Ankara’da 1994’te işlenen Sağlık Bakanlığı Müfettişi Namık Erdoğan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın, DEP Ankara İl Başkanı Faik Candan ve Avukat Yusuf Ekinci cinayeti soruşturmasında çok önemli bir gelişme yaşandı. Soruşturmayı yürüten Ankara Özel Yetkili Savcılığı, söz konusu cinayetlerle ilgili itiraflarının ardından tutuklanan Susurluk hükümlüsü özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın itiraflarında ismi geçen altı eski özel harekâtçı hakkında yakalama kararı çıkarttı.

Yakalama kararı üzerine dün öğlen saatlerinde eş zamanlı operasyonlar yaptı. Baskınlarda eski özel harekâtçılar Alper Tekdemir, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap, Yusuf Yüksel ve Enver Ulu’nun da bulunduğu altı özel harekâtçı gözaltına alındı. Akşam saatlerinde uçakla Ankara’ya getirilen şüpheliler, Ankara Emniyeti’ne götürüldü. 

Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin yürüttüğü bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ayhan Akça, Yusuf Yüksel, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Enver Ulu, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayı'na getirildi.

Söz konusu kişiler, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel tarafından sorgulanacak.
Öte yandan, soruşturma kapsamında gözaltına alınan Alper Tekdemir'in de bugün (11 Ağustos) adliyeye getirilmesi bekleniyor.

ÇARKIN’IN İTİRAFLARI

Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın, 1994’te Avukat Yusuf Ekinci’nin öldürülmesi soruşturması kapsamında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanmıştı. ‘’Geçmişe ilişkin gerçeklerin üstünün örtülmesini istemiyorum. Tamamen gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olmak istiyorum’’ diyen Çarkın, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği ifadede, Ankara’da Mecit Baskın’ın öldürülmesine ilişkin şunları söylemişti:

BASKIN’IN CESEDİ ORDA KALDI

“Mecit Baskın Altındağ Nüfus Müdürüydü. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya’nın olduğu araçta Mecit Baskın emniyete götürüldü.” Baskın’ın Gölbaşı’nda öldürüldüğü belirten Çarkın, şöyle devam etmişti: “Yanlarına gittiğimizde Mecit Baskın’ın ölmüş olduğunu gördük. Kimin öldürdüğünü bilmiyorum. Orada Ayhan Akça ile kavga ettik, ‘Bu ne biçim görev, bu ne biçim iştir’ diye söyledim. ‘Bu işi daire başkanı biliyor, sen karışma’ dedi. Oradan uzaklaştık. Ceset orada kaldı. Olay yerinde Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan, Ahmet Sakarya vardı. Biz Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy ile birlikte aynı araçla sonradan gitmiştik.”

EKİNCİ’Yİ AKÇA ÖLDÜRDÜ

Çarkın’ın Avukat Yusuf Ekinci cinayetiyle ilgili verdiği bilgiler şöyle: “Avukat Ekinci, Yusuf Yüksel isimli komiserin kullandığı arabayla bürosunun önünden alındı. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Enver Ulu, Ahmet Sakarya, Ayhan Özkan, Şahin ve Sait vardı, sivil insan da vardı. Gölbaşı’na giderken Ümitköy yolu sapağından sağa dönüldü. Yakın bir mesafede Ayhan Akça tarafından öldürüldü. Başkasının kurşun atıp atmadığını bilmiyorum. Ayhan Akça bana ‘Bacanak seni göreyim, al bir siftahın olsun, sen de milli ol’ diye Uzi marka silah verdi. Ben de silahı fırlatıp attım. Aramızda tartışma çıktı. Yusuf Ekinci’nin ne amaçla öldürüldüğünü bilmiyorum.’’

FAİK CANDAN BÜROSUNDAN ALINDI

Çarkın, ifadesinde Avukat Faik Candan’ın öldürülmesiyle ilgili olarak şu bilgileri vermişti: ‘’Faik Candan, bürosundan alındıktan sonra Oğuz, ben ve Ercan Ersoy bizim kullandığımız arabayla gittik. Biz avukatın bulunduğu aracı takiben peş peşe 4 veya 5 araçla gittik. Gölbaşı’ndan sonra biz araçla devam ettik. Konya yolunda sol tarafta açık arazide Ahmet Sakarya’nın öldürdüğünü kendi beyanıyla duydum. Ondan sonra ben aylarca göreve gitmedim. İhraç edilmek istedim, silahı da bıraktım. Sonra peşimi bırakmadılar. Abdullah Çatlı’nın yardımıyla İstanbul’a gittik."

