Dün İmralı Adası'na giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşen kardeşi Mehmet Öcalan görüşmenin içeriğine dair ayrıntıları Dicle Haber Ajansı (DİHA)'ya anlattı.

ANF’nin de yer verdiği habere göre, görüşmeye bir tek kendisinin kabul edildiğini ifade eden Mehmet Öcalan, diğer tutukluların ailelerinin adaya gidişine izin verilmediğini söyledi.

Ağabeyi Öcalan ile yaptıkları görüşmede Öcalan'ın süreç hakkında kapsamlı değerlendirmeler de bulunduğunu ifade eden Mehmet Öcalan, Öcalan ve diğer tutukluların durumlarının genel olarak iyi olduğunu söyledi.

Mehmet Öcalan, "Gerçekten kapsamlı bir görüşme yaptık. Orada kalan diğer tutsakların durumları iyi. Hepsinin durumunu tek tek sordum. Sayın Öcalan diğer ailelerin neden gelmediğini sordu. Diğer ailelere izin verilmediğini söyledim. Orada kalan arkadaşların durumlarında herhangi bir sorun yoktur. Sizin aracılığınızla o arkadaşların ailelerine de bu durumu aktarmış olalım" dedi.

‘UMARIM İKİNCİ AŞAMA OLUMLU BAŞLAR’

Abdullah Öcalan'ın görüşmelerinde sürecin genel olarak tüm noktalarına değindiğini ve kapsamlı değerlendirmelerde bulunduğunu aktaran Mehmet Öcalan, ağabeyi Öcalan'ın sürecin birinci aşamasının sona erdiğini söylediğini kaydetti.

Öcalan'ın sürecin birinci aşamasında bazı istemlerinin yerine getirilmediğini ifade ettiğini kaydeden Mehmet Öcalan, ağabeyinin özellikle bölgede devam eden karakol inşaatları ve yeni korucu alımlarının sürece katkısı olmayacağı yönünde değerlendirmelerde bulunduğunu söyledi.

Mehmet Öcalan, "Özet olarak 'sürecin birinci aşaması bitmiştir' dedi. 'Umarız sürecin ikinci aşaması daha olumlu olur. Umudumuz beklentimiz budur. Bu günlerde ikinci aşamaya geçeceğiz. Bu nasıl şekillenecek bilemiyoruz. Yüzde 50'lik bir umudum var' dedi" diye aktardı.

‘BEN ELİMDEN GELENİ FAZLASIYLA YAPIYORUM’

Ağabeyi Öcalan'ın sürecin kamuoyunda nasıl karşılandığını kendisine sorduğunu dile getiren Mehmet Öcalan, "Bölgede sürecin her yerde tartışıldığını söyledim. Devlete, sisteme halkın fazla güveni olmadığını söyledim. Güvenlerinin sebebi tek sensin dedim. Halk süreci bekliyor sana güveniyorlar dedim. Bunu aktardım. Şunu söyledi, 'Birinci aşama bitiyor. Bazı istemlerimiz vardı. Bu istemlerimizin bazıları yerine getirilmedi. En azından korucuların fes edilmesi gerekirdi. Neden bu büyük karakollar inşa ediliyor. Yeniden korucu kadroları alınıyor. Eğer süreç olumlu gidecekse korucuların alınması gerekmiyor. Kule gibi karakolların yapımı gerekli değildir. Bunlar sürece katkı sunmaz. Umarız ki bunlar durdurulur. Eğer yeni bir süreçse Kürt sorunu demokratik bir şekilde çözülecekse bunlara gerek yoktur. İki taraf da samimi olursa buna gerek yoktur. Gerillanın büyük bir kısmı zaten çekildi. Karakol yapımları ve yeni korucu alımlarına neden ihtiyaç duyuluyor. Bu doğru bir şey değildir. Kabul edilebilecek bir durumda değildir. Umarız ki ikinci aşama güzel başlar. Yüzde 50'lik pay veriyorum. Umarız ki, devlet hükümet süreci bloke etmez, gerekenleri yapar ve süreç bu şekliyle yürür. Bölge halkı da Türkiye halkı da sürecin olumlu gitmesini istiyor. Sürecin başarı ile sonuçlanması isteniliyor. Ben üzerime düşeni fazlası ile yapıyorum. Benim de yapabileceklerim belli bir yere kadardır. Yapsam da bir şey oluşamaz. Sürece herkes destek sunmalıdır. Eğer bu mesele çözülecekse Kürtler de Türkler de buna herkes gerçekçi katkı sunmalıdır. Umarız ki, Kürtlerle Türkler bu sürece katkı sunarlar. Sürecin provoke edilmesi durumunda kimin tarafından provoke ediliyorsa herkes buna engel olmalıdır' dedi" diye belirtti.

