Gazeteci Murat Yetkin, eski HDP milletvekilleri ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu 82 kişi hakkında verilen gözaltı kararını değerlendirdi. Yetkin, “Bütün bu tablo ‘Neden 6 yıl sonra yeniden?’ sorusuna da ‘Neler oluyor?’ sorusuna da haklılık kazandırıyor" dedi. 

Murat Yetkin'in YetkinReport‘ta, 'HDP: neler oluyor, sırada parti kapatma mı var?' başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle: 

“Hukukla açıklayamıyorum. O yüzden son HDP gözaltılarına siyasi dengeler ve anlamı açısından bakmaya çalışacağım. Neden şimdi ve Allah aşkına, yine neler oluyor?

Kararın hangi siyasi atmosferde alınmış olduğu önemli. Son zamanlarda AK Parti-MHP blokunun milliyetçi-muhafazakâr tabanın heyecanını ayakta tutmasını sağlayan Yunanistan/Doğu Akdeniz ihtilafı artık masada sayılır. Libya ihtilafı da öyle. Açık konuşalım, Suriye de öyle. Ben bu gelişmelere baktığımda çatışma ihtimalinin azaldığını, ulusal çıkar konularının artık askerleri değil diplomat ve siyasetçileri meşgul edeceğini görüyor ve memnun oluyorum. Oysa iktidar açısından bakıldığında bu gelişmeler tabanı sürekli askerî eylem ve söylemle bir arada tutma imkânının kaybı olarak görülebilir.

Dış düşman etkisinin diplomasi masasında zayıfladığı bir dönemde Kobani dosyasının aradan 6 yıl geçtikten sonra yeniden açıldığına, HDP üye ve vekillerinin yeniden gözaltına alındığına tanık oluyoruz.

“Bütün bu tablo ‘Neden 6 yıl sonra yeniden?’ sorusuna da ‘Neler oluyor?’ sorusuna da haklılık kazandırıyor.

Dosyanın yeniden açılması CHP-İyi Parti ittifakını zor bir zamanda yakalandı. Hükümetin HDP hamleleri, AK Parti-MHP ittifakının CHP-İYİ arasını açmak için elindeki en güçlü silah. Özellikle İYİ Parti’de Koray Aydın’ın kurultay darbesi ardından Meral Akşener iç sorunlarla meşgul. Yarın kendisinin başına da gelebilecek bir girişimi desteklemesi dahi mevcut koşullarda şaşırtıcı olmamalı. Tıpkı zamanında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması tuzağına düşmesi gibi. Son örnekte bile, Kılıçdaroğlu ‘İşte PKK ile kol kola’ kara propagandasına maruz kalmamanın psikolojik baskısıyla açıktan tepki vermek yerine HDP eş başkanı Sancar’a telefon etmekle yetindi.

Erdoğan ve Bahçeli, HDP-dışı muhalefeti HDP üzerinden baskı altına alıp pasifleştiriyor. Bu nedenle sırada HDP aleyhine kapatma davası açılıp açılmaması sorusu meşruiyet kazanıyor”