Devrimci Karargah Davası iddianamesinde ortaya çıkan MİT raporu, birçok sosyalist kişi, parti, örgüt ve avukatı hiç ilgileri olmayan, hatta ciddi fikir farklılıkları olan Devrimci Karargah örgütü ile ilişkilendiriyor. Avukat Ercan Kanar, "Yargıyı yönlendiren bu raporu kabul eden savcı ve mahkeme üyelerine soruşturma açacağız" dedi.

 

Nilay VARDAR / Bianet

 

Devrimci Karargah Davası'nın yeni açılan soruşturmasının iddianamesinde Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) raporunun dayanak olduğu ortaya çıktı.

 

İstanbul Valiliği Emniyet Müdürlüğü'nün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği 17 Mart 2012 tarihli raporun "ilgi" kısmında "İstanbul MİT Bölge Başkanlığı" yazıyor.

 

Terörle Mücadele Şube Müdürü 3. Sınıf Emniyet Müdürü Yurt Atayun imzalı raporu, MİT'ten kimin imzaladığı belirtilmemiş.

 

Raporun, yasadışı Devrimci Karargah Örgütü'nün menşei, kuruluşu, faaliyetleri hakkında bilgiler içeren "Etüt" operasyonel faaliyete esas teşkil edebileceği düşüncesi ile gönderildiği belirtiliyor.

 

Raporda, Halkların Demokratik Kongresi, Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi, Çatı Partisi Girişimi, RED Dergisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Sıra Kimde İnisiyatifi gibi örgütlerin, avukat ve yazarların isimleri var.

 

"RAPORUN ARDINDAN İKİ OPERASYON OLDU"

Sıra Kimde İnisiyatifi'nin, Cezayir Toplantı Salonu'nda yaptığı toplantıda konuşan ve adı bu Mit raporunda geçen avukat Gülizar Tuncer, bu raporun ardından Devrimci Karargah Üyesi oldukları gerekçisiyle iki ayrı operasyon yapılarak, raporda adı geçen insanların tutuklandığını belirtti.

 

"Yargıyı yönlendirme, somut deli olmaksızın iftira ve karalamaya dayanan bu rapor ile MİT suç işliyor. Bu raporda adı geçen diğer insanlarda mı sırayla tutuklanacak?"

 

Raporda adı geçen bir diğer avukat  Ercan Kanar, bütün iddianamelerde Emniyet'in yönlendirmesinin olduğunu ancak ilk defa bir iddianamede açık bir şekilde Mit raporunun yer aldığını belirtti.

 

"RAPOR YARGIYI ETKİLİYOR"

Kanar, hiçbir delil olmaksızın özel hayatın hiçe sayılarak, yargıyı etkilemeye yönelik böyle bir raporun iddianamede yer almasının hukuka aykırı olduğunu belirtti.

 

"Tüm muhalif kesimleri potansiyel suçlu göstermeye çalışan bu raporda, ben dahil diğer avukatlar da cezaevindeki müvekkillerimizle görüştüğümüz için örgüte kuryelikle suçlanıyoruz."

 

Kanar, konuyla ilgili raporda adı geçenlerin HSYK ve 9. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerine suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

 

"SEVGİLİMİ ZİYARETİM, KURYELİK OLDU"

Raporda adı geçenlerden HDK üyesi Gülfer Akkaya, Devrimci Karargah örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklanan erkek arkadaşı Tuncay Yılmaz'ı cezaevinde ziyaret etmesinin örgüte kuryelik olarak geçtiğini belirtti.

 

"Tuncay da örgüt üyesi değil ben de. 16 yıllık sevgilimi ziyaret edemeyek miyim? Devletin şiddeti altındayım."

 

Raporda adı geçen bir diğer isim Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) MYK üyesi Şamil Altan, Türk sosyalistlerin Kürt mücadelesi ile bağının kesilmek istendiğine dikkat çekti.

 

"SOSYALİSTLER KRİMİNALİZE EDİLİYOR"

Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi sözcüsü Halit Erçi, tüm sosyalistlerin kriminalize edilerek, yasal ve meşru zeminde siyaset yapmalarının engellenmek istendiğini belirtti.

 

Türkiye Gerçeği yazarı ve HDK üyesi Bülent Parmaksız HDK'nın Kürt halkı ile Türk halkı arasındaki en büyük bağ olduğunu söyleyerek devletin bundan rahatsız olduğunu ifade etti.