'BELEDİYE BAŞKANLARI VE MİLLETVEKİLLERİ KENDİLERİNİN DEĞİL HALKIN VEKİLİDİRLER’

"Çözüm süreci" değerlendirmeleri kapsamında ağabeyi Öcalan'ın yerel yönetimler ve demokratik Kürt kurumları hakkında da değerlendirmeler yaptığını aktaran Mehmet Öcalan, şunları söyledi:

"Süreçle bağlantılı olarak da bizim yasal demokratik kurumlarımızla ilgili çok kapsamlı değerlendirmelerde de bulundu. Bunları ileriki aşamalarda kısım kısım aktaracağız. Yerel yönetimler seçimi üzerinde çok önemli duruyor. Biz de halktan gelen beklentileri aktardık. O da, 'Belediye başkanları ve milletvekilleri kendilerinin değil halkın vekilleridir. Eğer bu bir hizmetse bu hizmeti de halka yapacaklar. Uzun süre milletvekilliği yapanların yerlerini diğer arkadaşlara bırakması gerekir' dedi. Örneğin halk şunu diyor dedim, 'Ağalara feodallere karşı demokratik mücadele verdik. Şimdi de karşımıza krallar istemiyoruz.' Sen bir kurumu, parti üzerinden örgütlersin, aile üzerinden örgütleyemezsin. Bölgede belediyeleri parselleyemezsin. Belli kişilere veremezsin. Bu anti demokratiktir. Eğer süreç devam ederse bu anti demokratik durumları gücümüzle halkın istemleri ile düzelteceğiz. 'Dükkan benim olsun ufak olsun' değil dükkan halkın dükkanıdır. Daha büyük olmalıdır. Bu herkes için geçerlidir. Sayın Öcalan şunu dedi; 'Eğer milletvekili ise 4 sene milletvekilliği yapmışsa daha sonra il başkanı olabilir, parti meclisine girebilir, belediye başkanı ise yine parti meclisine girebilir. Demokratik kurumlarda yerleri çok daha büyüktür. Çünkü bunlar seçilmiş insanlardır. Toplumda kurumlarda daha büyük yerleri vardır.' Bunların üzerinde çok durdu ve bunları takip edeceğini söyledi."

‘BUNLAR OLMUYORSA, SÜREÇ SAĞLIKLI İLERLEMİYOR’

Görüşmelerde ağabeyi Öcalan'ın avukatların ve aile görüşmelerinin engellenmesine de değindiğini aktaran Mehmet Öcalan, Öcalan'ın "Eğer süreç doğru gidecekse avukatların bir an önce gelmesi gerekir. BDP heyetinin sık sık gelmesi gerekir. Ailenin sık sık gelmesi gerekiyor. Eğer bunlar olmuyorsa süreç de sağlıklı yürümüyor demektir. Bunlarda olmuyorsa bu süreçte bir yanlışlık vardır. Eğer bu yanlış da düzelmiyorsa süreç zaten tıkanacaktır, yürümeyecektir" dediğini söyledi.

Mehmet Öcalan ağabeyinin son olarak kamuoyuna da çağrı yaptığını belirterek, Öcalan'ın , "Sürece herkes katkı sunmalı. Ama doğru bir iş yapılıyorsa katkı sunmalıdır. Yanlışlar olduğu zaman da 'süreç yanlış gidiyorsa' halkın da buna dur demesi gerekir. Bunu umuyoruz ve istiyoruz" dediğini aktardı.

GEZİ DİRENİŞİ

Mehmet Öcalan, ağabeyi Öcalan'ın Gezi Parkı direnişine yapılan müdahaleler hakkında ise "Bu demokratik bir tutum değildir, daha akıllı ve doğru düşünmemiz gerekir" değerlendirmesini yaptığını dile getirdi.