Dünya genelinde aktif enfekte vaka sayısı 26 milyon 5 bin 853'e, virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 2 milyon 192 bine ulaştı. Salgına karşı aşı kampanyası başlatan ülkelerin sayısı artarken, salgının görünür kıldığı eşitsizlikler de her geçen gün daha çok görünür oluyor. Aşının yaygınlaşmasının bazı ülkeler için 2023’ü bulabileceği belirtiliyor.

Dört aşamada açıklanan aşı programında mülteci ve göçmenlerin yer almamasındaki belirsizlik, dünyada aşıya erişimde yaşanan sorunlar ve AKP iktidarının pandemi ile mücadelesini Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Karakoç değerlendirdi.
 
YOKSULLAR ETKİLENDİ

Salgınlardan toplumsal olarak kurtulmanın tek yolunun aşılama olduğuna işaret eden Karakoç, aşının bir dayanışma olduğunu söyledi. Aşı olmanın yakın çevrede bulunan insanları da koruduğunun altını çizen Karakoç, “Küresel çapta bir salgın var, bu salgına karşı mücadelenin de küresel olması gerekir” dedi. Salgının ilk ortaya çıktığında yapılan “sınıf gözetmeksizin etkileyeceği” açıklamalarını hatırlatan Karakoç, “Ancak geldiğimiz noktada içinde bulunduğumuz koşullarda yaşamak için çalışmak zorunda olan dezavantajlı kişileri daha çok etkiledi. Yoksul insanlar daha fazla yoksul oldu. Dünyanın en varlıklı 10 kişisi bir yılda elde ettiği gelirini aşı için harcarsa dünyadaki herkes aşılana bileceği bir eşitsizlik ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
 
AŞIYA ULAŞAMAYAN SAĞLIKÇILAR

Mezopotamya Ajansı'dan Emrullah Acar'ın haberine göre sadece ülkeler arasında değil, aşının uygulanmaya başlandığı ülkelerde de eşitsizliklerin olduğunu dile getiren Karakoç, “Ülkemizde açıklanan bir program var ancak sıralamada yeri olmayan kimi imtiyazlı kişiler aşı olmuşken hala aşıya ulaşamayan sağlık emekçileri var. Ankara’da bize ulaşan sağlık emekçilerin iletişim bilgilerini İl Sağlık Müdürlüğü’ne iletmemize rağmen hala aşıya ulaşmayan sağlık emekçileri mevcut” ifadelerini kullandı.

5 MİLYONA YAKIN MÜLTECİ VAR

Bu eşitsizliğin yanı sıra Türkiye’de 5 milyona yakın mülteci ve göçmen olmasına rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan programda yer almamalarına tepki gösteren Karakoç, “Bu topraklarda 87 milyon insan olarak birlikte yaşıyoruz. Bu dezavantajlı ötekileştirilen insanları program dışında bırakırsanız, salgınla mücadele edemezsiniz” uyarısında bulundu.

‘YABANCILAŞTIRILDIK’

Son bir yılda daha fazla görünür olan sağlık hizmetlerinde yaşanan sorunların nedeninin iktidar tarafından 2003 yılında getirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı olduğunun altını çizen Karakoç, bunun sonucunda sağlık hizmetlerinin piyasalaştığını ifade etti.

Sağlık emekçilerinin çalıştıkları kurumlarda özerkliklerini yitirdiklerini ifade eden Karakoç, “Yıllardır kar ve rant ile sağlık kuruluşları birer ticarethaneye dönüştürüldü. Toplumda sağlık algısı değiştirildi, tamamen kışkırtılmış tedavi edici sağlık hizmetlerine yöneltildi. İnsanları korumayan sistem paran varsa, hastalandıysan tedavine yönelik hizmetler geliştiriyor” ifadelerini kullandı. 
 
Sağlık emekçilerinin mesleklerine yabancılaştırıldığını belirten Karakoç, "Sağlık emekçileri olarak fabrika haline dönüşen iş yerlerimizde birer işçiye dönüştürüldük" dedi.