Sedat Sur / Anf

Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Sité (Çalpınar) köylüleri için Pazartesi günleri, ihtiyaçlarını karşılamak Midyat’a yolculuk yaptıkları gündü. Bir Pazartesi gününe denk gelen 20 Nisan 1992’de, Sité köylülerini taşıyan dolmuşun önü köyün hemen çıkışındaki Şıkefta Mıhıké mıntıkasında asker ve Tınaté Köyü korucuları tarafından kesildi.

Dolmuştan indirilen 25’e yakın köylü, yanyana dizilerek askerlerin gözetiminde korucular tarafından uzun namlulu silahlarla kurşun yağmuruna tutuldu. Bu saldırı sonucunda köylülerden 8’i yaşamını yitirirken, diğerleri yaralı olarak kurtuldu.

Katliamdan yaralı olarak kurtulan ve bir bacağını kaybeden köylülerden Reşit Acar (64), yaşadıklarına ilişkin ilk kez konuştu.

O günü ANF’ye anlatan Reşit Acar o günü şöyle konuştu:

“Her Pazartesi günü köyden dolmuşa biner, Midyat kazasına ihtiyaçlarımızı karşılamak için giderdik. O Pazartesi günü de bizim için öyle başladı. Toplanarak köy dolmuşuna bindik. Köyün hemen çıkışındaki Şıkefta Mıhıké noktasına vardığımızda her tarafı tutan asker ve korucular, dolmuşu durdurdu.

Dolmuşu durduran korucuların içerisinde yakından tanıdığımız korucu başı Cengiz Kaçmaz ve korucu Ethem Seyhan da vardı. Bizimle her zaman Kürtçe konuşan korucubaşı Cengiz Kaçmaz, o sırada bizimle Kürtçe konuşmuyordu. Biz ona Kürtçe ‘Neler oluyor, neden dolmuşu durdurdunuz’ diye sorunca bize Türkçe cevap vererek ‘konuşmayın sıraya geçin’ diyordu’’.

‘MEHMET ACAR OĞLUMA DOKUNMAYIN DEDİ, AMA DİNLEMEDİLER’

Dolmuştan indirilen bütün köylüleri sıraya dizmeye başladıklarını anlatan Acar, “Artık öldürülmek için sıraya dizildiğimizi anlamıştık. Hacı Mehmet Acar, korucubaşı Cengiz’e, ‘Bari oğluma dokunmayın’ dedi ama dinlemediler, oğlu Abdülkadir’i de sıraya dizdiler’’ dedi.

‘KURŞUN YAĞMURUNDAN ÖNCE İŞKENCE’

Korucuların kendilerini kurşun yağmuruna tutmadan önce, kafalarına silah namlulularının ucunu batırdıklarını söyleyen Acar, şöyle devam etti: “Bizleri taramadan önce silahların namlularının ucunu kafalarımıza batırıyorlardı. Özellikle korucu Ethem Seyhan kafalarımızdan kan fışkırana kadar namlunun ucunu kafalarımıza batırıyordu.

‘KENDİME GELDİĞİMDE BİR BACAĞIM YOKTU’

İşkence sırasında bize hakaret ediyorlardı. ‘Koruculuğu kabul etmediniz, şimdi bunun bedelini canınızla ödeyeceksiniz’ diyorlardı. Daha sonra kurşun yağmuru başladı, o andan sonra kendimden geçmişim, gözlerimi Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde açtığımda bir bacağımı kaybettiğimi, başımdan ve karnımdan yaralandığımı öğrendim.”

‘6’SI AYNI AİLEDEN, 8 KÖYLÜ YAŞAMINI YİTİRDİ’

Reşit Acar, köyün ileri gelenlerinden olan ve Türk ordusunun Tınaté köyü korucuları eliyle yaptığı “Korucu olun” baskısına direnenlerin başında gelen Hacı Mehmet Acar’ın (65), oğlu Abdülkadir Acar (27) ile akrabaları Süleyman Acar (33) Mehmet Emin Acar, İsmet Acar, Sabri Acar (45) ve köylüleri olan Mehmet Ağırman ile Hasan Akay’ın yaşanan olayda yaşamını yitirdiğini söyledi. Acar, kendisiyle birlikte birçok kişinin yaralandığını ve vücutlarının çeşitli yerlerinde kalıcı hasarlar oluştuğunu sözlerine ekledi.

‘ACILARIM HİÇ DİNMEDİ’

O katliamdan sonra yaşamının her gününü acı içerisinde geçirdiğini vurgulayan Reşit Acar, “Fiziksel olarak çektiğim acılar bitmedi, hala hareket etmekte zorlanıyorum. Manevi olarak da olayın bende yarattığı yaralar, her geçen gün daha da büyüyor. O günü unutamıyorum, birçok akrabamı kaybettim. Onları unutmam mümkün değil’’ dedi.

‘KATLİAM KARAKOL KOMUTANININ EMRİ İLE GERÇEKLEŞTİRİLDİ’

Katliamdan sonra bazı korucuların yargılandığını ve göstermelik cezalar aldığını hatırlatan Acar sözlerine şöyle devam etti: “Olayın esas sorumlusu Tınaté Köyü Jandarma Karakolu komutanıdır. Korucubaşı Cengiz Kaçmaz ve korucu Ethem Seyhan katliamın uygulanmasında başrolü oynadılar. Ancak esas emri veren, dönemin karakol komutanı Haydar Kürekçi’dir.”

Haydar Kürekçi’nin bir an önce yargılanması ve en ağır cezayı almasını da isteyen Acar, “Katliamın uygulayıcısı olan korucuların da yeniden yargılanması gerekiyor” dedi.

Acar, “AKP gerçekten çözüm istiyorsa, ilk atılması gereken adımların başında koruculuk sistemini ortadan kaldırılması gerekiyor” dedi. (ANF)