Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) ve Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) hakkında kapatma davası açtı.

Artı Gerçek’ten Remzi Budancır’ın haberine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Adında ‘Kürdistan’ ifadesi bulunan siyasi partilere, 23 Ocak'ta Anayasa Mahkemesi tarafından gönderilen resmi yazıda 30 gün süre verildi.

Kapatma davası açılan PAK, Diyarbakır'da parti yöneticileri, Kürdistani partilerin temsilcileri ve üyelerinin de katıldığı basın açıklamasıyla kararı eleştirdi.

'SİYASİ ATMOSFER MAHALLE BASKISI OLUŞTURUYOR'

Basın açıklamasını okuyan PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan kapatma davasına sert tepki gösterdi.

Kararın konjonktürel olduğunu ifade eden Özçelik, “Türkiye’nin hem içe hem dışa yönelik uyguladığı Kürt karşıtı siyaset ve savaş ortamı var. Binlerce insanın gözaltına alınması, tutuklanması, partilere, derneklere, yayın organlarına yasaklamalar var. Türkiye’de oluşan atmosfer biraz da mahalle baskısı yaratıyor. Bu mahalle baskıları bu tür uygulamaları hızlandırabiliyor” ifadelerini kullandı.

'SİYASİ PARTİLERİN KAPATILMASI ANAYASAYA AYKIRI'

Siyasi partilerin kurulmasının Anayasal bir hak olduğunu ifade eden Özçelik, “Türkiye uluslararası anlaşmalara imza atan bir ülke. Uluslararası hukuk ile Türkiye kanunları karşı karşıya geldiğinde, uluslararası hukuk geçerlidir. Çok net bir maddedir. Anayasa'nın 90’ıncı maddesi açıkça, ‘şiddete başvurmayan, şiddeti savunmayan bir parti özgür bir şekilde faaliyet yürütebilir’ diyor. Kısacası Kürdistan Özgürlük Partisi kurulabilir diyor. Uluslararası hukuku hatırlatıyoruz. Türkiye devletini, Anayasa’nın 90’ıncı maddesine uymaya, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü çiğneyen tutumlardan vazgeçmeye çağırıyoruz” dedi.

'95 YILDIR DAHA BETERİ YAPILDI'

Devletin siyasi partileri kapatmak yerine düşünce ve örgütleme özgürlüğünü esas aldığı bir süreci işletmesi gerektiğini savunan Özçelik, “Kürdistan Özgürlük Partisi ve adında Kürdistan olan diğer partileri yasaklamakla, kapatmakla bu sorunlar çözülmez. Bu çok net. 95 yıldır daha beteri yapıldı. Hangi aşamaya geldik? Bir şeyleri çözebildi mi bu siyaset? Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün esas alındığı, Kürt milletinin, Kürdistan'ın yasal ve anayasal olarak kabul edildiği bir süreç başlatılmak zorundadır” diye konuştu.

'KÜRTLERİN YÖNÜ DAĞA MI YÖNLENDİRİLMEK İSTENİYOR?'

Partileri kapatmakla, siyasi partilerin önünü kesmekle bir yere varılmayacağını söyleyen Özçelik, “Partisini, derneğini, gazetesini, televizyonunu kapat, sivil bütün çalışmalarının önünü kes… Ne yapalım? Bütün Kürtlerin yönü şiddete, bütün Kürtlerin yönü dağa mı yönlendirilmek isteniyor? Türkiye bu siyasetten vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

'PARTİ İSMİNİ VE TÜZÜĞÜNÜ DEĞİŞTİRMEYECEĞİZ'

Kapatma davaları karşısında geri adım atmayacaklarını ifade eden Özçelik, parti ismi ve tüzüğünü değiştirmeyeceklerini söyledi:

Bu mevzileri terk etmeyeceğiz. Bütün gücümüzle sivil, demokratik, siyasal ve yasal alanları korumak ve buradaki mücadelemizi yoğunlaştırmak için yolumuza devam edeceğiz. Parti ismini ve tüzüğünü değiştirmeyeceğiz. Kürdistan Özgürlük Partisi olarak yakın bir zamanda savunmalarımızı Anayasa Mahkemesi'ne sunacağız.