12 Eylül öncesinin sembol isimlerinden dişhekimi Sevinç Özgüner’in öldürülmesinin 31. yıldönümünde, kızı Alev Özgüner katiller, darbeciler ve kamu görevlileri hakkında ‘insanlığa karşı suç’ iddiasıyla şikâyetçi oldu.

Türkiye adım adım 12 Eylül’e sürüklenirken, Dr. Sevinç Özgüner ve eşi Vecdi Özgüner hedef isimler arasındaydı. Çift 1960’larda Türkiye İşçi Partisi saflarına katılmıştı. 1970’lerin sonunda Vecdi Özgüner, Türkiye Emekçi Partisi yöneticilerindendi. Sevinç Özgüner de TTB Merkez Konseyi üyesiydi. Oturdukları Mecidiyeköy, o dönem ülkücülerin egemenliği altındaydı. TRT’de çalışan öykücü Ümit Kaftancıoğlu, 11 Nisan 1980’de yine bu semtte kızının gözleri önünde katledilmişti.

Eylül 1978’de Özgüner’in otomobili yakılmıştı. İki yıl sonra, 18 Mayıs 1980’de, kilidi kırılarak evine girildi. 20 Mayıs’ta kızı Alev, evlerinin önünde şüpheli bir aracın içinde üç kişi görmüştü. Sevinç Özgüner, o gece evden ayrılmıştı. Bu, anne kızın son görüşmesiydi. Üyesi olduğu Türk Tabipleri Birliği, 21 Mayıs’ta İstanbul Valiliği’ne başvurup koruma istedi. O tarihte, 20 yaşında olan kızı Alev, yakınlarında kalıyordu. Fakat annesi ve babasını evden ayrılmaya ikna edememişti. Katiller valilikten hızlı davrandı. İki gün sonra, 23 Mayıs’ta, eve gece yarısı girilip Sevinç Özgüner öldürüldü, eşi ağır yaralandı.

Bir grup ülkücü belirlendi
Cinayet, Ülkücü Geçlik Derneği İstanbul/Şişli-Mecidiyeköy-Küçükyalı Davası’na dahil edildi. Polisteki yüzleştirmede Özgüner’i Adnan Kaya, Mustafa Fidan, Ümit Yaşar Türedi, Osman Dönmez ve Müfit Sement’ten oluşan bir grubun öldürdüğü saptandı. Kaya ve Fidan 1986’da delil yetersizliğinden beraat etti. Dönmez ve Sement için işlem yapılmadı. Ayhan ise hiç yakalanmadı. Dava da zamanaşımından düştü.

Fakat Alev Özgüner, hukuki mücadeleyi elden bırakmadı. İçişleri Bakanlığı hakkında açtığı davayı kazandıysa da bakanlık iki kez itiraz etti.

Dosya halen Danıştay’da sırada
Özgüner’in kızı Alev Özgüner, cinayetin 31. yıldönümü olan dün İstanbul Adliyesi’ne gidip 12 Eylül darbecileri, önlem almayan kamu görevlileri ve katil zanlıları hakkında ‘kasten adam öldürmek, öldürme suçuna iştirak’ iddiasıyla şikâyetçi oldu. Dilekçede, bu cinayetin ‘insanlığa karşı suç’ kapsamında olduğu, zamanaşımının işlemeyeceği kaydedildi. Alev Özgüner, annesinin ‘göz göre göre’ öldürüldüğünü belirterek, “Korkunç bir ihmal var. Adil yargılama bekliyoruz. Bu, birçok faili meçhule de emsal bir davadır” dedi.

‘İnsanlığa karşı suçtan yargılansın’
Radikal yazarı Orhan Kemal Cengiz, 20 Mayıs’ta çıkan ‘12 Eyül’le hesaplaşmak: Asıl mesele darbe mi? başlıklı yazısında, 12 Eylül’ün, öncesi ve sonrasındaki suçlar dahil, ‘insanlığa karşı suç’lardan yargılanması gerektiğini yazdı:

“2004’te TCK’ya ‘insanlığa karşı suçlar’ hükmü geldi. Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, kişi hürriyetinden yoksun bırakmak gibi suçlar, siyasi nedenlerle, ‘toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak’ işlenirse, ‘insanlığa karşı suç’ niteliği kazanıyor.
(...) Bu suçlarda zamanaşımı işlemiyor. 12 Eylül’ü yargılama işini, asıl olarak söz konusu ‘insanlığa karşı suçlar’ çerçevesi üzerinden yapmak lazım.”

RADİKAL