Çözüm süreciyle ilgili devletin hala işin esasına girmediğini, adım atmadığını söyleyen KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, “Sessizlik var kimse bozmasın diyorlar. Çözüm süreci sessiz beklemek değildir. Sessizlik barış değildir.  Kimse kölelerin sessizliğini Kürtlere kabul ettiremez” dedi.

ANF'nin haberine göre, KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Mustafa Karasu Nuçe TV’de Baki Gül'ün moderatörlüğünü yaptığı Gündem programına konuştu.

Karasu, demokratik çözüm süreciyle ilgili tartışmaların iki eksende yürütüldüğünü, bunlardan birinin Kürt halkı ve demokratik çevrelerin yürüttüğü tartışmalar diğerinin de AKP ve devlet yanlısı çevrelerin yürüttüğü tartışmalar olduğunu söyledi.

AKP ve AKP’ye yakın çevrelerin sorunun esasını dikkate almayan, basit, çerçevesi dar bir tartışma yürüttüğünü belirten Karasu, yüzyıllık bir sorunun seçim hesabıyla çözülemeyeceğini kaydetti. “Bir milyar dolara yakın ekonomik kayıp var. Sosyal kültürel travmalar var. Yaşamını yitiren on binlerce insan var. AKP’nin hesabı bir seçim kazanmak! Yüzyıllık bir soruna böyle yaklaşabilir mi?” diye sordu.

‘ARKADAŞLARININ KEMİKLERİNİ TESLİM ETMESİ DOĞAL’

Türk devletinin sorunu çözmemek için gerekçeler aradığını ifade eden Karasu, devlet ve medyanın gerilla mezarlıklarının bir yerde toplanmasını gündeme getirmesine de tepki gösterdi:

“Şurada asayiş kurulmuş, şurada iş makinesi yakılmış; daha da ileri giderek insani bir konuya geliyor, ‘niye gerillaların cenazeleri toplanmış’ diyorlar. Niye bir mezarlık yapılmış. Gerillalar geri çekilirken sele mi bırakacaklar, kurda kuşa mı bırakacaklar arkadaşlarının cenazelerini. Kayıp annesi Berfo Ana, 'ben sadece oğlumun kemiklerini istiyorum' diyordu. Gerillaların kendi arkadaşlarının kemiklerini ailelerine teslim etmesi kadar doğal bir şey olabilir mi? Bunun için bile çözüm sürecinde sabote var diyorlar. Adım atmamaya gerekçe gösteriyorlar. Bu kadar gayriciddi olunabilir mi? Bu tür gündemler, tartışmalar yaptırmak bir saptırmadır. Çözüm süreci için hangi adımların atılması gerekiyor bunun tartışılması gerekiyor. Bu, ipe un sermektir. Sorunu çözmememin gerekçesini yaratmaktır. Rojava’da Kürtler Serêkaniyê’yi kurtarmışlar. Serêkaniyê Kürtlerindir. Bayrak astı diyorlar. Ee, daha önce de çetelerin bayrağı vardı. Ben Kürtlerle komşu olmam, çetelerle komşu olurum diyor Türkiye. Kürtlere saygısızlıktır bu. Salih Müslim Türkiye’ye gitmiş. Baskı yaparız diyorlar. Hep böyle düşünüyorlar baskı yaparız, Kürtlere geri adım attırırız. Hiç kimse Kürtleri haklarından vazgeçiremez."

‘ÇÖZÜM SÜRECİ VARSA BİZİM YAKLAŞIMLARIMIZ SONUCU VAR’

Mustafa Karasu Rojava’daki Kürtlerin kazanımlarının çözüm sürecinin önünde engel gibi gösterilmek istenmesine de karşı çıktı.  “Suriye’deki durum, çözüm sürecini baltalar mı diyorlar. Ne çözüm süreci?” diyen Karasu, Kürt tarafının attığı adımlar dışında çözüm sürecine dair bir gelişme olmadığına dikkat çekerek “Türk devleti hala işin esasına gelmiş değildir” dedi.

