Cumartesi Anneleri'nin adalet arayışlarında 434’üncü kez bir araya geldi.

Bugünkü eylemde 1992'de kaybedilen Hasan Gülünay'ın kızı Deniz Gülünay konuştu.

Gülünay, "Devlet her ne kadar görmezden geliyor gibi yapsa da, hiçbir anne oğlunu bırakmadı. Davanın zaman aşımına uğramış olmasının bizim için önemi yok. Biz kemiklerimizi aldıktan sonra da mücadele devam edecek. Kemikleri alsak bile hesabımız kalacak" dedi.

Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı'nda biraraya gelerek, ellerinde karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları ile "Failler belli kayıplar nerede?" pankartı açtı, kayıplar için adalet istedi.

Anneler bu haftaki eylemlerinde gözaltında kaybedilişinin 21'inci yıldönümü olan Hasan Gülünay'ın akıbetini sordu.

“NASIL BİR İNSAN? NASIL BİR BABA?"

Eylemde ilk olarak sözü 1994 yılında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız aldı. Yıldız Başbakan'ın Kastamonu'da havalimanı açılışında Gezi direnişinde katledilen gençler için söylediği, "Türkiye'de bir, iki, üç dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor dünyada altını üstüne getiriyorlar. Ama Mısır'da 300 kişi ölüyor bunların 53 tanesi namaz kılarken ibadet esnasında kurşunlanarak öldürülüyor dünya sessiz" sözlerini anımsatarak, "Bizler bütün acıları paylaşıyorken. O bu lafları edebiliyor. Nasıl bir insan? Nasıl bir baba?" diye sordu.

Yıldız, 4 gün sonra oğlunun doğum günü olduğunu belirterek, Murat Yıldız dışındaki çocuklarını da çok küçükken hastalık nedeniyle kaybettiğini ifade ederek, "18 yıldır oğlumu arıyorum. Ne ölüsünü ne dirisini buldum. Kendinizi benim yerime koyun. Hangi adalet dilime kilit vuracak? Hangi savcı beni suçlayacak? Suçlu olan evlatlarımızı katledenleri yargılamayan savcılardır" diye konuştu.

 

20 Temmuz 1992 tarihinde gözaltında katledilen Hasan Gülünay'ın kızı Deniz Gülünay ise, babasının gözaltına alındıktan 2 gün sonra gelen telefonla gözaltına alındığını öğrendiklerini belirtti.

Babasının gözaltına alındığının ancak gözaltına alındıktan 55 gün sonra, daha sonra Susurluk kazasında ölen İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ tarafından gayriresmi olarak kabul edildiğini söyledi.

Gülünay, Kocadağ'ın kendilerine, babasının gözaltında olduğunu ancak işkence nedeniyle yaralı olduğu için hastanede tedavi gördüğü bilgisini verdiğini aktardı. Ancak, bu bilgiyi basınla paylaştıktan sonra babasının gözaltında olduğunun yetkililer tarafından inkar edildiğini belirten Gülünay, "Devlet her ne kadar görmezden geliyor gibi yapsa da hiçbir anne oğlunu bırakmadı. Davanın zaman aşımına uğramış olmasının bizim için önemi yok. Biz kemiklerimizi aldıktan sonra da mücadele devam edecek. Kemikleri alsak bile hesabımız kalacak" diye konuştu.

Hasan Gülünay'ın eşinin kardeşi Zeki Eğil de söz alarak, "Keşke babası ya da kardeşi olsaydım. Hasan Gülünay tüm devrimciler gibi çok iyi bir insandı. Faşizm hala Gezi Parkı saldırılarında olduğu gibi öldürmeye devam ediyor. Kontrgerilla hala aynı kontrgerilla. Onlar cezalandırılmadıkça helalleşmeyeceğiz" diye konuştu.

Haftanın açıklamasını ise Yasemin Çelik okudu. Çelik, uluslararası hukuka göre, kaybetme suçunun kayıp kişinin akıbetine karşı belirsizlik devam ettiği sürece varlığını koruduğunu ve zaman aşımına uğramadığına dikkat çekerek, "Hükümet uluslararası hukuktan doğan yükümlülüğünü yerine getirmemekte ısrar ediyor" dedi. Hasan Gülünay ile aynı tarihte gözaltında bulunan bir tanığın yüzünü görmediği bir kişinin "Ben Hasan Gülünay beni kaybetmeye çalışıyorlar" diye bağırdığını açıkladığını belirten Çelik, bunun üzerine tüm mercilere başvuran ailenin tehditle karşılaştığını ifade etti. Açıklamanın ardından eylem sona erdi. (ANF)