Kayıp yakınları, Başbakan ile görüşmelerinin ardından yapılan ilk Cumartesi eyleminde, "devletten merhamet değil, adalet istediklerini" dile getirdi. Eylemde konuşan ailelerden bir kısmının Başbakan ile görüşmeden umutlandığı görülürken, bazıları devlete güvenmiyor, kayıplar konusunda biran önce adım atılmasını istiyor.

İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, 16 yıldır verdikleri mücadele sonucu kayıplar konusunda önemli gelişmelerin yaşandığı bir haftanın ardından, 307. kez Galatasaray Meydanı'nda buluştu.

Bu hafta, Cumartesi Anneleri'nin 16 yıldır mücadelesini verdiği kayıplar konusunda önemli gelişmeler yaşandı. Önce Başbakan Erdoğan, Cumartesi Anneleri'ni tanıyarak onlarla görüştü ve "Kayıplar bizim sorunumuz" dedi. Ardından, kayıpların araştırılması için Meclis'te bir komisyon kuruldu. Bu gelişmelerin hemen ardında yapılan cumartesi eyleminde, aileler Başbakan ile görüşmeye ilişkin düşüncelerini anlattı.

'ANNELERİN İDEOLOJİSİ MEZAR ARAMAK'

Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren, "Umarım taleplerimiz göz önüne alınır" dedi. Başbakan'ın "annelerin ideolojisi yok" sözlerini hatırlatan Eren, "Buradaki annelerin ideolojisi mezar aramak. Onları bu arayış bir araya getirdi" dedi.

'TEK KAYIP DEĞİL, 275 KİŞİ'

Hasan Ocak'ın ağabeyi Hüseyin Ocak, Başbakan Erdoğan ile yapılan görüşmeyi kastederek, "Sonunda bir muhatap bulduk" dedi. Bir komisyon kurulduğunu hatırlatan Ocak, ancak bunun; kendilerinin dile getirdiği bağımsız bilim insanlarından, aydınlardan, insan hakları savunucularından oluşan bir komisyon olmadığını söyledi. Devlet sırrı, zaman aşımı gibi kavramların kaldırılmasını talep eden Hüseyin Ocak, aynı zamanda uluslararası sözleşmelerin de imzalanmasını istedi. Başbakan'ın toplantıda kendi döneminde bir kayıp olduğunu öğrendiğini hatırlatan Hüseyin Ocak, Tolga Baykal Ceylan'ın tek olmadığını, son 8 yılda 275 kişinin kaybedildiğini ifade etti.

'MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR'

Nurettin Yedigöl'ün kardeşi Hayrettin Yedigöl, "Umarım Başbakan samimi olur. Umarım annelerin yangın yüreğine su serper" dedi.

Kenen Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin, kayıpların bu ülkenin gerçeği olduğunu söyledi, "Mızrak çuvala sığmıyor. Bu sebeple görüştük" diye konuştu.

Oğlunun kaybedilmesine ilişkin Başbakan'ın soruşturma talimatı verdiği Kadriye Ceylan ise "Biz bu kimliği seçmedik, bize bu kimliği, Cumartesi Anneleri kimliğini zorla verdiler. Zorla evlatlarımızı kaybettiler. Şu ana kadar muhatap bulamadık" dedi. Bu muhataplığın önemli olduğunu ama arkasının gelmesi gerektiğini ifade eden Ceylan, "Bekleyip göreceğiz" diye ekledi.

'GÖRÜŞME MÜCADELENİN GÜCÜYLE OLDU'

Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe, oğlunun kaybediliş öyküsünü anlattı, oğlunun toplu mezarları araştırdığı için kaybedildiğini söyledi.

Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, Ocak ailesi ile başlayan Cumartesi Annelerinin öyküsünü anlattı. Anne Yıldız, "Güneşte yandık, yağmurda ıslandık, soğukta donduk, nihayetinde sesimizi sağırlara duyurduk" dedi. Yıldız, Başbakan'ı kastederek "O bizi davet etmedi, bizden kurtulamadı mecbur kaldı. Burada oturmamazın gücüyle gerçekleşti bu görüşme" dedi.

Başbakan'ın konuşmalarına değinen Yıldız, "Senin acın, dilinde yediğin kebapların acısı. Kılıçdaroğlu'nun ağzına sürdüğü acıdır. Bizim acımız evlat acısı. Bizim acımız yürük acısı" diye haykırdı.

Mutki'de kayıplar için başvuru yapan aileler adına söz alan Rabi Eren'in kardeşi Mehmet Eren, toplu mezarlarla ilgili yayın yasağına dikkat çekti. Kardeşinin kaybediliş öyküsünü anlatan Eren, DNA testinin sonuçlarını beklediklerini ifade etti.

'MERHAMET DEĞİL, ADALET İSTİYORUZ'

Ailelerin konuşmalarının ardından, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Serpil Taşkaya bir açıklama yaptı.

Taşkaya, özel bir yasa ile devlet sırrı, zaman aşımı, hak düşürücü süre gibi hiçbir engelle sınırlanmayacak bir komisyonun kurulmasını, bu araştırma komisyonunda insan hakları örgütleri, demokratik hukuk kuruluşları, konunun uzmanı akademisyenlerin yer almasını istedi.

Ayrıca yargının, Genelkurmay'ın, MİT, JİTEM, jandarmanın elindeki tüm verilerin hiçbir sınırlama olmaksızın incelenmesini ve açıklanmasını talep eden Taşkaya, uluslararası sözleşmelerin derhal imzalanıp yürürlüğe girmesini istedi, somut taleplerine çözüm istediklerini belirtti. Taşkaya, "Acılarımızın üzerinden politika yapılmaması en temel hassasiyetimizdir. Merhamet değil adalet istiyoruz" dedi.

ETHA