Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi 'öğretim elemanları' ortak bir bildiri yayımlayarak ODTÜ'deki polis şiddetini ve bu şiddete sessiz kalan üniversite yönetimlerini kınadılar.

Dün de aynı üniversitelerin yönetimlerinin ortak bildirisinde; ODTÜ'de öğrencilerin protestosunu kınayan, okul yönetimini ise eleştiren ortak metin yayımlanmıştı.

Bugün yapılan açıklamada ise öğretim elemanları "biz dün yapılan açıklamaya hiç bir şekilde katılmıyoruz, polis şiddetini kınıyoruz" dediler.

İlgili açıklama şöyle:

"Basına ve Kamuoyuna,

ODTÜ'de yaşanan üzüntü ve kaygı verici olaylarla ilgili olarak üniversitelerimiz tarafından bir açıklama yapıldığını gazetelerden öğrendik. Biz, aşağıda imzası bulunan ve Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi görev yapmakta olan öğretim elemanları olarak bu açıklamaya hiçbir şekilde katılmadığımızı beyan ediyoruz.

ODTÜ'de yaşanan olaylarda öğrencilerin maruz kaldığı polis şiddetini kınıyoruz. ODTÜ’lü meslektaşlarımızın tüm ifadelerine rağmen, söz konusu açıklamayı yapan üniversite yönetimlerinin, polisin olayları başlattığı, olayların ilk aşamasından itibaren iyi niyetli davranmadığı ve orantısız güç kullandığı gerçeğini gözardı etmelerini manidar buluyoruz. Polis şiddeti karşısında tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ’lü meslektaşlarımızın ve öğrencilerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.

Üniversitenin özgürlüğü sadece öğretim elemanlarının araştırma ve ifade özgürlüğünden ibaret değildir. Öğrencilerin düşünce, ifade ve protesto özgürlükleri de üniversite ortamının ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye’de son yıllarda öğrenciler üzerinde artan baskılara sessiz kalan, akademik özgürlüklere yapılan müdahaleler karşısında susan üniversite yönetimlerinin, iktidarı elinde tutanlara hoş görünmek maksadıyla yaptıkları açıklama, akademi tarihine kara bir leke olarak düşmüştür.

Üniversiteler, iktidarların böbürleneceği projeler üreten, şirketlerin taşeronu gibi çalışan, kâr hedefine odaklanan imalathaneler değildir. Akademinin vazgeçilmez görevlerinden biri de, hiçbir baskı altında kalmadan, toplum ve iktidarı sorgulamak, bunlar hakkında bilimsel ve eleştirel görüşlerini dile getirmektir. Üniversiteler, güçlünün karşısına bilgi, bilim ve özgürlükçü düşünce ile çıkabilmelidir. Araştırma alanı fark etmeksizin akademik özgürlükler bir bütündür. Akademik özgürlüklere saygı gösterilmeyen kurumlarda, nasıl kullanılacağı ve neye hizmet edeceği sorgulanmaksızın üretilen bilginin, toplumlar üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini tarih bizlere birçok defa göstermiştir.

Bugün, baskıcı politikaların ana hedefi haline gelmiş olan ODTÜ’lü akademisyen ve öğrencilerin yanında yer almak, akademi ve demokrasi tarihi açısından vazgeçilmez bir sorumluluktur. Basit iktidar hesapları ve ikbal kaygıları ile ODTÜ’ye karşı tavır alan üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler veya bu politikalar karşısında sessiz kalanlar, bu davranışlarının hesabını, akademik özgürlükler ve demokrasi tarihi önünde vermek zorunda kalacaklardır.

Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Elemanları." (BA)