Açlık grevi eyleminde 233 günü geride bırakan akademisyen Nuriye Gülmen, tutuklanmasının ardından sevk edildiği Numune Nastanesi’nde eylemini sürdürüyor.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde eğitim gören ve okulunu bu dönem başında donduran Beyza Gülmen ablası Nuriye Gülmen’e hastanede refakat ediyor. Günün 21 saatini ablasının yanında geçiren ve kardeşlikten öte aralarında arkadaşlığın geliştiğini söyleyen Beyza Gülmen’in en büyük korkusu zorla müdahale ihtimali.

‘Açlık grevi eyleminin 76’ncı gününde tutuklanan ve 150 gündür kamuoyunun görmediği Nuriye Gülmen’in sağlık durumuyla ilgili fazla bilgi alınamıyor. Ablasının hasta olmadığını söylediğini belirten sosyal medyadaki bazı bilgilerin gerçeği yansıtmadığını aktaran Beyza Gülmen, ablasının bilincinin açık ve moralinin yüksek olduğunu aktardı. Nuriye Gülmen’in çok kilo kaybettiğini ve fiziksel görünüşünün değiştiğini belirten Gülmen “İçten içe ablamın organlarından yediğini düşünüyorum. O kadar zayıf şu anda” dedi.

‘ABLAMA AYRI BİR ÖFKELERİ VAR’

Nuriye Gülmen’in refakatçi olmadan eylemini sürdürdüğü dönemlerde kilo kaybının çok arttığını söyleyen kardeşi en büyük korkularının zorla müdahale ihtimali olduğunu belirtti. Havalandırmanın kapatılması için gardiyana seslendiklerinde dahi görevlilerin ekip olarak geldiklerini, ‘Ne oldu?’, ‘Bir şey mi oldu?’ sözleriyle yaşadıkları paniği dışa vurduklarını söyleyen Gülmen şöyle devam etti:

“Zorla müdahale tehdidini çok açık hissediyoruz. Her an müdahaleye açık olduklarını yardım istediğimizde verdikleri tepkilerden gördüm. Ablama karşı daha ayrı bir öfkeleri var. Görüntüsünün insanlarda yaratacağı duygulardan dolayı insan içerisine çıkarmıyorlar. Ablamın savunması eşyalarının arasında kaldı. Savunmasını dahi yapamadı ve hep sakladılar. Serbest bırakmamalarının nedeni hem insanlara göstermemek hem zorla müdahale etmek.”

‘IŞIKLAR YÜZÜNDEN İYİ UYUYAMIYOR’

Numune Hastanesi’nde devam eden eylemin en zorlayıcı yanı ise gün ışığına ve doğal havaya duyulan ihtiyaç. En büyük sorunlarının sürekli açık olan ışıklar olduğunu söyleyen Gülmen şöyle konuştu:
“Ben de ablamın yanında gece ve gündüzü ayırt edemiyorum, hep aynı zamanı yaşıyormuş gibi hissediyor insan. Psikolojik olarak olumsuz etkiliyor ve ablamın iyi dinlenmemesine neden oluyor. Işıklar yüzünden iyi uyuyamıyor. Biz de odada ışıkları kapatmak için çeşitli yöntemler geliştiriyoruz. Paketlerin üzerindeki ambalajları poşete yapıştırıp lambanın gücünü engellemeye çalışıyoruz. Bizi görmeleri için de ışıkları kapatmıyorlar.”

‘İÇERİSİNİN KOŞULLARI BENİM İÇİN BİLE ZOR’

Açlık grevi eylemine Nuriye Gülmen ile birlikte başlayan ve tahliye edilen Semih Özakça’nın hapishaneden çıktığı haberini Gülmen’e kardeşi söyledi. Ablasının haberi aldığında çok mutlu olduğunu ama herkes gibi karmaşık duygular yaşadığını söyleyen Beyza Gülmen hastane koşullarının hiçbir tutukluya uygun olmadığını söylüyor. Gazetelerin düzenli gelmediğini ve Gülmen’e yazılan mektupların sayısının eksik olduğunu söyleyen Beyza Gülmen hastanede yaşadığı duyguları şöyle ifade etti:

“Ablamı gördüğümde soğukkanlı olmaya çalışıyorum. Duygulandığım anlar elbette oluyor ve elimden ne geliyorsa onu yapmaya çalışıyorum. Kendimi duygusallığa kaptırmayıp güçlü durmaya çalışıyorum. Benim ağladığımı gördüğünde ablama iyi bir şey olmuyor. İçerisinin koşulları benim için bile zor. Çıkıp hava almama rağmen ben bile zorlanıyorum. Ablam için yaratılan bu koşullar ona çok daha zor.”

KAYNAK: Sekan Alan/ Gazete Duvar