Van'ın Özalp ilçesi’nde '33 Kurşun' tartışması yaşanıyor.

6 Mayıs 2004 tarihinde katliamın azmettiricisi Mustafa Muğlalı'nın ismi ilçe merkezinde bulunan askeri kışlaya verilmiş ancak yoğun tepkiler üzerine o isim 2014 yılında kışladan kaldırılmıştı.

Oktay Candemir’in ANF’de yer alan haberine göre, 2010 yılında ise DBP'li belediye tarafından ilçe merkezine yapılmak istenen 33 Kurşun parkı bizzat Genelkurmay Başkanlığı tarafından engellenince, DBP'li Özalp Belediyesi logosunu değiştirerek, 1943 yılında Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın talimatı ile katledilen 33 sivili yeni logosuna taşıdı.

KATLEDİLENLERİ TEMSİL EDEN FİGÜRLERİ KALDIRDI

Ancak 33 Kurşun Katliamı yaşanmasına ve Orgeneral Mustafa Muğlalı yargılanmasına rağmen kayyımın 33 Kurşun refleksi sürüyor.

Bu defa da Özalp Kayyımı Ferhat Vardar, ilçe halkının yaşadığı en büyük travma sebeplerinden biri olan katliamı yok saydı ve unutturmak için harekete geçti.

Kayyım Vardar, belediyenin logosunu değiştirerek 33 Kurşun Katliamı'nda yaşamını yitiren 33 sivili temsil eden figürleri kaldırdı.

Kayyım Vardar’ın yaptığı bu değişiklik belediye tarafından basılan 2018 takvimlerine yansıtıldı.

NE OLMUŞTU?

II. Dünya Savaşı sırasında özellikle İran sınırında kaçakçılık olayları artmıştı. Bölgedeki aşiretlerle güvenlik kuvvetleri arasında çatışmalara yol açan bu olaylardan biri de Van'ın Özalp ilçesinde patlak verdi.

Bir bölümü İran topraklarında yaşayan Milan aşiretinin Temmuz 1943'te büyük bir hayvan sürüsünü kaçırdığı yolundaki ihbar üzerine sınıra gönderilen jandarma birlikleri kaçakçıları İran'a kaçtıkları için, yakalayamadı.

Ardından aşiretin Özalp'ta yaşayan 40 akrabası gözaltına alındı. Mahkemenin yalnızca 5 kişiyi tutuklayarak geri kalanları serbest bırakmasına karşın, Özalp'a gelen Mustafa Muğlalı'nın emriyle 33 kişiyi sorgulamaları yapılmak üzere iki asteğmenin komutasındaki bir askeri birliğe teslim edildi.

Kaçakçılar sınıra yakın bir yerde kurşuna dizildi ve daha önce hazırlanan bir tutanağa dayanılarak kaçmaya çalışırken vuruldukları öne sürüldü. Olaydan yaralı olarak kurtulan bir köylü durumu ilgili makamlara duyurmayı başardıysa da yapılan başvurulardan bir sonuç alınamadı.

Demokrat Parti'nin etkili bir muhalefet partisi haline gelmesiyle, örtbas edilmeye çalışılan olay yeniden gündeme getirildi.

TBMM Başkanlığı'na verilen bir soru önergesinin kabul edilmesi üzerine olayla ilgili asker ve sivil yöneticiler hakkında soruşturma açıldı. Bütün sanıkların Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılandığı davada kurşuna dizme emrini verdiğini söyleyen Muğlalı, 2 Mart 1950'de ölüm, ardından da ileri yaşı ve hafifletici nedenlerden ötürü 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Ama askeri yargıtay kararı bozdu; Muğlalı yeni yargılama başlamadan 11 Aralık 1951'de (71 yaşında) hapiste öldü. CHP'nin 6-7 Eylül Olayları'nda "azınlıklara karşı ayrımcılık yapıldığı" iddiası üzerine, DP tarafından misilleme olarak, olay tekrar TBMM'de gündeme getirilmiştir. Bu kez olayın geçtiği dönemdeki bütün TBMM üyeleri ve CHP'nin sorumluluğu iddiasıyla, bizzat İsmet İnönü için yargılanma istenmiştir. 12 Şubat 1956 ve 25 Şubat 1956 tarihlerinde Meclis'te görüşülen konu, 1958 tarihli Meclis Tahkikat Komisyonu raporu ve Meclis görüşmeleriyle zaman aşımı ve çeşitli af yasalarından dolayı tekrar kapatılmıştır.

Kaynak: Fırat Haber Ajansı (ANF)