşturduğunu da gözler önüne seriyor.

2014 yılında Chicago’da bir hâkim, Trudeau'yu 10 yıl hapis cezasına çarptırarak, bu şahsın bir seferinde annesinin sosyal güvenlik numarasını kullanarak dolandırıcılık yapan, “sapına kadar sahtekâr”, utanmaz bir düzenbaz olduğunu söylemişti.

Appleby internette yaptığı açıklamada ise, (Tradeau’nun) denetçilerin standartlarını karşılamayı taahhüt ettiğini söyledi.

Appleby, müşterilerine “yasal ve hukuksal düzlemde işlerini yürütmeye yardımcı olduklarını” belirterek, yasadışı işlere tolerans göstermediklerini ileri sürdü.

“Yanılmaz olmadığımız doğru” diyordu Appleby. “Yanlış yaptığımızı gördüğümüz zaman işleri yoluna koymak için bir an önce harekete geçiyoruz.”

Asiaciti ise yorum talebini geri çevirdi.

Appleby’ın Bermuda ofisinde eskiden uyumluluk müdürü olarak çalışan Adrian Alhassan ise ICIJ’e, eğer birisi yasaları çiğnemek için “istekli” ise, offshore hizmet sunan bir şirketin yapacak bir şeyi olmadığını söylüyor. “FBI değil burası” diyor: “Eğer hukuk şirketi yıllar boyunca geçmiş araştırması yapmakla uğraşırsa, hiçbir işi kotaramaz.”

“Sahili temizlemeye benzer bu iş,” diyor Alhassan telefonda gerçekleştirilen röportajda. “Tamamen temizlediğinizi söyleseniz bile, günün sonunda, bütün yosunları topladığınızı iddia edebilir misiniz?”

DERİNLEŞEN EŞİTSİZLİK

Vergi cennetlerinin gizlilik yasaları, servetlerini ve anlaşmalarını kural koyuculardan, soruşturmacılardan ve vergi toplayıcılarından uzak tutmak isteyenleri cezbediyor.

19 bölgedeki kurumsal kayıtlarından elde edilen belgeler, dünyanın en işlek offshore sığınaklarında yaratılan şirketlerin isimlerini, ayrıntılarını, yöneticilerini ve gerçek sahiplerini ortaya koyuyor.

Belgeler Marshall Adaları, Lübnan ve yakın zamanda kasırganın vurduğu Karayip ülkesi olan St. Kitts and Nevis gibi yüksek ve düşük profilli finansal gizlilik kalelerinden geliyor.

Bazı bölgelerin kayıtları herkese açık ancak bir şahıs adını aramak imkansız.

Cayman Adaları’nın kayıt defteri gibi diğerleri de, yalnızca temel bilgi sağlayan tek sayfalık bir kayıt için 30 ABD dolarından fazla ücret talep ediyor. Altı kayıt sistemi çevrimiçi olarak bilgi sağlanmıyor. Altı sicil dairesi ise online bilgi vermiyor.

Sızdırılan dosyalarda, çevrimiçi şirket bilgileri sağlamayan bir Karayip ülkesi olan Antigua ve Barbud’dan binden fazla, ve hissedarlar ile yöneticileri listelemeyen Barbados’un çevrimiçi kayıtlarından elde edilen 600 binden fazla belge içeriyor.

Son on ya da daha fazla yıl boyunca Avrupa Birliği ve diğer uluslararası örgütler, yasalarını reforma tabi tutmaları için offshore cennetlerine baskı yaptı ve offshore komisyoncularından müşterilerini açıklamalarını istedi.

Uzmanlar, hem küresel yargı alanları ağı arasında değişen uygulamaların yarattığı zorluklar hem de güçlü şahıslar ve büyük şirketler offshore sisteminden çıkar sağladığı için ilerlemenin yavaş olduğunu söylüyor.

Bunu, çoğunluğu harcama pahasına böyle yapıyorlar; vergi yükünü orta gelirli vergi mükelleflerine kaydırıyor ve çok uluslu şirketlere daha küçük rakiplerine göre avantaj sağlıyorlar.

SİSTEM EN YOKSUL ÜLKELERİ VURUYOR

En çok can acıttığı yerler, halklarının temel ihtiyaçlarını karşılama mücadelesi veren ülkeler oluyor. Batı Afrika'da, burada faaliyet gösteren en büyük şirketlerin vergi ödemelerini izleyen Burkina Faso yetkilileri, klimaları bozuk, sıkışık ofislerde çalışıyor.

Burkina Faso, dünyanın en yoksul ülkeleri arasında. Ortalama olarak, bir Burkina Faso vatandaşının yıllık kazancı, Bermuda’daki bir offshore şirketi sahibinin kayıt ücreti için ödediğinden daha az.

Ülkenin vergi dairesi, dünyanın 16. en büyük şirketi ve Appleby’nin hizmetlerinin en büyük kullanıcısı olan Glencore’dan, ödenmeyen vergiler ve para cezaları karşılığı 29 milyon dolar almaya çalıştı. Glencore protesto etti ve ceza 1.5 milyon dolara düşürüldü.

DEVRİM ÖNCESİ KOŞULLARA DOĞRU!

Kopenhag İşletme Okulu Profesörü Harrington, offshore daleveralarıyla zenginlerin daha da zenginleşmesinin “iyi niyetli bir kazanç” olmadığını söylüyor: “Zengin zenginleştikçe yoksul daha da yoksullaşıyor, çünkü varlıklı kişiler kendi paylarına düşen vergiyi ödemiyorlar. Servet yöneticileri ve offshore endüstrisi içindekiler ortadan yok olmayacaklar. Bir nevi Fransız Devrimindeki eşitsizlik ve adaletsizlik seviyesine ulaşıyoruz”

(Kaynak: Evrensel)