Hüseyin Ali” mahlasıyla Özgür Gündem'de yazan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Ankaragücü tribünlerinde Amedspor yöneticilerine yapılan saldırıyı “Kürt halkının iradesi kırılmak isteniyor” diyerek yorumladı.

Karasu’nun Özgür Gündem’deki köşesinde Çöktürme Planı ve Amedspora saldırı” başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti her günkü konuşmalarıyla Kürtlere yönelik bir irade kırma saldırısı yürütüyorlar. Kürt halkının iradesi kırılmak isteniyor. Amedspora yapılan saldırı da bu amaç çerçevesinde planlı yapılmıştır. Aslında her Amedspor maçında ırkçı sloganlar atılmaktadır. Amed’in Kürt şehri olduğu biliniyor ve Amed’e saldırı yapılıyor. Bu, AKP’nin Kürtlere yönelik politikasının yansımasıdır.

Bu kadar ciddi bir olay oluyor, ne spor basını, ne genel basın yer veriyor. Sadece Cumhuriyet’te kısaca yer bulmuş. Çünkü Türkiye’de Kürtlere ve Kürtlükle ilgili kurumlara saldırmak normaldir. Binlercesinin hiç yere tutuklanması, yüzlerce sivilin öldürülmesi normal görülürse bu saldırı haydi haydi normal görülür. Dünyanın başka bir yerinde bir spor müsabakasında misafir takım yöneticileri linç edilirse kıyamet koparılır. Herhalde Türkiye’de başka bir takımın yöneticileri linç edilseydi; kadın-erkek yöneticilerin yüzü gözü Amedspor yöneticileri gibi parçalansaydı bütün spor basınında ana gündem olur, genel basın da yer verirdi. Ama Kürt basını ve demokratik basın dışında bu saldırıyı kimse görmemiştir.

Ancak aynı gün Trabzon’da bir seyirci hakemi dövünce tüm spor basınının gündemi bu oldu. Zaten Trabzon’da şovenizm ve milliyetçilik o kadar şahlandırılmıştır ki, Ermenilere, Hristiyanlara, Kürtlere yapılan saldırılar hep buranın insanı tarafından yapıldığı gibi, artık Türkiye’de 20-30 milyon seyircisi olan bir kulübe de aynı yaklaşım gösterilmektedir. Trabzon toplumunda yaratılan zihniyet Türkiye’nin aynasıdır. Kuşkusuz genel basın da bu konuyu birinci haber olarak verdi. Bunda bir anormallik yok; ama Amedspor yöneticilerinin dövülmesinin verilmemesi sorgulanmalıdır. Bu gerçek Türkiye’de her şeyin Kürt düşmanlığı ve Kürt halkının iradesinin kırılması üzerine kurulduğunu gözler önüne sermektedir. Amedspora yönelik düşmanlık bu gerçekliği ortaya koymuştur.

AKP’nin politikaları, halklar arası çatışmalar getirecek bir ortam yaratmıştır. Kürt halkına bundan önce de saldırılar olurdu; ancak Türkiye’de yöneticiler belli oranda söylemlerine dikkat ederdi. Tayyip Erdoğan ise frensiz ve kontrolsüz saldırganlığı ile halklar arası çatışmanın yolunu örmektedir. Bu zihniyet, üslup ve konuşmalar karşısında Kürtler de kendini savunmak zorunda kalır. Çünkü bu üslubun yaratacağı sonuç çatışmadan başka bir şey olmaz.”

Özgür Gündem'de yayımlanan yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.