OĞUZ YORULMAZ ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ

Susurluk’ta yargılanan özel harekatçı polislerden Oğuz Yorulmaz, Bursa’da bir barda çıkan kavgada 2005′te öldürülmüştü. Yorulmaz’ın annesi, ‘Çarkın doğru söyledi, yüzlerce kişiyi öldürdüler, oğlumu da kullandılar’ diye açıklamalar yapmıştı.

SUSURLUK DAVASI NEYDİ?

Susurluk’ta 3 Kasım 1996′daki kazada Hüseyin Kocadağ ve Abdullah Çatlı’nın ölümünün ardından ”Siyasetçi-polis-mafya” ilişkileri soruşturulmaya başlandı. Milletvekili Sedat Edip Bucak’ın resmi korumalığını yapan özel timci polis memurları Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy ve Oğuz Yorulmaz’ın, kumarhaneci Ömer Lütfü Topal’ın 28 Temmuz 1996′da Sarıyer’de öldürülmesinden sonra gelen bir telefon ihbarı üzerine Topal’ın iş ortakları Sami Hoştan ve Ali Fevzi Bir’le birlikte İstanbul Emniyeti’nce gözlem altına alındığı, dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın talimatıyla Ankara’ya gönderilerek serbest bırakıldığı ve daha sonra Bucak’a koruma olarak verildiği ortaya çıktı.
Ataköy’deki evinde yeşil pasaport, Mehmet Ağar imzalı Emniyet Genel Müdürlüğü’nde uzman olarak görev yaptığını gösterir belge ve silahlarla yakalanan uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz’ün de, yine aynı şekilde Ankara’dan gelen talimatla serbest bırakıldığı anlaşıldı.

Bu arada, İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan Abdullah Çatlı’nın, Özel Tim’de görevli polis memuru Ziya Bandırmalıoğlu’nun oğlunun sünnet düğününde dönemin Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ve polis memuru Ayhan Çarkın’la oynarken çekilmiş fotoğrafları da basında yer aldı.

14 YIL ÖNCE TUTUKLANDILAR

Soruşturma aşamasında özel timci polis memurları Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy’u 13 Ocak, Mustafa Altunok ve Enver Ulu ile Bucak’ın şoförü Abdülgani Kızılkaya’nın da 14 Ocak 1997 tarihinde ”Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak” suçundan tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderilmesini sağlayan savcılar, 27 Ocak 1997′de savcılık sorgusunun ardından mahkemece tutuklandığını anlayınca DGM’den firar eden polis memuru Ziya Bandırmalıoğlu ile Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, polis memuru Ayhan Akça, uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz, Topal’ın iş ortakları Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan hakkında da gıyabi tutuklama kararları çıkarttılar.
Bu kişilerden Yaşar Öz’ün gıyabi tutukluluğu 8 Nisan 1997, İbrahim Şahin’in 11 Mart 1997, Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Akça’nın 12 Mart 1997, Ali Fevzi Bir’in 9 Ekim 1997 ve Sami Hoştan’ın da 6 Şubat 1998 tarihinde vicahiye çevrildi. Soruşturmayı 6 Mart 1997′de tamamlayan İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, İbrahim Şahin, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Ziya Bandırmalıoğlu, Abdülgani Kızılkaya, Yaşar Öz ve Korkut Eken hakkında ”Cürüm işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak” ile ”Hakkında yakalama ve tevkif müzekkeresi bulunan kişiyi yetkili mercilere haber vermemek” suçundan 5 ile 9′ar yıl arasında ağır hapis cezası istemiyle dava açtı.

Kazada öldükleri için Hüseyin Kocadağ, Abdullah Çatlı ve Gonca Us hakkında dava açılmasına gerek görmeyen başsavcılık, daha sonraları yakalanan Ali Fevzi Bir, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı’yı da ek iddianamelerle davanın sanıkları arasına kattı.

MAHKUM OLAN SUSURLUK SANIKLARI

1- POLİS OĞUZ YORULMAZ: Ömer Lütfü Topal cinayetinden sonra gözaltına alınıp bırakıldı ve Sedat Bucak’ın koruması yapıldı. Susurluk’tan 4 yıl ceza aldı. 290 gün hapis yattı. 2005’te Bursa’da bar kavgasında öldürüldü. Annesi “Oğlumu memur verdim, çete yaptılar” diye feryat ediyordu.

