Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Kızılcahamam’daki AKP toplantısında yaptığı konuşmada, “Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor” sözleriyle “kızlı-erkekli öğrenci evi” ve bu evlere yönelik “denetim” tartışmaları, Denizli kent merkezinde yapılan “huzur toplantısında” AKP’li Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin’in sözleriyle yeniden alevlendi.

Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi (ADÖG) ve bir grup aydın, yayımladıkları ortak bildiriyle, AKP hükümeti döneminde gündeme gelen, bireylerin temel hak ve özgürlükleri ile özel hayatlarını kısıtlayan söylem ve uygulamalara derhal son verilmesini talep etti.

Bildiride, “kızlı-erkekli evlere denetim” konusunda adım atacaklarını açıklayan AKP’li Belediye Başkanı Gürlesin’in, “Apartlarla ilgili sakıncalı bir durum gördüğünüz an bize bildirin. Muhtarlar bu konuda bize yardım etsin” sözleriyle yurttaş ve kamu görevlilerinin muhbir konumuna getirildiği vurgulandı. 

İstanbul eski belediye başkanı Ahmet İsvan, CHP eski genel sekreteri Tarhan Erdem, Prof. Dr. Baskın Oran, Doğan Özgüden, İnci Tuğsavul, Sibel Özbudun, Sait Çetinoğlu ve emekli büyükelçiler Ünal Ünsal, Temel İskit, Mustafa Akşin, Kaya Toperi’n de imzaladığı bildiride, “Erdoğan iktidarını ihtar ediyoruz: Kendinizle birlikte bütün Türkiye’yi korkunç bir girdaba sürüklüyorsunuz. Dünyanın paryası olmaya götürüyorsunuz. Bunu bir an önce durdurun.” denildi.

“TÜRKİYE’Yİ GİRDABA SÜRÜKLÜYORSUNUZ”

Bildiride şu ifadeler yer aldı:

Başbakan tarafından değil, Anayasa’nın açık ihlali olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yönetilen AKP iktidarı felakete doğru gidiyor ve ülkeyi peşinden sürüklüyor.

Kimseye zarar vermeyen, tamamen bizlere ait olan özel hayatlarımıza AKP iktidarının yaptığı kanunsuz müdahalelerin yeni örnekleri resmen dehşet verici:

Manisa Üniversitesi’nde okuyan üç kız öğrencinin kaldığı evi 01:30 sularında polis bastı. Evde misafir olan iki erkek arkadaşlarıyla birlikte oturan öğrencilere polis, “Kaç kişi kalıyorsunuz? Kızlı-erkekli mi oturuyorsunuz?” diye sordu. Polisler, beş öğrenciye de ayrı ayrı 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun ‘çevreyi rahatsız etmek’ maddesinden 88 lira para cezası kesti.

Erdoğan’ın “muhbir vatandaşları” cesaretlendirmek için her yerde, Ekvator Ginesi’nde bile yaptığı çağrıya derhal katılan AKP’li Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, “Apartlarla ilgili bir sakıncalı durum gördüğünüz an bize bildirin. Muhtarlar bu konuda bize yardım etsin” dedikten iki gün sonra şuna da cüret etti: “Öğrencilerin kaldığı tüm apartlara gireceğiz. Yıkılacak yer varsa yıkacağız.”

Bunların, gelmekte olan daha büyük felaketlerin habercisi olduğu gören bizler, Erdoğan iktidarını ihtar ediyoruz: Kendinizle birlikte bütün Türkiye’yi korkunç bir girdaba sürüklüyorsunuz. Dünyanın paryası olmaya götürüyorsunuz. Bunu bir an önce durdurun. Yeter artık.”

TARTIŞMALAR BİR GENCİN HAYATINA MAL OLDU

Kızlı-erkekli ev tartışması ilk kez Erdoğan tarafından geçen yıl düzenlenen Kızılcahamam AKP kampında gündeme getirildi. Erdoğan’ın “Denizli ilinde şahit olduk. Yurtların yetersizliği beraberinde çeşitli sıkıntılar doğuruyor. Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor” sözleriyle “öğrenci evi” tartışmaları başlamış oldu. Toplumun her kesiminden itirazlar yükselirken, polisler harekete geçti ve çeşitli illerde öğrencilere cezalar kesildi. İlk ceza, Manisa’da beş öğrenciye verildi. “Çevreyi rahatsız ettikleri” iddia edilen öğrenciler, para cezasına çarptırıldı. Tartışmalar bir gencin hayatına mal oldu. Trakya Üniversitesi öğrencisi Hasan Özdemir, kız arkadaşlarının evindeyken kapıya gelen polisten korktu ve balkondan alt kata inmek isterken aşağı düşerek hayatını kaybetti. Gündeme geldiği o günlerde ciddi tartışmalara neden olan mesele, zamanla unutulmuştu, ancak Denizli’de yeniden gündeme getirildi. Şimdi ne gibi uygulamaların hayata geçeceği merak ediliyor.