12 Eylül askeri darbesinin ardından 1983’te idam edilen, son mektubu yıllar sonra ailesine ulaştırılan Ali Aktaş, köyüne gömülmek istediğini vasiyet etmesine karşın Adana Asri Mezarlığı’na gömülmüştü.

Cumhuriyet'in haberine göre, oğullarını ziyaret etmek ve eşya götürmek için Adana’ya giden Aktaş ailesi ise idamı, dilekçe yazdırmak için gittikleri arzuhalcide öğrenmişti. İskenderun’un Hüyük köyünde yaşayan 84 yaşındaki anne Ganime Aktaş, “Arzuhalci izin dilekçesi yazarken oğlumun adını söyleyince durdu ve ‘Siz İskenderun’dan mı geliyorsunuz?’ diye sordu. Ali’nin idamı gazetede yazıyormuş.

Arzuhalci, ‘Size birşey söyleyeceğim, ama nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum’ dedi ve oğlumun idam edildiğini söyledi. O anda titrediğimi anımsıyorum. Şaşkındık. Hemen orada, dilekçeyi cenazeyi almaya çevirdik. Hâkim bize ‘Oğlunuz gülerek gitti’ dedi ve bize yazdığı son mektubun bir bölümünü okudu.

Oğlumun cenazesini zor da olsa Adana Asri Mezarlığı’ndan aldık. Mezarı açınca boynundaki ipin izini gördüm. Elbiseleriyle gömülmüştü. Köye getirdiğimizde, kendi geleneklerimize uygun şekilde cenaze törenini yaptık, yıkadık ve kefenleyerek aile mezarlığında gece yarısı toprağa verdik. Yüzünü son kez orada görebildim. İstediği gibi onu dut ağaçların altına gömdük. İnsana o kadar büyük bir acı veriyor ki, buna yürek dayanmıyor” dedi.