Barış bildirisi imzacıları arasında yer alan Dr. Esra Güzeloğlu Kilim, Mersin Üniversitesi’nden son KHK ile ihraç edildi.

Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre, daha önce açığa alınıp mahkeme kararıyla göreve dönen Kilim’in ÖSYM’nin YKS sınavındaki gözetmenlik görevi ihracından bir hafta önce gerekçe gösterilmeden iptal edildi.

OHAL’in kaldırılması gündemdeyken son yayınlanan 701 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 18 bin 632 kamu çalışanı ihraç edildi. İhraç listesinde yer alan 199 akademisyen arasında, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı barış bildirisine imza atan Mersin Üniversitesi’nde görevli Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim de var. İmzanın ardından rektörlük tarafından sözleşmesi yenilenmeyen ve açtığı dava sonrası tekrar üniversiteye dönen Kilim’in ihraçtan bir hafta önce sınav gözetmenliği görevi ÖSYM tarafından gerekçe gösterilmeden iptal edildi.

ÖSYM SINAV GÖREVİNİ İPTAL ETTİ

Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde görevli Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim’in, barış bildirisine imza atmasının ardından üniversite yönetimi tarafından sözleşmesi yenilenmedi.

Kilim için oluşturulan iki jürinin de olumlu rapor vermesine karşın rektör Ahmet Çamsarı’nın inisiyatifiyle sözleşme yenilenmedi. Göreve iade davası açan Kilim davayı kazandı ve uzun süren güvenlik soruşturmaları ve sağlık raporlarının ardından Ekim 2017’de okuluna geri döndü.

Kilim, ihracından önce ÖSYM’nin düzenlediği Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) bina sorumlusu olarak üniversitesi tarafından görevlendirildi.

1 Temmuz tarihli sınavdan üç gün önce Kilim’e ÖSYM tarafından sınav gözetmenliğinin iptal edildiğine dair mesaj geldi. ÖSYM’nin sitesinden konuyla ilgili bilgi alamayan Kilim sisteme de giremedi.

 ‘TANRILAR KURBAN İSTEDİ, REKTÖRÜMÜZ BENİ UYGUN GÖRDÜ’

ÖSYM’ye ihraç listelerinin daha önceden gittiğini ve bu nedenle sınav görevinin iptal edildiğini düşünen Kilim ihracına ilişkin şunları söyledi:

“Benim üzerimden rektörümüzün korku yaratmaya çalıştığını düşünüyorum. Tanrılar kurban istedi, Rektörümüz beni uygun gördü. Birilerinin ismini vermeleri gerekiyorsa kendilerinin ismini vermesi gerekiyordu. Bu meseleleri kişiselleştirmiş oldu benim üzerimde. İhraç sürecinde üniversitenin bilgisi olmak zorunda. Rektörümüz Ahmet Çamsarı bunun sorumlusudur. Kendi hatalarını saklamak için bunu yapmıştır diye düşünüyorum. Benim durduğum yerden başka söyleyecek bir şeyim kalmadı.”