PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın tarihi Diyarbakır Newroz'unda okunan mesajının ardından yaşanan gelişmeler, dün KCK yetkilileri tarafından yapılan geri çekilme açıklaması ile yeni bir aşamaya geldi.

Yaşanan süreci değerlendiren PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan, Newroz'da okunan mesajla Kürt sorununda önemli bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin başladığını söyledi.

"ADA'YA GİDECEK İSİMLERİ AĞABEYİM ÖCALAN BELİRLİYOR"

İmralı Adası'na giden milletvekilleri isimlerinin ağabeyi tarafından belirlendiğini söyleyen Öcalan, sürecin ağabeyinin kontrolünde ilerlediğini kaydetti.

Yaklaşık 2 ay önce ağabeyi ile görüştüğünde kendisine, "Adaya gidecek heyetin içindeki milletvekili arkadaşların isimlerini ağırlıklı olarak ben veriyorum" dediğini aktaran Öcalan, "O zaman bu üç arkadaşın isimlerini verdikleri zaman bu isimleri ben getirdim" diye konuştu.

Öcalan, "Tek bu isimler bana verildi. Tabi ben televizyonculara ve gazetecilere açık olarak söylemedim; ama bazı ipuçları verdik. 'Bu üç milletvekilinin gelmesi uygundur' dedi. Ağabeyim milletvekillerini seçerken hassasiyetleri göz önünde bulunduruyor. İsimlerin bahane edilerek sürecin başka taraflara çekilmesini istemiyordu. Kimsenin itiraz etmeyeceği 3 ismi belirlemişti" dedi.

"SÜRECİN OLUMLUYA GİTTİĞİ KANISINDAYIM"

Adaya gitmek için 20 gün önce başvuru yaptığını ve önümüzdeki günlerde gitmeyi umduğunu dile getiren Öcalan, gelişmelere ilişkin ise şöyle konuştu:

"Zannedersem bu süreçle ilgili başvurularımız engelleniyor. Umarız ki en yakın zamanda başvurumuz kabul edilir. Biz de adaya gideriz. Son durumu orada bir milletvekili olarak değil, hem ailesi olarak, hem de halk çocuğu olarak konunun nereye gideceğini daha iyi anlayabiliriz. Tabi açıktan yürüyen bir süreçtir, kapalı değil. Sürecin önünün ne kadar açılacağını, açılmayacağını kendi adıma söylüyorum. Ama sürecin olumluya gittiği kanısındayım."

'HALKIN TALEPLERİNİ İLETECEĞİM'

4 Nisan'da Halfeti'ye gelip ağabeyinin doğum gününü kutlayan on binlerce insanın taleplerini ağabeyine iletmek istediğini söyleyen Öcalan, "Halkın taleplerini ona aktaracağım. Halk çok önemlidir. Önemli olan halkın beklentileridir. Halkın sürece nasıl baktığı çok önemlidir. Yani mücadele de halk için oluyor. Her şey halk için yapılıyor. Süreç, 30-35 yıllık uzun bir süreçtir. Yani artık insanların ölmemesi için sürecin doğru gitmesi gerektiği kanısındayım. Onun için bu konuları bütünüyle ele alıp oraya götüreceğim. Halkın isteklerini, halkın beklentilerini oraya götürüp, abimle orada tartışıp, konuşacağız. Onun için şunu diyebiliriz; süreç şu aşamada olumlu gidiyor. Ama şu bir gerçektir, sürecin ismini doğru koymak, süreci doğru götürmek zorundayız. Yanlış götürürseniz zaten sonuç alamazsınız. O zaman daha vahim, daha kötü şeyler olur. Herkes fedakar olmalıdır. Herkes bu kanın durması için katkı sunmalıdır" dedi.

Kürtlerin süreçle alakalı sorun çıkaracağı kanaatinde olmadığını ifade eden Öcalan, "Ben halkın içindeyim, biliyorum. Kimsenin fazla engel çıkaracağını zannetmiyorum. Ama bir gerçeklik vardır. O gerçeklik de şudur; Kürt sorunu 200 yıllık bir sorundur. Kürt sorunu doğru tespit edilirse, ismi doğru konursa, bu sorun demokratik şekilde çözülür. Bu hem Türk, Kürtler için, Araplar için, hem de burada yaşayan bütün insanlar için faydalı olur" şeklinde konuştu.

'KATKI SUNANI TAKDİR EDERİZ'

Öcalan, oluşturulan ve çalışmalarını yürüten Akil İnsanlar Komisyonu hakkında ise şunları söyledi:

"En azından bölgeye gelip çocuklarını kaybeden ailelerle konuşuyorlar. Türkiye'de metropollerde, şehirlerde çatışmalarda ölen, polis, subay ve askerlerin aileleriyle konuşuyorlar. Bu çok olumludur. Herkes beklentilerini o insanlara aktaracaklar. Zannederim bu süreçte gönüllü olan 63 kişi vardır. Ve bunlar gereğini yapacaktır. O insanlara orada, burada laf atılması doğru değil. Çok yazıktır. Belki onlar için de bir yüktür. Şunu diyoruz, herkese bunu soruyoruz. Artık kan üzerinden siyaset yapılmaz. Kan kalemiyle yazı yazılmaz. Bazı köşe yazarları bu kalemle yazı yazıyorlar. Bu çok acı bir şey. Ve bazı siyasi partiler var. Kan üzerinden siyaset yapıyorlar. Bu kimseye bir fayda getirmez. Eğer bir katkın varsa gücün varsa, bu sürece katkı sun. İnsanların, o anaların gözyaşı dökülmesin artık. O gençler o dağlarda ölmesin. Eğer bu sürece katkı sunanlar varsa, onları taktir ederiz. Ama kan üzerinden siyaset yapanları ben şahsen kınıyorum. Doğru bir şey olmadığı ve halkın bunlara saygı göstermediği kanısındayım." (Yuksekova Haber)