Türkiye, suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturmanın ardından Sedat Peker'in yayınladığı videoları konuşuyor.

AKP uyuşturucu ticaretinden kumarhanelere, Suriye’ye silah gönderilmesinden siyasi cinayetlere kadar ortaya atılan iddiaları "komplo" olarak değerlendirirken, Kuzey Kıbrıs'ta da benzer bir durum söz konusu.

Her iki kesimde de toplumsal muhalefet iddiaların derinlemesine araştırılmasını ve aydınlatılmasını talep ederken Kuzey Kıbrıs ve Türkiye’de yönetimler el birliğiyle işin üzerine gitmeme gayretinde.

Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersan Saner, Kutlu Adalı cinayeti için, “Bir iddia üzerine bu kadar gündeme gelmesi doğru değil!” ifadelerini kullanırken Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, Adalı cinayetiyle ilgili, “siyasi bir gündem yaratmaya çalışanlar olduğunu” ileri sürdü.

AKINCI: VAHŞETİN HESABI SORULMALI

KKTC 4'üncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kutlu Adalı cinayeti ve uyuşturucu trafiği ve kara para iddialarının merkezindeki Halil Falyalı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

BirGün gazetesinde yer alan habere göre, yeni bulgular ışığında sonuna kadar gidilerek Kutlu Adalı cinayetinin her yönüyle aydınlığa kavuşturulması gerektiğini kaydeden Akıncı, “Kutlu Adalı hunharca katledildiği zaman, bunun siyasi bir cinayet olduğunu, yeraltı örgütü işi olduğu ve aydınlatılması için sadece Kıbrıs’taki yöneticilere değil Türkiye yönetimlerine de sorumluluk düştüğünü söylemiştik. Aradan yıllar geçtikçe bu konuda toplumsal bir yüzleşmeye ihtiyacımız olduğu, karanlık güçler deyip arkasını getiremediğimizi, elde delil olmayınca belki daha açık konuşulamadığını ama hemen herkesin bu cinayetin arkasındaki güçleri tahmin edebildiğini söyleyegeldik” dedi.

Sedat Peker’in itirafları ve sonrasında kardeşi Atilla Peker’in daha somut olarak olayı anlatması Kutlu Adalı cinayetinin yeniden gündeme gelmesini sağladığını kaydeden Akıncı, “Bu cinayeti, benzeri birçok cinayetteki gibi, Türk devleti adına görev yapmakla yetkili kılınmış canavar ruhlu faşistlerin Türkiye’nin yeraltı-mafya örgütleri ile işbirliği içinde işledikleri yapılan açıklamalardan ortaya çıkmış bulunuyor. Artık tahmin değil yüzleşilmesi gereken gerçekle karşı karşıyayız. Bu vahşetin hesabı verilmelidir” ifadelerini kullandı.

Akıncı şöyle konuştu:

“Bu cinayet işlendiği andan itibaren hemen herkes tarafından siyasi bir cinayet olarak algılanmış, merhum Kutlu Adalı’nın belirttiği görüş ve düşünceler nedeniyle katledildiği düşünülmüş ve bu cinayetin ardında Türkiye’nin derin devletinin olduğu kanaati hakim olmuştu. Dolayısıyla, Kıbrıslı Türklerin hemen hiçbiri bu işin altında Rumların olduğunu hiçbir zaman düşünmedi. Bunu bir tek seslendiren dönemin Cumhurbaşkanı Denktaş oldu. Yapılan bu itiraflardan ve bu itiraflarda ifade edilen somut isimler belirtildikten sonra, bu olayın üzerine yeniden gidilmeli ve bu cinayet aydınlanmalıdır. Bu somut ifadeler ve somut isimler ortaya çıktıktan sonra bile konuyu yine kapatma yönüne gitmek, kabul edilebilecek bir durum olamaz.”

FALYALI SİYASETİ FİNANSE EDİYOR

Akıncı, uyuşturucu trafiğini ve kara parayı aklamakla itham edilen Halil Falyalı ile ilgili de şöyle dedi:

“Kuzey Kıbrıs’ın birtakım kirli ilişkilerin yer aldığı bir yer haline dönüşmesi Kıbrıs Türk halkına yapılan en büyük kötülüktür. Kumarhane ve gece kulüplerinin ön planda olduğu yerlerde uyuşturucu, kara para aklama ve mafya ilişkilerinin de gündeme gelmesi kaçınılmaz. Halil Falyalı sürekli olarak Ulusal Birlik Partisi (UBP) yönetiminin en üst kademeleri ile birlikte anılan bir isim olmuştur. Her düzeydeki seçimlerde UBP’yi tüm maddi imkânlarıyla desteklediği herkesçe biliniyor. Çeşitli kirli ve yasa dışı ilişkilerin Halil Falyalı ismiyle de bağlantılı olduğu yönünde iddiaların olduğu biliniyor. Koruyucu zırh bu veya benzeri kişiler için değil toplum için gereklidir. Tıpkı Kutlu Adalı cinayetinde olduğu gibi bu konuda da daha somut bilgi ve belge söz konusuysa bunların da ortaya çıkıp adalete intikal ettirilmesi zorunludur.”