2- TOPAL’IN ORTAĞI SAMİ HOŞTAN: Özel Timcilerce öldürüldüğü öne sürülen Ömer Lütfü Topal’ın kumarhanelerinin ortağıydı. Uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edildi. Susurluk’tan 4 yıl hapis cezası alan Hoştan, Ocak 2008’de Ergenekon kapsamında gözaltına alındı. Şu an tutuksuz sanık.

3- DOKUNULMAZ SEDAT BUCAK: Susurluk kazasından yaralı kurtuldu. Bucak, aşiretinin reisi Bucak DYP Milletvekiliydi. Dokunulmazlığı kalkınca yargılandı ve ‘Çeteye yardım etmek’ten 1 yıl ceza aldı. Susurluk hükümlüsü Özel Timciler Topal cinayetinin ardından onun koruması yapıldı.

4- ÇATLI’NIN DOSTU ALİ FEVZİ BİR: Ömer Lütfü Topal’ın ortağıydı. Topal öldürüldükten sonra gözaltına alınıp bırakıldı. Abdullah Çatlı’yla kumarhanelerinde, Sedat Bucak’ın Ankara’daki ofisinde defalarca görüştüğü tespit edildi. Susurluk davası sonucunda 4 yıl hapis cezası aldı.

5- ÇETE MERKEZİ İBRAHİM ŞAHİN: Özel Harekât Dairesi Başkanvekili. Özel Timci polislerin amiriydi ve Çatlı’nın yakın arkadaşı. Susurluk’ta 6 yıl hapis cezası aldı. Sağlık sorunları nedeniyle affedildi. Ergenekon kapsamında 7 Ocak 2009’da gözaltına alındı. Halen Silivri’de tutuklu.

6- İTİRAF EDEN AYHAN ÇARKIN: Özel Tim polisleri içinde yıllar sonra Radikal’e konuşup davayı yine gündeme getiren Çarkın’ın çok sayıda yargısız infaza katıldığı öne sürüldü. Topal cinayetine katıldığı iddia edildi. Susurluk davasında 4 yıl hapis cezası aldı, 290 gün cezaevinde kaldı.

7- SUSURLUK’TAKİ ERCAN ERSOY: Özel Tim polisi. Susurluk davasından 4 yıl hapis cezası aldı ve 290 gün hapis yattı. Yargısız infazlardan da suçlanan Ercan Ersoy Susurluk kazası sırasında arkadaki koruma arabasındaydı.

Gözaltına alınan isimler:

Ayhan Akça: 2. MİT Raporunda İbrahim Şahin kontrolünde, Çiller Özel Örgütünde yer aldığı iddia ediliyordu. Kurye Dilek Örnek ile ilişkili olduğu gerekçesi ile tutuklandı. Çarkın’ın itiraflarında cinayetlerde tetiği çeken kişi olarak geçti. 2007 yılında ekip arkadaşı Ziya Badırmalıoğlu’nun da yargılandığı dava kapsamında cezaevine gönderildi ancak daha sonra tahliye edildi.

Ziya Bandırmalıoğlu: Akça ile birlikte Tarık Ümit’in kaçırılması olayına adı karıştı. Susurluk’tan tutuklanacağını anlayınca DGM’den kaçtı. Yakalandı ve 4 yıl ceza aldı. 194 gün yattı. Sonra, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurdukları” iddiasıyla yeniden yargılandı. Bu saçlardan da 7 yıl 6 ay hapis cezası aldı. 2009 yılında tahliye edildi.

Diğer isimler olan Yusuf Yüksel, Seyfettin Lap ve Enver Ulu‘nun adları ise Ayhan Çarkın’ın Ankara’daki bazı cinayetlere karışmakla suçladığı emekli özel harekât polisi Sait Yıldırım’ın intihar mektubunda geçmişti. İşlenen cinayetlerle ilgili Yıldırım’ın itirafları şöyle:

“Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy istihbarat yaptık. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya’nın olduğu araçta emniyete götürüldü. Sonra Gölbaşı’na götürmüşler. Gittiğimizde Baskın ölmüştü. Ayhan Akça ile kavga ettik. Sonra uzaklaştık, ceset orda kaldı.

Komiser Yusuf Yüksel’in kullandığı arabayla bürosunun önünden gündüz vakti alındı. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Enver Ulu, Ahmet Sakarya, Ayhan Özkan, Şahin ve Sait vardı. Gölbaşı’na giderken, Ümitköy yolu sapağından sağa dönüldü. Yakın bir mesafede Ayhan Akça tarafından öldürüldü.”

AJANSLAR