Karasu’nun değerlendirmeleri şöyle:

“Çözüm süreci varsa bizim yaklaşımlarımız sonucu var. Silahlı güçleri geri çekip çatışmasızlık yarattık, bunun dışında hangi çözüm süreci var, hangi adım atılmış? Paket çıkacakmış, isim verilecekmiş… Türkiye’nin demokratikleşmesi için yüzde 10 barajının kaldırılması yönünde bile adım atılmıyor. Oyalarım, zamana yayarım; seçim yaklaşır seçime girerim olmaz böyle bir şey. Önder Apo 1 Eylül’e kadar zaman verdi. Kürtler yapacağını yapmış çatışmasızlık ortamını yaratmıştır. Kürtler şunu da yapacak bunu da yapacak denilemez. Kürt sorununu yaratan sensin, Kürtler değil. Türk devleti Kürtlerin haklarını gasp etmiş sen haklarını vereceksin.”

Türkiye’nin sorunu bu. Türkiye her türlü ciddi soruna basit demagojik yaklaşıyor. Laf kalabalığı laf salatası, esasına girmiyor. Gerekçe sunuyor bu da psikolojik savaştır. Çözüm sürecinden söz ediyorsan psikolojik savaş yürütmeyeceksin işin esasına geleceksin. Hala Türk devleti işin esasına gelmiş değildir. Adım atmış değildir.”

‘BARAJLAR KÜRDÜ BOĞMA BARAJLARIDIR’

KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Karasu, Hükümet’in çatışmasızlığı fırsat bilerek karakol ve baraj inşa ettiğini de belirterek, “o barajlar enerji için değildir. Sadece Keban Karakaya Kürtlerin enerji ihtiyacını karşılar. Baraj kültürel soykırımdır. O barajlar Kürt düşmanıdır. O barajlar Kürdü suya boğma barajı, Kürt kültürünü suya boğma barajıdır. Kültürel soykırımdır, suçtur. Baraj yapıyormuş da engelleniyor diyor. Sen barajı da yolu da askeri amaçlı yapıyorsun. Havaalanını bile askeri amaçlı yapıyorsun” diye konuştu.

‘SESSİZLİK VAR KİMSE BOZMASIN DİYORLAR!’

Söz konusu tüm bu tartışmaları ve yaklaşımları KCK olarak ciddi bulmadıklarını, daha ciddi yaklaşımlar beklediklerini de söyleyen Karasu Hükümet’e şöyle seslendi:

“Bu açıdan tartışmaları ciddi bulmuyoruz. Daha ciddi yaklaşımları bekliyoruz. Önderlik de hareketimiz de sabırlıdır ancak sabrın da bir sonu vardır. Çözüm süreci sessiz beklemek değildir. Pax Romana gibi zayıfların sessizliği değildir! Sessiz kalacağız barış olacak! Sessizlik barış değildir. Sessizlik var, ne güzel kimse bozmasın diyorlar. Kürt sorunu çözülmezse o sessizlik Pax Romana barışıdır. Zulümdür. Kimse kölelerin sessizliğini Kürtlere kabul ettiremez. Şu anda sessizliğimiz çözüm sürecinden dolayıdır. Adım atılmazsa Kürtler sesini yükseltecektir bunu herkes bilsin. “

‘ROJAVA KÜRTLERİN FİLİSTİN’İDİR’

Mustafa Karasu, programda Rojava’da yaşanan çatışmalarla ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Hem Suriye devletinin hem Türkiye’nin hem de muhaliflerin Kürtlerin özgür ve demokratik yaşamını kabullenmekte zorlandığını söyleyen Karasu,  “Kürtlerin tek derdi; kendi bölgelerini, özgür yaşamlarını korumak. Kim statülerini kabul ederse onlarla görüşmeye hazırdır. Suriye’deki Kürtler kesinlikle çatışmak istemiyor. Devlet kurma şeyleri de yok. Elbette kendi yönetimlerini kurmayı, özerk olmayı istiyorlar. Ama devlet olmak istemiyorlar” dedi.

“Rojava Kürtlerin Filistin’idir” diyenn Karasu, diğer parçadaki Kürtlere de “Rojava için ayağa kalkmazlarsa kendi demokratik özgür yaşamlarını da sağlayamazlar” diyerek Rojava’ya sahip çıkılması çağrısında bulundu.

‘ULUSAL KONGRE SORUMLULUK YÜKLÜYOR’

“Kürtlerin onlarca yıl hayal ettiği bir gelişme’ dediği Kürt Ulusal Kongresi tartışmalarının da bütün Kürtlere tarihi bir sorumluluk yüklediğini söyleyen Karasu, Kürtlerin bütün parçalarda ortaya çıkan güçleri birleştirmeleri, etkili olmaları ve kendi pozisyonlarını güçlendirmeleri gerektiğini söyledi.
(ANF)